Hayır’ın hayr’ı neymiş, evet niye zor’umuş, akıllıca ve dürüstçe söyleseniz…
Aydınlık abilerle akıldanelerde bir tuhaflık var, içinden geçtiğimiz zor günlerde, ahlatağayı dinleyip tepe sersemi olmaktan mı, yoksa hayırlar olsun bayat esprisine gülüp duranlardan mı ?…
Hükümet hep ortadaymış, muhalefet muhalefet olsun, o da ortada olsun, beyhude makamdan esip gürleyeceğine, çıksın sokağa, dosdoğru konuşsun.
Parti müdürü okuduğunu anlasın, çam devirmesin, mantıklı laf etsin de, isterse aydın abiler kadar söylesin…
Kimi abi de ‘habire onları dinliyoruz, hani muhalefet, sesi kısılan muhalefet?’, deyip duru… Esip duru, gürleyip duru…Rahmetsiz gümbürtü…
Hadi müdürü geç, o Rabbimin hediyesi, ötekiler, tatlı sert çıkışıp, seçmen azarlayan, ağzını büzüp tatlılaşmaya çalışan kontesinden, pkk’yla halay çeken mister’ine kadar, tamama yakını kendi kampanyasını yürütüyor, genel başkan kendiymişçesine, çalımla… Hepsi biricik, hepsi lider, öfkesi burnunda hepsinin, herne kadar ağababaları’ bu defa sakin olun, alttan alın, geçimli durun, tatlı söyleyin’,buyurduysa da… Bu , o cephenin kendinden tayin liderlerinin dizginlenmiş/ tatlı hali abi, sen anla ötesini…(Ötesi için bkz.Umum Deniz’ler genel müdürü)
Üstün olduğu, rol çaldığı düşünülen evet’çiler sanıldığı gibi açık ara önde değil, diyen de var, genel müdür gibi galibiyeti şimdiden söyleyen de… Gerçi 17 Nisan sabahı alayı görecek gibi, Vehbi’nin kerrakesini…
Seçmen mağdurun yanında durur, onu destekler, zalime, askerciye, çalım edene oy vermez , derken kimi, kimisi de, Ak partiyi sivilleşmek , vesayeti yıkmak için desteklediydi bu seçmen, diyor. Cumhurbaşkanını halk seçtiğinden bu yana, biz zaten başkanlıkla yönetildik, iyi mi yönetildik , diyor öteki ? Eşkin atlar gibi miydik yani, öfkesi burnunda, ona çatıp buna şarlayan? Peki onca işin belini kim büktü?Hiç görmediğini nasıl gördü bu insanlar? Nasıl silindi onca borç?İlaç için en az üç gün beklenirdi, sırada, SSK.daki kılıcını çalarken taşa…
Devran değişsin, size söz, ne ilaç, ne yürüyen ambulans…
Yedi düvelin işgal saldırısını kim geri püskürttü, ölerek?Demokrasi demokrasi olalı görmediğini gördü…Düşman meclisi bombalarken canını hiçe saydı bu insanlar, hepimiz için, vatan için…
Otorite evet’i getirmez, diyenler, muhalefetsizliğin iktidarın şansı olduğunu düşünüyor… Evet gelsin, dertler gitsin,dost düşmanın ödü kopsun tezi kof çıkabilir, diyor, bir diğer aydın abi… Aklı çalışmayan, vasatlığı göremeyen ahali , bi dilim ekmek, bi çuval kömüre şey eder, dedi durdu, o saçı uzun aklı kısa, kendi çirkin Şer bey, duymuş olmalısınız, ablalarım, abilerim.
Bu sefer iş zor, diyosunuz? Eski destek yok, demek? Hadi ya?…Kaçıncı kırılıp dal sürmek bu, yedi düvele karşı durmak işte asıl bu…
Göç yolda düzelir… Zaman aşımına uğramış, esasen süngüyle yazılmış, yazdırılmış o atıl ve askeri/ mecburi/ düş yakamdan denildiği için geçen metazori anayasayı atıp, yenisini getirmenin vakti geldi de çoktan geçti. Ne yamanmaktan dikiş tutmayan , şimdiki güçlü bedeni kavrayamayan eskisinin, demokrasi hamurunu ekşiten küflü mayası, sarkan hükümleri, ne our boys anayasacısının hık dedici metni, ne o yüzden sağdan darbe yemiş demokrasiyle yönetilemeyen toplum…
Düdükle değil a canım, sistemle ve yenisiyle, elele vererek…
Doğru tavır; namuslu, halka yarar, yeni, sivil, esaslı bir anayasadan yana olmak mı; yoksa yerimiz de yen’imiz de dar. Ne var, ne var, ne var, demek mi?
Kimi aydın abilerin umuttan yana yaprak kımıldamıyor sandığı şu günlerin ardından evet ağacı dal çiçek yaprak sürdüğünde , nasıl bakacak kimileri, halkın yüzü ne? İşgali canı bahasına önleyen, askeriyle, polisiyle, siviliyle şehit olan o halkı, arada kalmışlardan, anlamak istemeyenlerden ve kimilerinden Allah korusun, di mi abi? (Kimileri şunlar oluyor: Bu ülkenin mirasen sahipleri, ulu önder ve milli şefin gayrı nizami ve sosyal genetik hısımları, baba bir, ana ayrı kardeşler, ‘bizim istemediğimiz hiçbir şey bu ülkede olamaz, çünkü biz asılız’ diyenler, hani…)
E bi de yüzde 65’i zorlayan, (bu brüt, deyip, net’ini % 20 okuyor olsanız da …) cenah var, ülke işgalinde düşmana geçit vermeyen polisiyle, askeriyle, rütbesiziyle , hainlik bilmeyen, seçtiğine, demokrasiye yiğitçe sahip çıkanlar, ya onların kararı? Onlar evet’i bastığı zaman ne olacak? Tankların dediği olur mu denecek, halkların dediği olur mu?
Yoksa hep olduğu gibi, gene oyunbozanlık mı edecek kimileri?