Rus Büyükelçisinin öldürüldüğü saatlerde; Türkiye, Rusya ve İran, Suriye'deki acil duruma ilişkin konuları görüşüyordu. Türkiye, muhaliflerin yenilgisinin ve göçün sınırda yeni bir yığılmaya yol açmaması, bir büyük insanlık dramı daha yaşanmaması için, ölümden kaçanların kurtarma ve tahliye işlemlerine destek olmaya gayret ediyor. Bu nedenle, Rusya’yla yoğun bir telefon trafiği sürüyor. Bu tablo, Şam rejimi (ve ona kendilerini yakın hissedenler) tarafındansa, “Halep'ten teröristlerin temizlenmesi” olarak görülüyor… Tabloyu “mezhep çatışması” boyutunda okuyanlar da var. Çatışmanın yaygınlaşmasıyla birlikte, bir Şii-Sünni bloklaşmasının oluştuğunu görebiliyoruz.
Şii yayı
Şii yayı, İran'ın öncülüğünde, uzun zamandır oluşmuş durumda. Sünnilerin birlik oluşturduklarını söylemek zor. DEAŞ da, Özgür Suriye Ordusu(ÖSO) da, irili ufaklı bir çok muhalif grup da, Sünnilerden oluşuyor. Aralarında birlik olmadığı gibi, yer yer çatışıyorlar. "Şii yayı", Tahran, Bağdat ve Şam merkezli bir ortak harekat zemini oluşturuyor. Buna, Lübnan Hizbullah'ı da, militan şekilde katılıyor.
Halep’te İranlı milisler
Halep'te muhalifler çekilirken, temel tartışma konularından biri, Şam askeri güçlerinin yanında savaşan ve Halep'te büyük üstünlük sağlamış İranlı Şii milislerin, çekilenlere saldırılarını sürdürüyor olmalarıydı. Bu tablonun oluştuğu günlerde, Batı basınında, “Türkiye-İran bölgesel hegemonya kavgası” üzerine ilginç yazılar çıkıyordu. İran'ın "Şii yayı"nın başına geçmesi ve inisiyatifi ele almasına karşı, Türkiye'nin tepki gösterdiği, İran'ın hegemonya alanlarını sınırlamaya çalıştığı, yazılıyordu. Bölgedeki çalkantının, Türkiye ve İran’ı karşı karşıya getirmesi kaçınılmazdı. ABD'nin Irak'ı işgaliyle başlayan kaos, şimdi iki ülkeyi istemedikleri bir gerilimle yüz yüze bırakıyor. Batı'nın etkisinin zayıflamasıyla hamle yapan Rusya, İran-Türkiye arasındaki gerilimi de, kontrol etmeye çalışıyor… Türkiye ile İran da kapışırsa, Ortadoğu belini doğrultamaz. Irak ve Suriye'nin toprak bütünlüğünün sağlanması konusunda, Ankara-Tahran arasında mutabakat oluşabilir mi? Göreceğiz. İran, bölgede “Şii egemenliği” kurma planında ısrarcı olursa, ortalığın yatışması mümkün olmaz. Büyük devletlerin müdahale alanı da genişler… Ankara- Tahran ilişkisinin makul zemine oturması, bölgenin en acil konusu haline geliyor