Ana SayfaYazarlarAlkışlarla...

Alkışlarla…

 

Hava bu kadar bunaltıcı olmasa, siyasetin tokmağı kafamıza vurmasa, kimilerine Allah ‘Yürü ya kulum!…’ demese, ne şenlikli yazılar yazılabilir.

 

Başarıyı sahiden hak eden kişi ve kurumlar alkışlanır, sözgelimi kimilerinin, ortadaki göz ardı edilemeyecek başarıyı görmezden gelerek vur abalıya yaptığı, Türk Hava Yolları…

 

Dünyanın en iyi havayolu firmalarının Paris’te düzenlenen Air Show’da açıklandığı üzre, yirmi milyon kişinin katılıp, 325 havayolunun kar’atının değerlendirildiği zirvede yeralan havayolu değişirken, geçtiğimiz yıl yedinci sırada olan THY, bu yıl 12.sırada yeralmış. Tarihinin en zor dönemini, öteki güçlü şirketleri geçerek, tamamlamış. (Şom ağızlıysan elbet sıralamada geriye düşmüş dersin…)

 

Yolu verimli, çok renkli, daha yukarılarda yeralırken, göğün yedi katının da, kaliteli uçmaların şanının da THY.na olmasını dileyeceğiz elbet.

 

Erol Olçok’un 80’lerde kurduğu Arter iletişim şirketinin uzun yıllara dayalı başarısının, şimdi ajansın başında olan kardeşi Cevat Olçok kaptanlığında bu yılın Polaris ödülünü kazanması, misal… Arter reklam sessiz ve derinden büyük işlere imza atıyor, bu arada kurucusu ve evladının adını, 15 Temmuz şehidi olarak göğsünde onurla taşıyor, çalımlanmadan…Buna alkış gerekmez mi?

 

Hürriyet’in En iyi 100 Türk romanı bu yılki listeyle duyuruldu, listeye göz atın, alkış mı kargış mı gerektiğine siz karar verin…

 

HerkeŞler var, kimileri tekraren var, hak etmeyen nicesi var.

 

Roman olmayan kitaplar, roman sanılan öykü kitabı, belgesel kitap, çocuk kitabı, hepiciği var.

 

Ama Tarık Buğra, yok! Işınsu, Çokum, Safiye Erol,Tarık Dursun K.yok! Abbas Sayar, yok.

 

Hüseyin Rahmi yok, Hüseyin Rahmi!…

 

Refik Halid Karay yok!

 

Muradhan Mungan yok, Buket Uzuner yok.

 

Ayıptır, ayıp…

 

Listede yer verilmeyen, hak ettiği halde listeye alınmayan esaslı romancılara alkış isterim!Ki hiçbirinin bizim alkışımıza ihtiyacı yok.O zaman ötekilere ıslık isterim…Seçici seçkinlere…

 

Alkışı ve ıslığı hak eden başkaları da var, yer kalmadı, sonraki yazıya.

 

Ama bunca şamata ve alafucuruk bozduman günlerde gerçek adını saklayan bir kahraman beni pek güldürdü. Gandhi yazıma, yiğitliğinden rumuz adına saklanarak yorum düşmüş:

 ‘Gandhi’ye çirkin diyorsunuz, sanki siz çok mu güzelsiniz Ayşe Hanım?’ demiş… Buyurun buradan yakın… Esaslı soru, da konuyla ilgisini çıkartamadım…

 

Engin akıllı fikirli yorumcu ve takıntılı takipçi öbür muhteşemleri saymıyorum…

 

Kemal beyler, Deniz beyler,öbür malum zevat, yorum yapmadan ve her bir şeyi bilen, akıl vermeden duramayan allâme-i cihanlar olmasa, ne yapardık?

 

 Nasıl gülerdi yüzümüz?

- Advertisment -