Senin gelin, anne, parti kadın kolu üyesi, dul, kaynana, nine olduğun, ömür sürdüğün mahallede tam da, hem de sahiden sana mektup yazmaya niyetlenirken, bir anda ortalık kalkıp oynadı, erken seçime gidiliyor.
Sana nasıl da yaraşacak şimdi bu mektup.
Ah Sakiye ablam, sen bizim siyasi anılarımızın en renkli kişisiydin, bir kenar kıyı mahallenin kahraman kadınlarının en birincisiydin.Üç kadın, biri senin annen, biri kızın, kendinizce bi imparatorluk kurmuştunuz. Sultan sendin, kocan başvezirdi, niyeyse ondan için Muhsin hanım derlerdi, senden için Sakiye bey…Sen sokak sokak koşturur, kendince siyaset yapardın, çocukların keçesini sudan kurtarmıştın, annenin ölesi yoktu, kızının gidesi…Evin işlerini birinin çekip çevirmesi gerekir elbet, o da evin erkeğiydi. Altmışlı yetmişli yıllarda ne eli maşalı feministlerdiniz siz, inan olsun özlüyoruz.
Demokrat Partiden sonra siyasi çizginden milim sapmadın, demirkıratlı oldun, sonra Özal'cı oldun.Menderes baştacındı, sonrakileri de sevdin, en büyük ülfetin Demirel'leydi. Bir ara soyadını bile değiştirmelere kalktın, liderlerinden birinin soyadını alıp sonra Muhsin hanıma ayıp olmasın diye eski soyadına döndün.Her milli bayramda soğuk permalı saçlarını kızıla boyatıp, döpiyes (!) kuşanıp, topuklu pabuçlarının üstünde Varyant'tan aşağı parti konvoyunla geçtin. Geçerken yukardan size el sallayıp tezahürat yapan mahalleliye velinimetlerim diye el kol sallayıp öpücük yolladın.Kimin atanmasış işe alınması sigortalanması gerekse senin kapında bitti, hepsinin işini hallettin. Ara ara İnönü resmi görür gibi olurduk, sehpa üstünde , cahiliye dönemimden kaldı, dedin.
Muhteremler aynı, değişmek şöyle dursun, daha beter. Yaşayıp göreydin, derdin ki, eskiden hiç değilse adamların kaportası yerindeydi, bunlar ne böyle, biri kavgacı, biri öfkeli, biri akılsız, biri sırıtkan, biri garson…Biliyorum sonuncu masala uymadı, ama, garsondan daha beter garson kılıklısı bile var.Allah'ın gücüne gider dediğini duyar gibiyim, akıl olmayınca sıfattan yükleniyor insan, yoksa öfkeden yıkılır kişi, o kadar tahammülfersa yani…
Bir de kadın parti başkanı çıktı, ilk hedeflerinin siyasi iklimi değiştirmek olduğunu söyleyen…Partisinin başına geçemedi, o da gidip daha iyisini kurduğuna inandığı yenisini kurup, başına geçti.
Senden sonra partileşen geçmişi kandil'li kimileri, takılmış plak gibi 'seni başkan yaptırmayacağız' demekten helak oldular, iktidar partisinin başındaki zat için.
Sakiye ablam sen gideli çok oldu, memleket değişti, siyaset çok değişti, artık kül yutulmaz zamanlardayız. Cilalı gerçekler çağı, bu çağ.Öyle eski plakları çevirip söylemekle, beni siz yarattınız canlarım demekle, bayram törenlerinde el kol sallamakla, kemikleşmiş oylarla gün doldurmak, siyaset yaptım, ülkeyi kalkındırdım demekle olmuyor.
Gümbür gümbür değişip dönüşüyor memleket. Senden sonra iki darbe, darbe hükmünde neler gördü bu millet, en sonunda işgal etmeye bile kalkıştılar.Çok pis hesaplar kuruluyor,
Siyasal iklimin değiştirilmek istendiği günler geçmedi, hala o akılda fikirdeler.Adam gitsin, ülke bitsin ne gam, türküsünü çığırmaktalar.
Parlamenter sistem başkanlık sistemine evriliyor, anlatabileyim isterdim, sen de duyabil, alkışlardın biliyorum.Ordular, ilk hedefiniz düşmanlıktır diyen teknik adamlar dıgıdık at sürüyor, bu at senin ardına takıldığın kır at değil ama, hepsi dökülüyor.
Hiçbirinin iktidar olmak, büyük işler tutmak gibi bir derdi yok, yok inan ki yok…Varolan iktidarı yiyip yutmak derdinde cümlesi.Millet neyimiş, geçiniz anacım…Adam gitsin, ülke bitsin, diz çökelim, biat edelim, rahat edelim cephesi bu.Sömürgeci şer cephesi bin yaşasın'cılar, kendilerine yontan ters türs hesapların icatçıları…Büyük Türkiyeyi parça pinçik etmeye niyetlenenlerin cephesi, o yüzden seçim, hemen şimdi deyip durdular, erken seçim mi, peki buyurunuz o halde denince de mızımaya başladılar, ama ohal var, şimdiden gölge düştü seçime demeye başladılar.Haklısın, aynı hamam aynı tas bunlar.
Madem öyle işte böyle, hadi size erkenin erkeni nurtopu gibi bir seçim…Ladies and gentlament hayırlı olsun çağ atlatacak seçiminiz, haden baken…Yüz yıla, ondan da ilerisine çıkacak esaslı yeniliklerle, eğitimle, sanatla, kültür ve şehircilikle, bayındır bir ülke olmakla, medyası, çocuğu kadını, sporuyla, kitaplarla, kitapsızlara rağmen pırıltılı çağlara yönelmenin zamanıdır, Sakiye ablam…
Tamam da kimle, deme, bunu sen deme bari, üfürükten teyyarelerle değil, milletle anacım…Yolunu bulmak da milletle, işgal ve darbelere karşı durmak da milletle, emperyalisti kovmak, yani sahiden yedi düvelle cenk etmek de milletle, kaderimizi güzel kılacak bu erken seçimden milletle elele çıkmakta…Bize de, dünyaya da soluk aldırabilmek için…