Sözcü’den Sultan Uçar’ın haberine göre YKS’de 86 bin 975’i devlet ve 18 bin 977’si vakıf üniversitesine giriş hakkı kazanan 105 bin 772 öğrenci kayıt yaptırmadı.
İlk tercihte dolmayan ve kayıt yaptırmayan öğrencilerle birlikte üniversitelerde 122 bin 209 kontenjan boş kaldı. Boş kontenjanlar, yüzde 2’den yüzde 12’ye çıktı.
Tıp, diş hekimliği, eczacılık, hukuk, mimarlık, mühendislik ve eğitim fakültelerinde halihazırda var olan sıralama barajlarına rağmen bu bölümlere yerleşen 160 bin 129 öğrenciden, 2 bin 296’sı kayıt yaptırmadı.
Üniversite kaydı yaptırılmayan illerde İstanbul 15 bin 92 öğrenci ile birinci olurken, Ankara 3 bin 401 öğrenci ile ikinci, İzmir ise 2 bin 568 öğrenci ile üçüncü oldu.
Toplamda 105 bin 772 öğrencinin kayıt yaptırmamasının sebepleri arasında barınma, kira, beslenme, öğrenim gideri ve bazı vakıf üniversitelerindeki yüksek zamlar bulunuyor.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Sözcü’nün haberini Twitter hesabından alıntılayarak şu ifadeleri kullandı:
“İstedikleri üniversiteleri kazanmalarına rağmen kira, barınma maliyetleri ve hayat pahalılığı nedeniyle kayıt yaptıramayan gençler online mı? Tecrübelerinizi bu tweet’in altına yazın, öğleden sonra canlı yayında buluşalım.”
Babacan’ın tweet’inin altına gelen yorumlardan bazıları şöyle:
“Bir yakınımın kızı İstanbul’un göbeğindeki bir üniversiteye yıllık 30 bin lira verecekken, 3 kişilik odada bir yatağa yıllık 68 bin lira verecek. Durum bu.”
“1 sene erteledim. Seneye sınava gireceğim. Yurtta kalmak istemiyorum özel sebeplerden dolayı, kiralık ev fiyatlarından dolayı kiraya çıkmam mümkün değil. Parka bir çadır kurup mu okuyacağım ben?”
“Aylık 5.000 TL özel yurt ücreti mi olur sayın başkanım? Asgari ücretlinin evladının üniversite okuma ihtimali %0.”
“Başkanım, emin olun ki çocukların eğitimi için kendimizden vazgeçtik. Tek amacımız onlara iyi gelecek hazırlamak ama bu gidişle çok çok zor.”
DEVA Partisi lideri Ali Babacan, daha sonra Twitter üzerinden yaptığı canlı yayında ise şunları söyledi:
“Bugün basında gördüğüm bir haber üzerine bu canlı yayını açma ihtiyacı hissettim. Benim son birkaç aydır tüm Anadolu ev Trakya’da gördüğüm bir gerçek vardı. Gittiğim her ilde her ilçede gençler önümü kesiyordu. Diyorlardı ki; ‘biz üniversite sınavlarında istediğimiz puanı aldık ama ailemizin ekonomik durumu, ekonomik gücü bizi istediğimiz üniversitede okutmaya maalesef yetmedi, yetmeyecek.’ Bugün gördüğüm haber tam da bunu teyit etti.”
“Değerli arkadaşlar bakın bu yıl 850 bin öğrenci üniversite sınavlarında bir üniversiteye kaydolmayı hak etti. Fakat bugünkü haberlerde gördüm ki bunlardan sadece 105 bin 772’si okula kaydedilememiş. Yani 850 bin öğrencinin 105 bin 772’si herhangi bir üniversiteye kaydolmamış. Gerçekten bu çok üzücü.”
“Bunun temelinde de öncelikle ekonomik sorunların olduğunu görüyoruz maalesef. Öğrencilik artık çok maliyetli. Adım atıyorsunuz para. Şehirlerarası ulaşım korkunç pahalanmış durumda. Şehir içi ulaşım, bilet fiyatları el yakıyor, cep yakıyor. Gıda. En temel ihtiyaç yahu en temel. Gıda fiyatları almış başını gitmiş durumda. Öğrencilerin çoğu makarnaya, patatese talim ediyor şu an. Akşam yemeğini tek bir çorbayla geçiştiren çok sayıda gencimizle karşılaşıyorum. Bunlar en temel ihtiyaçlar bakın. Barınma kira… Kira fiyatları aldı başını gitti. Kira fiyatları aldı başını gitti. Gerçekten öğrencilik çok zorlaştı.”
“Türkiye’nin durumu maalesef bu arkadaşlar. Sıkıntı çok büyük. Her yerden feryat mesajları geliyor. Bunu biz Anadolu’da ve Trakya’da her ilçede görüyordum. Gençlerimiz diyordu ki; ‘Başkanım üniversiteyi kazanacağım ama ailemin beni okutacak parası yok’ diyordu.”
“Acı gerçek bu. Gerçekten kitaptı, kırtasiyeydi şuydu buydu derken temel eğitim ihtiyaçlarının bile maliyetleri çok çok yükselmiş durumda. Hele gençlerimizin şöyle arkadaşlarıyla çıkıp kahve içmesi dünyanın parası. Kaldığı evden, yurttan başını çıkarıp şöyle bir akşamı dışarda geçirmesi artık büyük maliyetler. 50 lira, 100 lira… Çok üzülüyoruz inanın. İçimiz parçalanıyor. Çünkü gençlerimiz buna layık değil. Ülkemizin üniversiteyi kazanan gençleri böyle bir yoksulluğa mahkûm olmuş durumda ve bunu asla hak etmiyorlar.”
“Önümüzdeki seçimde bambaşka bir dönem açılacak. Önümüzdeki seçimden sonra Türkiye’de bambaşka bir dönem başlayacak ve bugün bu yaşadığımız bu zorluklar kötü bir hatıra olarak hafızalarımızın köşesinde belki yazılı kalacak ama çok daha müreffeh bir Türkiye için, özgür ve zengin bir Türkiye için, adil bir Türkiye için hep beraber bir başlangıç yapacağız. Ne zaman? İlk seçimden hemen sonra.”