20 Ekim 2011’de kesin silah bıraktığını açıklayan ama bugüne kadar sürecin son aşaması olan silah teslimi ve kendini fesih aşamasına geçmemiş bulunan ETA geçen cuma (21 Şubat) bir miktar silah ve mühimmatı, Uluslararası Denetim Komisyonu (CIV/ Comisión Internacional de Verificación) olarak adlandırılan kurulun üyelerine teslim etmiş olduğunu ortaya koydu. Kurulun sözcüsü Sri Lankalı Ram Manikkalingram örgütün bu jestini Bilbao’da düzenlenen bir basın toplantısıyla kamuoyuna açıkladı. Ayrıca ETA da kapüşonlu iki ETA militanı ile iki komisyon üyesini (Manikkalingram ve Kasrils) masanın üzerine dizilmiş silah, mühimmat ve patlayıcılar önünde gösteren bir videoyu BBC’ye yolladı.El Pais’in danıştığı bir güvenlik uzmanına göre, Manikkalingram’ın toplantıda okuduğu notla kendilerine teslim edilen –tüm ayrıntıları İspanyol basınında yer alan- silah ve mühimmat, ETA’nın bir komando biriminin bile ihtiyacını karşılamaktan uzak. Ayrıca markaları ve seri numaralarının bildirilmemiş olması, malzemenin ETA’ya ait olduğunu kanıtlamıyor. Bununla birlikte, örgütün 2006’da Fransız Sidam şirketinden çaldığı düşünülen silahlarla örtüşme olasılığı yüksek.Asıl önemli olan, Manikkalingram’ın da basın toplantısında altını çizdiği gibi, ETA’nın elinde daha ne kadar silah kaldığının bilinmiyor olması. Tüm ulusal ve Bask milliyetçi partilerin üzerinde birleştikleri nokta da ETA’nın bu jestinin yetersiz olduğu. Sadece altı kişiden oluşan komisyona çok küçük bir miktarda silah ve mühimmat teslim edilmesinden değil, ayrıca elde kalan silahlar ve daha sonra atmayı düşündüğü adımlar konusunda ayrıntılı bilgi verilmemiş olmasından da kaynaklanan bir yetersizlik söz konusu olan.Manikkalingram CIV’nin bundan böyle bu işi sürdürme niyetinin olmadığını söyledi. Geçen Ocak ayında nerede olduğunu açıklamadığı bir zulada silah ve mühimmatı teslim almak için iki ETA militanı ile bir araya geldiklerini anlattı. Nitekim BBC’ye gönderilen videoda da bu buluşmanın görüntüleri yer alıyor. Manikkalingram kendileri bakımından tutuklama nedeni olabilecek bir buluşma olduğunu, çünkü bu kişilerin olasılıkla illegal durumda bulunduklarını vurguladı. Manikkalingram, işte bu nedenle örgütün yeni silah teslimlerini yapması gereken kurumun hükümet tarafından belirlenmesi gerektiğinin altını çizdi.Audiencia Nacional’den komisyon üyelerine çağrı Manikkalingram’ın açıklamalarının ardından Bask Ülkesi Terörizm Kurbanları Birliği Covite (El Colectivo de Víctimas del Terrorismo) harekete geçerek komisyon üyelerinin BBC’ye gönderilen videoda da kapüşonlu olarak görülen iki ETA militanın kimliğinin belirlenmesi için güvenlik makamlarına yardımcı olmalarını önerdi. Özel mahkeme (Audiencia Nacional) yargıcı İsmael Moreno da bu öneriyi jet hızıyla hayata geçirerek CIV üyelerini militanların kimliklerinin belirlenmesi için ifade vermeye çağırdı.Terörizm kurbanları dernekleri iktidar partisi PP’nin içinde aşırıların da yer aldığı sağ kanadı ile yakın ilişkide ve ETA’nın sonlandırılması sürecinde gerekli adımları atmaması yönünde hükümete baskı yapıyor. İspanya’da bugüne kadar ayrı bir aşırı sağ parti olmadığı için oy oranı yüzde 10 civarında seyreden bu grubu içinde barındıran PP, Avrupa Parlamentosu seçim kampanyası arifesinde grubun girişimlerinden oldukça rahatsız. Bu gruptan kopanların 1996-97 yıllarında ETA tarafından tam 532 gün rehin alınmış bulunan Ortega Lara önderliğinde Vox adında yeni bir parti kurmuş olmaları bu rahatsızlığı daha da arttırıyor.Vox, 78 Anayasası ile getirilmiş olan özerklikler sistemini kaldırmayı savunuyor. Ortega Lara da PP merkez yönetiminin ETA’yı sonlandırma süreci stratejisine şiddetle karşı çıkıyor. Öyle ki hükümetin süreçte “hiçbir adım atmamak” olarak nitelenebilecek stratejisini “ETA’nın önüne kırmızı halı döşemek” olarak niteliyor.Bu görüşlere yakın duran Covite, önceki hafta, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne ETA ve Batasuna mensubu 11 kişi hakkında insanlığa karşı suç işledikleri iddiasıyla yaptığı başvuru ile adından çok söz ettirdi. Ayrı bir tartışma gerektiren bu konuda hukukçuların ortak görüşü terör suçlarının UCM’nin görev alanına girmediği, kaldı ki İspanya’da da bu suçlara bakan özel bir mahkemenin (Audiencia Nacional) bulunduğu yönünde.Siyasi partilerin tepkileriİktidar partisi, kendi içinde ya da çevresinde geliştirilen sürece karşı bu girişimlerden ister istemez olumsuz yönde etkileniyor. Covite’nin UCM’ye suç duyurusunda bulunduğu kişiler arasında sadece örgüt üyelerinin değil, siyasetçilerin, hatta ETA’nın silah bırakma sürecinin mimarlarından Arnaldo Otegi’nin de olması bir yerde yanlışlık yapıldığını gösteriyor.