Orhan Bursalı / Cumhuriyet: “Yasaklar cenderesine tıkılan bir ülkede, zaten özgür – serbest olan türbanı mı konu etmeliyiz?”
“Hata yapıldı. Özgürlükler bir bütün. Dezenformasyon yasasıyla tamamen yasaklı, cezalı, habere konuşmaya yasak ve ağır cezalar koyan bir ülkeye dönüştürülmeye çalışılan bir ortamda, özgürlük denince “türbanı, tarikatı, ensarı, cemaatleri” anlayan, “Özgürlükleri biz getirdik” yalanıyla ortalıkta dolaşan bir iktidarla, hiçbir ortaklık kurulamayacağı görülemiyor. İşte gelin bunu anayasanın bir daha değiştirilemez maddesine dönüştürelim önerisi, böyle bir arsızlık içeriyor. Yasaklar cenderesine tıkılan bir ülkede, zaten özgür – serbest olan türbanı mı konu etmeliyiz?”
Emin Çölaşan / Sözcü: “Memleket turuna çıkan AKP görevlileri vatandaşlara ‘CHP iktidar olursa başörtüsü yasağı yeniden gündeme gelecek’ dedi”
“Durup dururken ne oldu da CHP böyle bir kanun teklifi hazırlayıp Meclis’e sundu? Size çok basitçe anlatmaya çalışayım. Geçtiğimiz yaz aylarında memleket turuna çıkan, ya da çıkarılan milletvekilleri dahil bütün AKP görevlileri bir şeyi açıkça veya el altından ama ısrarla tekrar ettiler. “Haberin olsun vatandaşım, eğer CHP iktidar olursa başörtüsü yasağını yine getirecek, kadınlarımızın örtünmesi yasak olacak!” Bu durum tespiti (!) beyinlere yaz ayları boyunca itina ile işlend, özellkle muhafazakâr kesimin duyarlı olduğu konular gıdıklanıp yeniden piyasaya sürüldü. İnananlar acaba olmuş mudur? Mutlaka olmuştur… Üstelik bu temelsiz iddianın Haziran 2023 seçimlerine kadar el altından ya da açıkça gündemde tutulacağı da belliydi…”
https://www.sozcu.com.tr/2022/yazarlar/emin-colasan/basortusunde-taktik-savaslari-7401956/
Emre Kongar / Cumhuriyet: “Başörtüsü kullanmak geleneksel bir tavırdır, türban ise siyasal İslam’ın bir simgesi olarak yaşamımıza girmiştir”
“Sorunun adı, “Başörtüsü” sorunu değil, “Türban” sorunu veya halk arasındaki deyişle “Sıkmabaş” sorunudur. Çünkü “Başörtüsü” yüzyıllardır Türkiye’de, özellikle köylerde, ama kasabalarda ve kentlerde de, kadınların genellikle dışarı çıkarken, bazen evin içinde de başlarına örttükleri bir örtüdür. Yazma, yemeni, tülbent, eşarp gibi isimlerle anılan çeşitleri de olan geleneksel bir başörtüsüdür. Kadınlar bunu serbest bir biçimde başlarına bağlayıverirler. Hatta konuşurlarken, kendilerine çeki düzen vermek için, geriye kayan başörtülerini zaman zaman elleriyle öne doğru düzeltirler de. (Ben bu kültüre sahip geniş bir ailede yetiştiğim, sonra da bu konularda sosyal araştırmalar yaptığım için bunları bizzat gözlemleyerek öğrendim.) Buna karşılık “Türban”, saçın önce “bone” denilen bir takke ile kapatıldığı, onun üzerine boyun kısmı özel biçimde bağlanan bir örtünün örtüldüğü, bonenin alnı kapatan kısmının örtünün altından göründüğü, genellikle arka tarafı da topuz biçiminde özel olarak şekillendirilmiş bir örtü biçimidir. Başörtüsü kullanmak geleneksel bir tavırdır. Türban ise Siyasal İslamın bir simgesi olarak yaşamımıza girmiştir.”
İsmail Saymaz / Halk TV: “Kılıçdaroğlu adeta siyasi rehine muamelesi gören başörtülüleri Erdoğan’ın elinden çekip almak için kalıcı bir çözüm teklif etti”
“Kılıçdaroğlu, pazartesi akşamı milyonlarca vatandaşın önünde bir rehine kurtarma operasyonu için düğmeye bastı. Çünkü başörtüsü Erdoğan için uzun bir zaman önce hak ve mücadele nesnesi olmaktan çıktı, bir siyasi istismar bahanesine dönüştü. İktidarın bilerek açık bıraktığı… İhtiyaç duydukça kaşıyıp kanattığı bir yara bu. AK Parti yüzde 30’un altına düşen oylarındaki erimeyi durdurabilmek ve mümkünse kararsızları geri çevirebilmek için aylardır “Kazanımlarımız elden gidecek” başlıklı propaganda setini kullanıyor. Erdoğan, seçim startı verildiğinde kampanya setindeki en etkili silah olan başörtüsü mağduriyetini diline dolayacak; bu biliniyor. (…) Erdoğan, bu kaygıyı meydan meydan işleyecekti. Kılıçdaroğlu, adeta siyasi rehine muamelesi gören başörtülüleri Erdoğan’ın elinden çekip almak için kalıcı bir çözüm getirmeyi teklif etti.”
