Ana SayfaYazarlarÜslub-u beyan ayniyle insan...

Üslub-u beyan ayniyle insan…

 

Konuşma tarzı içinin aynasıdır, demek, bu söz…

Ya da, insan ne ise öyle konuşur, demek…

‘Hadi lan ordan, defolup gidin başımızdan be!’

Muhalefet partisinin Konya Milletvekili böyle söylüyor…

Neyle geldi başınıza ‘bunlar’ da, seçimle değil, küfürle tehditle defetmeye çalışıyorsunuz?

Hile desiseyle mi, yabancı güç marifeti ihtilallerle mi?

İktidar değişikliği seçim marifetiyle olmuyor mu?

Yoksa bilip yeğlediğiniz başka iktidar olma biçimleri mi var?

Kimilerinin ve muhalefetin muradı, tek çaresi o biçim gelmek mi?

Sizin bildiğiniz terbiyenize yetmez, değil ki uygulamaya, hele hele hükümet olmaya…

Bırakın tek çareniz olan iktidara gelme biçimini, lafınız, gafınız, aklınız o biçim…

 

‘Çıkmayacak, adım kadar eminim. De ki Evet çıktı, kimse heveslenmesin kardeşim…Biz gene Samsun’a çıkarız, (üstünüze çıkarız diyecek, unuttu…) ulan sizi İzmir’e kadar kovalamazsak, sizi de sizin yedi göbek sülalenizi de…’

 

Ağzını korkak alıştırma kuzum, dilinin altındakini söyle, yani sinkaf’ı…Yarım bırakınca söz eksik,mana ve ehemmiyeti, romantizmi kayıp, anlam kayık, söze de küfr’e de yazık oluyor. Erkek adam küfrü adlı adınca eder, hele anatomi bilenler…’Ahanda şuraya yazıyorum: Evet çıkarsa, isterse yüzde seksen çıksın, kalan % 20’mizle o % 80’in tek tek hepsini, bununla kalmayıp hepsinin yedi göbek sülalesini şeytmezsek, buna bizim dışarıdaki güçlerimiz fuck diyor, bi kere de değil, defa’aten ananızı dininizi hem de…Yedirir miyiz lan biz bu memleketi size?Atatürk gelse o da yedi göbek sülalenizi şeyeder be sizin, şeyttirin gidin şurdan be, vatandaşım geçinen cahil cühela kömürcüler, kendini ve oy’unu satan oyunbaz aşşaağlıklar…Milletmiş…Ney’imin milletiydi bunlar, başkanım?…’

 

Hakkatten ne güzel, ne içli söylüyorsunuz, söylediklerinizden yukarda arzettiğim , yani benim öyle anladığım şekil, söylemeyip içinizden fena halde geçirdikleriniz; anlaşılsa da söylenemez küfr’leriniz de malum oluyor, onlara da ayrıyetten hayran kalıyoruz…

 

Sizin piriniz Lokman,’ kötü komşunun ilacı olmaz ‘derken, ‘terbiyesizin de islahı na mümkün’,der…Devasız derde duçar olmuşsunuz, salah için hangi dedeye mum dikseniz ?

 

Referandum seçmenini tehdit ediyor, topumuza açıkça küfrediyor, bi de doktor olacak…

 

Uzmanlığını Gata’da yapmış, Konya asker hastanesinde çalışmış, belli ki bu albayım üslubu oradan, albaylara ayıp olacak şimdi.Albay, yani asker dediğin de iki tür, bi sahicisi, vatanı koruyan, bi çakması, ihtilal yapanı, sayınlığı kendinden menkul vekil, ikincilere yazılmaya hevesli…Yazılmış çoktan, ihtisasını orada yapmış, ne vardı uzmanı olduğu kulak burun dalı gereği, ağzından çıkanı kulağı duyaydı?

 

Akıldanelerinden gelen buyrukla, ‘tatlı söyleyin, bu defa alttan alın, zarif olun, kibar davranın’ referandum taktiğine uyduğu bu, anlayın…

 

Ya bir de uymasa, tutulamaz, gem vurulamaz olsalar, n’edecekler?

 

Makinalı tüfekle tarayacaklar zahir …

 

‘On adam gücündeki milletvekili, dinlerken gözlerim doldu…’ diyor, hıkdedicileri.

 

‘Hitabeti gayet güçlü, her şeyden önce konuşmayı biliyor’ muş…

 

İyi ki biliyor…İyi ki bire on…İyi ki hekim…Düşmanlık hapı yutturan hekim.Evet çıkarsaymış, ülkeyi başımıza yıkarmış…

 

Branşı olmayınca bilemiyor, kendine deva bulamıyor, yok mu akıl ve ruh sağlığı uzmanı, yakınında?Yetiş ey Mazhar Osman…Hoş, mum dibine kör yanar, kendi dalı olsa da böylesinin ilacı yok, siyasetten silinip gitmesi tek ilaç…Kendi siliyor zati kendini.

