Zor zamanların kitabını yazmak…
Güç iş, gerekli iş, hem kanayan hem kanatan iş.
Savaş dönemi kitapları, demokrasiye düdük sesiyle mola veren darbelerin kitabı, kimi yönlerden farklı olsa da, kitapsızların ülkelerine ve demokrasiye açtığı süngü savaşıyla, insanların kalbinde açtığı hicran yarasıyla, iyi ki yazılıyor.
Ulusların tarihi, siyaset ve hicran cephesinden de yazılmalı çünkü, p…luk zirvesinden yazıldığı kadar…
15 Temmuz sonrası, D.Hızlan, C.Erciyes ve S.Gümüş, 12 Eylül sonrası darbe edebiyatı kitapları listesi oluşturdular, ancak bu iş son darbenin birkaç kitabıyla kısıtlı kalmamalı, geriye dönük darbe kitaplarımız, nice darbe ve muhtıramız var, olmaz olasıca…
15 Temmuz edebiyatını ayrı bir yere koymalı, çünkü o darbeden çok, işgal, iş-gal!
Ve yazılmasına daha çok var, ilk yapıtlar verilmeye başlanmış olsa da…
27 Mayıs (kimilerinin özgürlük bayramı, halkın mağdur olduğu) kitapları denende, dönemin öncesinde S.Kocagöz’ün İzmir’in İçinde’si, O.Kemal’in Hanımın Çiftliği.
Esnasında ve sonrasında, A.İlhan’ın Aynanın İçindekiler dizisinin üç kitabı, Türkali’nin Bir Gün Tek Başına’sı, Karakoyunlu’nun Yorgun Kısraklar’ı, S.Çokum’un Karanlığa Direnen Yıldız’ı , N.Kuyaş’ın Yeni Baştan’ı hemen akla gelenler.
12 Mart muhtırası sonrası, Anday’ın Gizli Emir, İsa’nın Güncesi kitapları, Atay’ın Tutunamayanlar, Tehlikeli Oyun, Ç.Altan’ın Büyük Gözaltı ve Bir Avuç Gökyüzü, Füruzan’ın Kırkyedililer, Tarık Dursun’un Gün Döndü, E.Öz’ün Yaralısın, Y.Güney’in Selimiye üçlüsü kitapları, S.Soysal’ın Şafak, E.Işınsu’nun Sancı, P.Kür’ün Yarın Yarın, Kocagöz’ün Tartışma, Demirtaş Ceyhun’un Yağmur Sıcağı, O.Rıfat’ın Bir Kadının Penceresinden, D.Özlü’nün Bir Uzun Sonbahar, S.Çokum’un Zor,A.Özakın’ın Alnında Mavi Kuşlar, T.Buğra’nın Gençliğim Eyvah, A.Kutlu’nun Kaçış, D.Özlü’nün Bir Küçük Burjuvanın Gençlik Yılları, T.Özlü’nün Çocukluğun Soğuk Geceleri.
80’lerden 90’lı yıllara uzanan süreçte, malum hem 12 Mart, hem 12 Eylül hem 28 Şubat kasnağında dokunduğumuz dönem, M.Eroğlu’nun Issızlığın Ortası, Geç Kalmış Ölü, Yarım Kalan Yürüyüş, Adını Unutan Adam, kitapları, Özakın’ın Genç Kız ve Ölüm, A.Altan’ın Dört Mevsim Sonbahar, Sudaki İz, kitapları, E.Işınsu’nun Cambaz, A.Kutlu’nun Tutsaklar, B.Karasu’nun Gece, L.Tekin’in Gece Dersleri, Alev Alatlı’nın İşkenceci, A.Kutlu’nun Hoşça kal Umut,F.Çiçekoğlu’nun Uçurtmayı Vurmasınlar, A.Kadir Konuk ve Kaan Arsanoğlu’nun, Ü.Aslanoğlu’nun, Ü.Kıvanç’ın, T.Buğra, B.Yıldız, M.Zeren, H.Genç, H.Şimşek, kitapları…
28 Şubat tankla gelen tarihi dönemeçte M.Efe’nin Mızraksız İlmihal, H.Toros’un Halkların Ezgisi, Kekeç’in Yağmurdan Sonra, E.Atasü’nün Gençliğin O yakıcı Mevsimi, M.Celal’in Ne Güzel Çocuklardık Biz, Y.Bener’in Eksik Taşlar,G.Korat, T.Ertekin, T.Abacı, A.Keskin, M.Uyur kulak, O.Akınhay, kitapları…
Sürecin sonrası Kar (O.Pamuk), Bana Uzun Mektuplar Yaz (C.Aktaş) Gökduman, Ülsever, F.Barbarosoğlu, S.Engin kitaplarıyla geldi. S.Acar, A.Devecioğlu, H.Öztoprak, A.Keskin kitapları var.
2007 e muhtırası sonrasında, edebiyat darbeden muhtıraya, satır arasından ve sokaktan tanklar geçse de, hayat edebiyatla daha sahici kılınıyor, darbelerle, insanların ve sanatçıların zor balarla alıp vermesi sürüyordu elbet. M.Söğüt, Ş.Baltaş, Zülfü, Seni Dinleyen Biri ile C.Aktaş, İkna Odası ile Y.Ramazanoğlu, S.Eraslan Saklı Kitap, F.Barbarosoğlu Medya Senfonisi kitapları, O.Pamuk, Ece T.Kuran, A.Deveci, G.Süngü, A.Keskin, P.Yıldız, A.Şenel, I.Zileli, S.Orhan, M.Kara, S.A.Alpat, kitaplarıyla katkıda bulunurken.
(A.Kilimci’nin darbelerin derbederliğini yazdığı öykü kitapları ve anı hikayeler kitabı Ah Benim Akortsuz Kalbim, her ne kadar hiçbir eleştirmen ve dönem kitap listelerinde yer almasa da, yazarına bir hakbilirlik olarak, bir kıyıcığa not etmem gerektiğini düşünüyorum.)
Konu hakkında derinlikli bilgi, Çimen Günay Erkol’un, ‘Edebiyatın Türkiye’nin demokratikleşmesine tanıklığı’ başlıklı,Tübitak projesi olarak hazırladığı, ‘Askeri Darbeler ve Romanlar’ başlıklı kapsamlı, aydınlatıcı çalışmasını herkesin okumasında yarar var.(Kimi eleştirmenlerin de…)
Darbeler, muhtıralar, işgaller vurur geçer, deler geçer, edebiyat siler geçer, üfler geçer, daha doğrusu öylesine dokur, dokunur ki, geçmez… Yaranın kabuğu düşse de izi kalır. Geçmesin zaten, ne acısı, ne de izi…
Tarih, edebiyatla daha sahi yazılır.
Şimdi verimli kalemlerden, esaslı 15 Temmuz işgal kitapları beklemek zamanındayız.
Kalemler, hayaller, gözlemler, hayattaki ve kitaplardaki kahramanlar varolsun, tank sesi, silah sesi, halkının başına ölüm yağdıran jet gürültüsü silinsin, hayatımızdan yok olsun…
(Bu yazıya koyulurken, R.Nuri Güntekin’in Yeşil Gece’si, Gorki’nin Ana’sı ile Klim Samgin’in Hayatından 40 Yıl’i ve İspanya iç savaşını benzersiz biçimde romanlaştıran Merce Rodoreda’nın Güvercinler Gittiğinde’si üstünden bir karşılaştırma ve imrenme yazısı yazmayı kuruyordum, yukardaki gibi yazıldı… Sonra yazarım…A.K.)