https://halktv.com.tr/makale/kilicdaroglunun-rehine-kurtarma-operasyonu-696323
Yaşar Aydın / Birgün: “Muhalefetin ne yapmaması gerektiğini ifade etmekte fayda var”
“Muhalefetin geldiği nokta itibariyle önce ne yapılmaması gerektiğini ifade etmekte fayda var. Bunu da akademisyen Güven Gürkan Öztan sosyal medya paylaşımında çok iyi özetledi. Gürkan’ın, paylaşım şöyle: “Bugünün Türkiye’sinde milyonlarca insanın iktidarın kurduğu servet transferi mekanizmasıyla yoksullaşmasını, geleceksizleşmesini, umudunu kaybetmesini örten her türlü siyasi hamle son kertede iktidarın ve oradan beslenen rant çevrelerinin işine yarar” diyor. Bu paragraf muhalefetin kulağına küpe olmalı.”
https://www.birgun.net/haber/erdogan-in-yuzu-en-sonunda-guldu-405220
Ataol Behramoğlu: “Önemli bir siyasal atak”
“Kadınların giyimi konusunda CHP’nin yasa önerisini önemli bir siyasal atak olarak görüyorum.CHP’yi ve Kılıçdaroğlu’nu yıpratmayalım. Kadınlarımız bu sorunu aşmıştır. AKP’den kurtulduğumuzda birçok kadınımız ve genç kızımız türbanı kendiliğinden çıkarıp atacaktır.”
Fikri Sağlar / Birgün: Yanlış bakış açısı Kılıçdaroğlu’na fahiş bir hata yaptırdı
“Emperyalistlere karşı verilen “kurtuluş mücadelesiyle” tüm sömürülen ülkelere örnek olan laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti, aydınlanma devrimlerine karşı kin ve nefretle yaklaşan bir anlayıştan tam da kurtulmak üzereyken yeniden tehlikeli bir dönemece sokuldu. (…) Oysa Millet İttifakı, siyasete adeta at gözlüyle bakıp sadece “endişeli muhafazakârları” yanına çekmeye çalışıyor! Bu yanlış bakış açısı Kemal Kılıçdaroğlu’na fahiş bir hata yaptırdı! Türkiye’de başörtüsü sorunu yoktur! Durup dururken bu açıklamanın gerekçesi nedir? Kadın üzerinden yapılan bu vahşi siyasette ısrar nedendir? Erdoğan’ın yetkin ve etkin olduğu, bir o kadar da istismar ettiği bir konuyu gündeme taşımanın tüm hayati sorunları unutturmaktan öte bir faydası yoktur!”
https://www.birgun.net/haber/beklenen-oldu-405203
Ruşen Çakır / Medyascope: “Kılıçdaroğlu daha avantajlı çıktı”
“Bu olaydan Kılıçdaroğlu’nun daha avantajlı çıktığı kanısındayım. Ben Erdoğan’ın aslında yediği golü çıkartmak, telafi etmek ve üstünlüğü ele almak istediği kanısındayım”
Nihat Genç: “Bu zavallı korkak işbirlikçi muhaliflerden bir b*k olmaz”
“Siyasi tarihimizin en boş adamı Kılıçdaroğlu ‘başörtüsü’ konusunu gündeme taşıyarak AKP’ye yeniden can verdi! Hırsızlık, yolsuzluktan çürümüş AKP kadrolarını yeniden şahlandırdı! Tayyip Erdoğan, madem öyle, gel, ‘anayasayı değiştirelim’ dedi ve ‘laiklik’ maddesini ima etti! Ve Tayyip ilave olarak, meydan okuyarak, gel, aileyi de koruyalım deyip, şeriatçı tarikatların istediği medeni kanun değişikliğini de gündeme taşıdı! Bu akılları sana kim verdi Kılıçdaroğlu, be adam, bu milletin memleketin başına sen ne büyük bir felaketmişsin! Anayasa’nın değiştirilmez maddeleri Cumhuriyet’in ve varlığımızın sonu olur, yapılacak tek şey, muhalefetin meclisten topluca istifa edip çekilmesi ve iktidarı seçime zorlamak! Gel gör ki bu zavallı korkak işbirlikçi muhaliflerden bir bok olmaz! Zaten, Kılıçdaroğlu hiç maydanoz olmasa, sosyolojik ve siyasal doğal sonuçlarla, AKP-saray zaten kendiliğinden düşüp gidiyor!”
Murat Muratanoğlu / Sözcü:
“En temizi Kılıçdaroğlu tesettüre girsin. Olay kökünden halledilsin.”
Soner Yalçın / Sözcü: Yazık…
“Başörtüsü gibi kültürel tartışmalar siyasetin öznesi olmayı sürdürüyor. Yazık. Hâlâ toplumsal uzlaşmaya varamadık mı? Ya ekonomi? Ya yoksulluk? Ya pahalılık? Çare olamayanların gündeminde daima kültürel konular var. Geleceğe projektör/ışık tutmak zorundayız. Israrla yazacağım…”
https://www.sozcu.com.tr/2022/yazarlar/soner-yalcin/asil-virus-7401981/
Aytunç Erkin / Sözcü: CHP’nin Altı Ok’u tarihin tozlu raflarına mı kaldırıldı?”
“Bildiğim, bildiğimiz, 1990’lardan bu yana ABD’li, Batılı ideologların Türkiye’de sorunu ‘Kemalizm/Atatürk’ üzerinden raporlarına yansıtmalarıydı. Bunun da alıcısının liberal/muhafazakar kanat olduğunu herkes biliyor. “Ilımlı İslam” diyen çizginin Türkye’yi, NATO destekli darbe girişimiyle bile karşı karşıya bıraktığını yaşamadık mı? Soru şu: CHP’nin Altı Ok’u tarihin tozlu raflarına mı kaldırıldı?”