Sarıgül’ün açıklamalarından öne çıkan satırlar şu şekilde:
“Fiyat pahalılığı depo basarak önlenmez”
“Gerçekten hayat pahalılığı milletin şu anda belini bükmüş vaziyette. Bugün ülkede en önemli konularımızın başında inanın ki hayat pahalılığı geliyor. Fakat hayat pahalılığını nasıl önleyeceğiz ona bakmak lazım. Etiket üzerinden markette fiyatları düşüreceğiz dediler ama pazarda ve markette fiyatlar düşmez. Markette fiyat pahalılığı depo basarak da kesinlikle önlenmez. Daha çok üretmemiz lazım. Maliyetleri düşürmemiz lazım. Bunun için de çiftçimize destek vermemiz lazım.”
“AK Parti, ilk 10 yıldaki başarısını son 10 yılda gösteremedi”
“AK Parti’nin gerçekten ilk 10 senesi son derece başarılıydı. Ama son 10 senede AK Parti inanın ki aynı başarıyı sürdüremedi. AK Parti tercihlerini üretimden yana değil daha çok çıkardan ve ranttan yana kullandı. Yoksulun sofrasından vergiyi alıp eşe dosta büyük destek verdi. Lafa geldiği zaman Türkiye’yi büyüttük diyorlar. Ama dünya ekonomisinden aldığımız pay inanın ki yüzde bir bile değil.”
“Otoriter yönetim gençleri umutsuzluğa sevk ediyor”
“Gençlere destek vermek lazım. Gençlerin önünü açmak lazım gençler okuyacaklar mı? Yurt parasını mı ödeyecekler? Karınlarını mı doyuracaklar? Kitap parasını mı ödeyecekler? Okula gittikleri zaman efendime söyleyeyim şeye mi bakacaklar? Yedi milyona yakın genç bir işte ne çalışıyor ne de şu anda okula gidiyor. Türkiye’de dört gençten bir tanesi gerçekten umutsuz. Mesleksizler, paraları yok. Haksızlığa kızıyorlar, adam kayırmaya kızıyorlar. Torpile kızıyorlar, iltibas yapılmasına kızıyorlar. Yaşam tarzlarına müdahale edilmesine gençler alabildiğine kızıyorlar. İnanın ki şiddetin artmasına sinirleniyorlar. İktidarın otoriter tavrı gençleri umutsuzluğa ve de beyin göçüne itiyor. Neden biliyor musunuz? Eğitimde fırsat eşitliği yok. Eğitim son derece kalitesiz hale geldi. Fazla üniversite yapmak önemli değil. Senin yüz elli, iki yüz tane üniversite yapmana gerek yok. Dünyadaki beş yüz üniversite arasında bir tane Türk üniversitesi yok.”
“Altılı Masa aylardan beri iktidarın ekmeğine yağ sürüyor”
“Bazı meseleler inanın ki yanlış yanlış tartışılıyor. Bana göre şu anda konuşulması gereken cumhurbaşkanı adayı kim olmalı sorusu değil de nasıl bir Türkiye istiyoruz sorusu. Bu altılı masa aylardan beri iktidarın ekmeğine yağ çalmaktan başka bir şey yapmıyor. E Türkiye’de işsizlik var. Hayat pahalılığı var. Türkiye’de demokrasi sorunu var. Türkiye’de siyasi partiler kanunu var. Seçim sistemi var. Türkiye’de EYT’lilerin sorunu var. Engellilerin sorunu var. Bunlar bir yıldır konuşulmuyor, altılı masa toplandı, altılı masa dağıldı. Altılı masa toplanacak, altılı masa dağılacak. Masanın altında kim var? Masanın üstünde kim var?
Altılı masa ne konuştu? Cumhurbaşkanı adayı kim? Öbür aday kim? Türkiye bir yıldır inanın ki bunları konuşuyor.”
“Kılıçdaroğlu’nun dürüstlüğüne ve devlet adamlığını her zaman takdirle karşıladım”
“Sayın Kılıçdaroğlu’yla biz beraber çalıştık. Ben Kılıçdaroğlu’nun dürüstlüğünü, devlet adamlığını, objektif değerlendirmelerini her zaman takdirle karşılayan birisiyim. Türkiye Değişim Partisi ‘tarafsız cumhurbaşkanı’ diyor .
“Delikanlı olan, mert olan seçime 6 ay kala değil, bakanken tavır koyar”
“Fakıbaba bakanken tavır koysaydı ona delikanlı derdim, mert derdim. Özal başbakan yardımcısıydı, Kenan Paşa’ya tavır koydu. Ben Fakıbaba’ya derim ki ‘Yar saçların lüle lüle, Faki Baba sana güle güle’. Bunlar sana yakışmadı Fakıbaba. Önemli olan makamdayken tavır koyabilmektir. Bakın ben belediye başkanıydım. Siyasi hayatımı riske attım ve Baykal’ın yanlışlarını söyledim ve Baykal’a karşı genel başkan adayı oldum. Fakıbaba bak bir saniyei; aslansın, civansın. Seni de severim ama delikanlı olan, mert olan, bakanken tavır koyar. Seçime altı ay kala o koyduğun tavır sana yakışmadı. Acaba belediye başkanlığı sözü aldı mı almadı mı onu açıklaması lazım.”