Sabah evde 2009 yılındaki “domuz gribi” ile bugünkü salgını karşılaştırdık. Bir buçuk yıl süren “domuz gribi” salgınında resmi rakamlara göre dünyada 6 milyon vakada 19 bin civarında insan yaşamını yitirmiş. Türkiye'de de 12 bin vaka ve 656 ölüm görünüyor.
Dünya çapındaki gerçek hayat kaybının ise 19 binin çok üzerinde olduğu iddia ediliyor. O zamanki kayıp ve tehlike, bugünkünden daha hafif değil. Ama 2009’da böylesine hayatı durduran katılıkta önlemler alınmamış. Ekonomi de bu kadar hasar görmemiş.
Yaşadığımız krizin arkasında değişik komplolar arayanlar az değil. Tabii krizin dünya çapında yanlış yönetildiğini düşünmek mümkün. Koronanın yayılma hızının domuz gribinden çok daha yüksek olması aradaki farkı da açıklıyor. Kitlesel ölümlerden endişe ediliyor.
Bazı ülkelerde nüfusun yüzde 70'inin enfekte olması bekleniyor. Tedbirlerin ve katı önlemlerin kendi içinde bir mantığı var. Nitekim Çin'de ve G.Kore'de alınan etkili önlemler sonucu salgının çıkış noktasında bir duraklama görülüyor.
Doktor Güle Çınar’ı anlayalım
Bu salgın günlerinde en çok sağlık çalışanları hedefte. Corona virüse karşı en ağır yük onların omuzunda. Arkadaşım doktor Prof. Cemil Taşçıoğlu yaşam mücadelesini sürdürürken, göğüs hastalıkları uzmanı Prof.Dr. Bülent Tutluoğlu da corona virüs testinin pozitif çıktığını Twitter hesabından duyurdu.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi İbni Sina Hastanesi doktorlarından Güle Çınar ise salgına karşı sağlık çalışanlarını bilgilendirirken kullandığı sözcükler nedeniyle açığa alındı. Dr. Güle Çınar, şöyle diyor:
Amacım hastanede malzeme eksikleri de dahil olmak üzere yaşayabileceğimiz zorlu süreci daha iyi ifade edebilmek ve hastane personelinin süreci daha iyi sahiplenmesini sağlayabilmekti. Siyasi ya da infial amaçlı bir söylemim yoktur ve asla da olamaz. Maalesef gizli kaydedilen konuşmamın kasıtlı olarak küçük bir kısmı sosyal medyada paylaşılmıştır…Toplumsal olumsuz bir algıya neden olduğum için de herkesten özür diliyorum.
Kendisi de doktor olan Ankara Üniversitesi Rektörü Prof Dr. Erkan İbiş'in konuya ilişkin açıklaması ise şöyle:
Yaşanan COVID-19 salgını nedeniyle hastanelerimizde meslektaşlarımız, tüm sağlık personeli ve doktor hanım da gece gündüz demeden zor koşullarda yoğun ve fedakarca çalışıyorlar. Doktor hanım şu an bile çalışıyor. Bırakalım çalışmaya, hastalara hizmet vermeye devam etsin.
Rektör'ün de dikkat çektiği gibi, doktorları, hemşireleri, hastabakıcıları ve bütün sağlık emekçilerini rahat bırakalım, morallerini bozmayalım, soruşturmalarla onları engellemeyelim.
Avrupa'da koronavirüsle mücadelede "Sağlık Emekçileri için Bir Dakika Alkış" kampanyası başlatıldı. Buna hep birlikte katılalım. Türkiye'den onları alkışlıyalım.