HDP

 

Kürt siyasi hareketinin önemli temsilcilerinden birisi olan HDP, çift taraflı kıskaç altında ayakta kalmaya çalışıyor. Eş genel başkanlarıyla birlikte 10 milletvekili tutuklu, belediye başkanlarının neredeyse tamamına yakını hapiste. Ve siyaset sahnesinde yok hükmünde sayılıyor.

 

5-6 milyonluk seçmen oyu alan, bir seçim öncesi 80 milletvekili çıkarmış, şu anda 59 milletvekiline sahip bir partiden söz ediyoruz.

 

41 milletvekiliyle MHP ise, siyasetin geleceğini belirleyecek bir rol üstlenirken, 59 milletvekiliyle HDP tamamen etkisiz durumda.

 

Yok mu oldu?

 

İktidar çevrelerinde bölge halkının HDP'den koptuğu yönünde değerlendirmeler yapılsa da, hemen bütün güncel anketler HDP'nin yüzde 8-10 dolayındaki oy potansiyeline işaret ediyor. Bu da en azından 5 milyonluk bir seçmen kitlesi anlamına geliyor.

 

Bu partiye oy vermiş milyonların, neredeyse temsil edilemez duruma gelmeleri, çok ciddi bir siyasi açmaz. HDP seçmeni, kendisini dışlanmış ve çözümsüz hissediyor.

 

Yok sayılma duygusu, bölgede değişik tepkiler yaratıyor. Bir kesim çaresizlik ve öfke içinde. Bu öfkenin bir kısmı HDP yönetimine yönelik olsa da, devlete de yöneliyor. Bir kesim, tamamen sessizliğe bürünmüş durumda. Gelecek korkusu, yaşam ve varolma kaygısı içindeler.

 

“İkili kıskaç”

 

7 Haziran seçimlerinden sonra "Bir tek AKP'yle koalisyon" kurmayız demişti Selahattin Demirtaş. Bunun dışındaki seçenek MHP ve CHP'ydi. Neden böyle bir yol çizmişti? Çok tartışılmaya değer.

 

PKK'nın ilan ettiği "Devrimci Halk Savaşı" ve hendekler, HDP yönetimini açmazda bıraktı. Başlarda cılız bir sesle, hendeklere karşı çıktılar. PKK'nın baskısı karşısında teslim oldular. Barikatları savunmaya giriştiler.

 

Bu teslimiyet onları içinden çıkılmaz bir kapana sokarken, Türkiye'nin siyasi dengelerini alt üst etti. Çözüm sürecinde oluşan barışçı ortam tersine döndü.

 

Türkiye'deki çözümsüzlük, Suriye'deki çatışmalarla birleşti, Türkiye, PYD ile de çatışmaya başladı. PKK ise Türkiye içinde büyük kayıplarla sonuçlanan bombalı eylemlere girişiyor.

 

Bu tablo, çözüm şansını da, barış imkanını da öteliyor. Çatışmalar ülkenin sınırlarını aşınca HDP de bir çözüm seçeneği olmaktan uzaklaşıyor.

 

Ancak, HDP'yi siyaset sahnesinden silmek, gerçekçi değil. Bu nedenle onların siyasete dönebilecekleri bir ortama ihtiyaç bulunuyor. Bu konuda en büyük görev iktidarın.

 

HDP ise, bu dönüşü anlamlı hale getirebilmek amacıyla, açmazlarını gözden geçirmek ve ciddi bir özeleştiri ile toparlanmak ihtiyacı içinde.

- Advertisment -