 

‘Sonun geld!’i diye höykürüyor, Cumhurbaşkanına, onu Kaddafi, Mussolini, Hitler’e benzeterek. Kişi,alemi kendi gibi bilirmiş…

 

Evet’çiler düşman askeri, denize dökülecekler…

 

16 Nisan’da hayır çıkacakmış, seçilmiş Cumhurbaşkanının sonu diktatörler gibi, hatta daha beteri olacakmış.

 

İzmir’de denize dökecekmiş, Yunan askeriyle eşleştirdiği Evet cephesini.

 

Yunan işgalcisi mi, zalimi mi, emperyalist işgalci mi, Evet cephesi?

 

Halkına düşman, tek adamcı, tek partici azınlık diktasının papağanı mı, evetçiler, bazıları gibi?

 

Tehditkar ve küfürbaz!

 

Hadsiz ve terbiyesiz!

 

Niyeti de ağzı gibi bozuk, durdu durdu, hendekten aşmaya çeyrek kala maraza çıkarmaya yapıyor bunu…

 

PKK’yla, hendekçi ve bölücü tayfanın omuzdaşı, kaderdaşı partinin densiz ve küfürbaz papağanı…

 

Partisi de arkasında duruyor, başı neyse, ucu, kuyruğu hep aynı. Bunlardan bişey umarsa umsuruk olacağını gayet iyi biliyor bu halk, sırf onun için Evet!

 

Göreceksiniz, bir yılda bu ülkenin (bütün kapılarını ve bütün analarını şeyedeceğiz biz, demek istiyor, fıkranın kahramanı burada…)…

 

‘Utanmadan kalkmış bizden başkanlık istiyorsunuz.Kaç paralık adamsınız be siz?’

 

Demek öyle, doktor bey, hem de vekil bey? Beyliği üstünüze alınmayınız lütfen, hassaten istirham ederim, bey’lik kim siz kim?

 

Tüh sana…

 

Aslında tükürmek eyleminin asaletine de uymaz, bu marifetleri kendine yakıştırana tüh demek.

 

Kutuplaştırmayalım diyen parti üyesine bakıp ibret almak gerek…

 

Üslub-u beyan, ayniyle insan…

 

Demir dağı delen kurt, yok canım, olsa olsa zilli kurt, deldiği ve yırttığı da ancak ar perdesi, ahanda CHP…

 

Bunların başıyım sanan da ‘anaaaa….anan…ananı ananı…’ diyen bir zarif herif idi…

 

Varsa kendileri, yoksa kendileri, halkını beğenmeyen, halkın kıyısına, H’sine bile yolu düşmeyen milli şef zihniyeti, kendi olamayan, değeri olamayan, düşmanla kolkola girmeden edemeyen, içimizdeki düşman, kovalayacakmış, hüsn’ünün sakaletini,bozuk dilinin küfr’ünü sevdiğim, ki bu sevmek kelimesine sizin lügat yestehlemek diyor, Halep ordaysa arşın burada, 17 Nisan sabahı evet çıktığında, evet diyenleri denize mi dökeceksin, yoksa, bütün İzmir halkı önünde özür mahiyetinde denize mi siyeceksin? Bişey yapman gerek…

 

Ne hoş konuştum sandı, nası eliyle koluyla coştu taştı, estim gürledim sandı, nasıl…

 

Neye güveniyor? Sandıktaki sayının ötesinde sandığı gücüne…Oy her şey demek diil malum,. Onların sandık sayısı üstünde bir ağırlığı ve geçerliliği var…

 

Küfr arenasından kükrüyor :’ Siz kaç paralık adamsınız be?Yokolup gideceksiniz! Ve göreceksiniz bir yılda bu ülkede iktidarı kuracağız…’(Hepinizin anasını belleyeceğiz, diyor asıl niyet bu…)

 

‘Bu memleketi sizin gibi haramzadelere teslim etmeyiz!Kaç paralık adamsınız siz be? Terbiyesizler!’

 

Ay yavrım, ah yiğidim, diline hükmü geçmez sakilzade…

 

‘Evet çıkarsa bedelini ödetiriz’, demek öyle?

 

Hadi lan gel ödet, gelmezsen/ ödetmezsen namertsin, adam değilsin!

 

Ben İzmir’liyim, beni memleketime kadar kovalayacaksın, öyle mi?

 

Evet diyorum, bin defa, milyon kere, evet, sana ve senin gibilere rağmen yiğitçe, namusluca, akıllıca EVET!

 

Hadi gel ulan, gel de denize dök beni , kaç paralık olduğumuzu bilemediğin bütün evet’çileri denize, hem de İzmir’de, dök de göreyim, haza bey’fendiliğini, zerafetini, ahlakını, lafını, sinkafını, aklını , titre’ini sevdiğim… Gel de şimdi, kuyruğu zilli kurt meselini anma…

 

Böylesini görmediydik…Bunu da gördük…

- Advertisment -