İçişleri Bakanı Jorge Fernández Díaz, silah bırakmış olan ETA’ya karşı hükümetin uyguladığı ödünsüz hatta sert denebilecek politikanın sözcüsü. Başından beri örgütün silahlarını teslim ve kendini feshetmesi karşılığı talep ettiği mahkûmlarının durumunu müzakere şartını reddetti. ETA önce ayak sürüdü sonra yürürlükteki mevzuat çerçevesinde bireysel temeldeki topluma yeniden kazandırma uygulamasını kabul etti. Bu konuda hükümetin hesaplayamadığı ETA mahkûmları lehine tek lehte gelişme ceza indirimlerinde AİHM’in Yüksek Mahkeme’nin “Parot doktrini” olarak adlandırılan içtihadını iptal etmesi oldu. 60 civarında mahkûm derhal tahliye edildi, cezaları bu içtihatla uzatılmış olanlar da şimdi daha erken tahliye edilecek.İçişleri Bakanı Fernández Díaz, ETA’nın silah teslimi şovundan sonra yaptığı açıklamada, partinin sağ kanadına yönelik olarak eleştiride bulundu. ETA’nın koşulsuz silah bıraktığını, çünkü hukuk devletine karşı yenilgiye uğradığını, şimdi de af beklediğini hatırlattı. Örgütün silah teslimini “teatral hale getirmesine” inanılması ve katkıda bulunulmasının beklenmemesi gerektiğini ifade eden Fernández Díaz, “yapmamız gereken tek şey, örgütün kendini koşulsuz olarak feshetmesi” diye konuştu.Fernández Díaz bu vesileyle ayrıca Büyük Britanya’nın IRA’nın sonlandırılması sürecinde yaptığının aksine CIV’in rolünü hiçbir zaman kabul etmemiş olduklarını vurguladı. Polis ve Guardia Civil’in çalışmalarıyla ETA’nın silahlarının teslim alınacağını, örgütün kendilerine yerlerini bildirmesinin yeterli olduğunu söyledi.Ana muhalefet Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) adına konuşan Genel Sekreter Yardımcısı Elena Valenciano, silah teslim şovunu “küçük bir jest” olarak tanımladı. Devamla “önemli olan nihai jesti yapmak; bu da örgüt olarak yok olmak” diye konuştu. Bask özerk hükümeti eski Başkanı Patxi López ise, sosyalistler olarak bu son olaydaki kadar dar kapsamlı olsa da bu yönde atılan adımları küçümsemediklerini belirtti ama tüm açıklığıyla söylemesi gerekirse örgütün feshinden daha geride kalan bir adımın kendilerini tatmin etmeyeceğini de vurguladı.Örgütün kendini feshi talebini ulusal partiler kadar Bask milliyetçi partileri de paylaşıyor. Bask özerk hükümeti Başkanı (lendakari) Iñigo Urkullu da yaptığı açıklamada atılan adımın küçük ama doğru yönde olduğunu, bundan sonra örgütün silahsızlanmasını tamamlaması, kendini fesih ve verilen zararı kabul etmesi gerektiğini vurguladı. Urkullu ayrıca başında olduğu PNV azınlık hükümetinin örgütün sonlandırılması sürecine katkısı olacaksa ETA ile doğrudan görüşebileceğini hatırlattı ve ETA’nın son jestinin olumlu bir yönü bulunduğuna, bunu “tek yanlı ve koşulsuz” sıfatlarıyla dile getirebileceğine dikkat çekti.Tek yanlı ve koşulsuz ETA’nın önceki günkü silah teslimi jesti her ne kadar “teatral” olsa da Urkullu’nun dile getirdiği olumlu veçhesini göz ardı etmemek gerekiyor. Juan Mari Gastaca, cumartesi günü El Pais’te yayımlanan “Bir jestten biraz fazlası” başlıklı köşe yazısında, silah tesliminin bu veçhesini ön plana çıkarıyor.Gastaca yazısında, ETA’nın silah bırakarak terörist örgüt olmaktan çıktığını ama geleceğiyle ilgili tartışmayı, siyasi hayattaki yerini yitirmemek için sonlandırmadığını belirtiyor. ETA’nın ortalıktan tek bir silah teslimiyle çekilmeyeceğinin bilindiğini vurgulayan Gastaca, son jestin küçük ya da büyüklüğünün değil, tek yanlı olmasının önem taşıdığının altını çiziyor. 20 Ekim 2011’deki silah bırakma kararında olduğu gibi, ETA tek yanlı bir silah teslimi yapıyor. Bunun karşılığında herhangi bir talepte bulunmuyor. Başka bir deyişle koşulsuz bir silah teslimi söz konusu olan; bu da örgütün bu yönde adım atmaya devam edeceğinin en büyük güvencesini oluşturuyor.Bununla birlikte, ETA’nın doğru adımları çok yavaş attığı görülüyor. Süreçte geriye dönüş fiilen mümkün değil ama örgütte yine de bir tür zaman kazanma arzusu hissediliyor. Bunun bir anlamı var mı? Sanmıyorum, çünkü örgütün toplumsal tabanını oluşturan yurtsever (abertzale) solun partisi Sortu’nun Başkanı Haisler Araiz bile artık “ETA daha hızlı adım atmalı” diyor.
- Advertisment -
Önceki İçerik
Sonraki İçerik