Ana SayfaYazarlarMor Çatı’ya ‘Mor Çete’ diyenler...

Mor Çatı’ya ‘Mor Çete’ diyenler…

 

24 sene önce eşcinsellere yönelik saldırı çağrıları yapılınca 16 Ekim 1996 tarihli Cumhuriyet gazetesindeki köşemde bu fanatizme dikkat çeken bir yazı yazmıştım. Başlığı şöyleydi: “Eşcinsel değilsen bayrak as.” Bir hafta önce bir gazete manşetinde eşcinseller ve kadın hakları savunucuları yine hedefteydi. Hak savunucularının toplantılarının yasaklanması talep ediliyordu:

Başını Mor Çatı’nın ve LGBTİ’lilerin çektiği sapkın yapılanmalar, aile kurumunu dinamitlemeyi, gençleri yozlaştırmayı ve toplumu, dini manevi değerlerinden uzaklaştırmayı hedefliyor.

 

Erkekler evlenmekten korkar oldular” deniliyordu. Gazete özetle şöyle diyordu: İstanbul Sözleşmesi ve Mor Çatı faaliyetleri yüzünden parçalanan aile “yerli yasalar”la kurtarılsın! Kadınları zombileştiren Mor Çete (Mor Çatı) örgütünün faaliyet ve toplantıları yasaklansın.

 

Kadın haklarından eşcinsel düşmanlığına

 

24 yıl içinde Türkiye’de hak hukuk alanında Avrupa Birliği üyelik müzakareleri nedeniyle adımlar atıldı. AB’ye uyum yasaları çıkarıldı. Kadın hakları, eşcinsellere yönelik düşmanlığa karşı yasal önlemler geliştirildi.

 

Evlilikten sonra edinilen gelirlerin paylaşımı, “nefret suçu” gibi kavramlar yasalara girdi. Bu gazetenin haberi, kadın haklarına tepkisini gösterirken “İstanbul Sözleşmesi”ne de göndermede bulunuyor. “İstanbul Sözleşmesi”ne (ve buna bağlı olarak kabul edilen 6284 Sayılı Kanun) gelirsek… İstanbul Sözleşmesi, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önlemeyi amaçlayan bir Avrupa Konseyi Sözleşmesi.

 

Kadınlara yönelik her türlü ayrımcılığı reddediyor ve kadınerkek eşitliğini her alanda savunuyor… Tabii bu sözleşme ve kanunların varlığı bir imkan ancak yeterli değil. Bu imkanın hayat bulması için kadın-erkek hep birlikte bu erkek egemen şiddet kültürüne karşı bir mücadele içine girmek gerekiyor. Bazı zihin kalıplarının yerinde saydığını görünce, endişeye kapılmamak mümkün değil.

 

O zaman yazdığım yazıda şunlara dikkat çekmiştim: “Bir toplumun gelişmişliğinin en önemli ölçülerinden birisi kendisinden farklı olana gösterdiği hoşgörü. Bu, inanç, milliyet, mezhep veya cinsel tercih farklılığı olabilir. Eşcinsellik de toplum içinde bir farklılığı ifade ediyor.” Kadın haklarının, eşcinsellere yönelik düşmanlıkla mücadelenin demokrasiyle birlikte ilerlediğini, dünyadaki deneyimlerden biliyoruz.

 

Kadınların şiddete uğradığı, eşcinsellerin baskı gördüğü bir ülkenin, demokrasi ölçütlerinin de aynı şekilde gerilerde kaldığını yaşadığımız gerçeklerden biliyoruz.

 

—-

Kitap: Yaşamını Halka Adayan “Adam” (İhsan Aksoy’un Anısına), Editör: Prof.Dr.Ahmet Özer Kitap: “Kod adı: Sapkın”, Fuat Kozluklu, Kopernik Yayınları

 

 

 

 

 

 

 

 

- Advertisment -