“Genel Başkan ne polis teşkilatına, ne jandarma teşkilatına tek bir kelime söylemedi. Hatta o teşkilatların sorunlarını burada dile getiren biziz”
“Biz yaptığımız çalışmalarda uyuşturucu sorununun aileleri, anneleri, babaları sanıldığından çok daha fazla etkilediğini, çok daha fazla rahatsız ettiğini gördük. Emniyet Genel Müdürlüğünün de olmak üzere Türkiye’de yapılan çok sayıda raporda uyuşturucu kullanım yaşının ona kadar gerilediğini, yine uyuşturucuyla ilgili işte metamfetamin denen kısaca MET olarak söylenen çok ucuza ve çok kolay yoldan temin edilebilen bir uyuşturucunun Türk gençliğini, Türkiye’deki gençleri tehdit eder bir duruma geldiğini ve bu konuda ailelerin çok tedirgin olduğunu gördük. Genel Başkan kara para meselesinde de son derece haklı, son derece temelli bir yaklaşımda bulunuyor. Türkiye’de altı kez servet affı çıktı ve Türkiye’ye kaynağını bildirmeden, belirtmeden getirilebilecek paraya yönelik çağrıda bulunuldu. Bu süreçte gerek Plan Bütçe Komisyonu üyelerimiz gerek meclisteki konuşmacılarımız hep söyledi. Dünyada böyle çağrılar oluyor ama bu çağrılar yani eldeki kayıt dışı paranın sisteme katılmasıyla ilgili yapılan çağrılarda ya uyuşturucu parası, organ ticareti, insan kaçakçılığı, bunlar dışarıda bırakılıyor. Ve bunun için de eğer böyle bir paranın geldiği tespit edilirse o paraya el konulacağı da söyleniyor ama Adalet ve Kalkınma Partisi bu uyarılarımıza hep kulağını tıkadı. Genel başkanımız da şunu söylüyor: Kara para geldi. Kara para tek başına gelmedi. O kara parayı kazananlarla birlikte geldi diyor. Süleyman Soylu meydan okudu ve ispat et dedi. Genel başkanımız ve bizler de şunu söylüyoruz: Sırbistan’da kırmızı bültenle aranan ülkenin en kanlı suç örgütü lideri Vukotic İstanbul’da öldürüldü. Yine Azerbaycanlı mafya lideri Elnur Gasimov’un Ataşehir’de öldürüldüğünü hepimiz takip ettik. İstanbul’un ortasında AVM’lerde, Gürcü mafyasıyla İran mafyasının silahla çatıştıklarını neredeyse bütün Türkiye canlı yayında izledi. Antalya’da bir başka uyuşturucu mafya liderinin öldürülmesi, Afgan baronların İstanbul’u mekan tuttuğuna ilişkin son derece çarpıcı haberleri hep beraber izledik. Daha ne istiyorsunuz kanıt olarak?”
“Ayrıca Genel Başkan ne polis teşkilatına, ne jandarma teşkilatına tek bir kelime söylemedi. Hatta o teşkilatların sorunlarını burada dile getiren biziz. Bize de gelen bilgiler, o teşkilatların namuslu dürüst yöneticilerinden ve mensuplarından geliyor zaten. Ama Süleyman Soylu emir komuta zinciri içinde bu iki teşkilatın Twitter hesaplarından ‘bize iftira atıldı, biz mahkemede hesaplaşacağız’ diye paylaşım yaptırdı. Bizim derdimiz Süleyman Soylu’yla. Bizim derdimiz AK Parti siyasetiyle. Genel Başkan’ın açıklamalarında ne polise söz söylediği var ne de jandarmaya.”
“BTP ya da başka bir parti özelinde itirazımız yok, kararı Altılı Masa verir”
“Sayın Genel Başkanımızla da sürekli görüşen, ilişkiler içinde olan, partimizin davetlerine icabet eden, onların davetlerine bizim temsilci yolladığımız bir parti BTP ve Hüseyin Bey. Bizim Hüseyin Bey ya da BTP özelinde bir itirazımız söz konusu değil elbette. Yani itiraz
etme ya da kabul etme noktasında Altılı Masa’nın ortak mutabakatına ihtiyaç var. O konuda bir şey söylemem doğru olmaz. Ama altı lider, yuvarlak bir masada oturacaklar ve birlikte pek çok gündemleri gibi bu gündemi de tartışacaklar ve bir sonuca bağlayacaklar diye düşünüyorum.”
“Ben en doğru ve iyi adayın Genel Başkanımız olduğunu düşünüyorum”
“Şu anda Altılı Masa’da aşılamayan bir kriz yok. Altı farklı siyasi görüşün olduğu yerde pürüzler olur. Bugüne kadar ne pürüzler, ne krizler aşıldı… Bu krizler de aşılır. Genel Başkanımızın kendini dayatacak olsa zaten altılı masanın tam mutabakatı demez.
Ama bana sorulduğunda ben Cumhuriyet Halk Partisi’nin genel başkanının, hem altılı masa açısından, hem muhalif seçmeninden alacağı destek açısından, hem de altılı masa dışı muhalefetin de destekleyebileceği bir aday olarak doğru bir aday olduğunu düşünüyorum. Ama ben genel başkanımız kesin adaydır dersem bu altı masadaki altı lidere de saygısızlık olur. Bunu söylemem de doğru olmaz.”
“Kemal Bey ile Meral Hanım’ın ‘kazanacak aday’ vurguları arasında bir çelişki yok”
“Kemal Bey’in ‘Bizim adayımız sadece aday olmayacak, bizim adayımız on üçüncü cumhurbaşkanı olacak’ lafında da kazanacak aday vurgusu var. Bizim adayımız on üçüncü cumhurbaşkanı olacak demek kesin kazanacak aday göstereceğiz demek. Meral Hanım’ın söylediğinde de kesin kazanacak aday vurgusu var. Bunda da bir çelişki yok. Yani bu bir çelişki arayanların bulabileceği bir şey. Bizim çelişkiye değil geçinmeye, ayrılığa değil, birlikteliğe gönlümüz var.”
“Altılı Masa adayını en doğru zamanda açıklayacak”
“Aday belli olana kadar soranlara ‘aday sensin’ diyorum. Kim aday? Yani Recep Tayyip Erdoğan gitsin, Adalet ve Kalkınma Partisi – MHP ittifakı gitsin, ülkeye biraz huzur, biraz bolluk, biraz özgürlük, biraz demokrasi gelsin ve biraz yüzler gülsün, sonra o birazlar gitgide artsın, daha çok para, daha çok özgürlük, daha çok güler yüz olsun istiyorsanız aday tartışmalarına kapılmadan, kendinizi bir cumhurbaşkanı adayı olarak tanımlayıp, kabul edip adaylığı ilan aday ilan edilene kadar herkesin aday gibi çalışmasını tavsiye ediyorum. Altılı Masa, adayını en doğru zamanda açıklayacak.”
“Biz ‘Çakma Orbancılık’ oyununa gelmeyiz”
“Anayasa değişikliği ile ilgili ben nasıl bir metin geleceğini bilmiyorum. Biz başörtüsüyle ilgili zaten anayasa değişikliği değil kanun önerdik. Size şunu soruyorum: Türkiye’de basın özgürlüğü var mı? Daha geçen hafta sansür yasası çıktı. Türkiye’de gazeteciler özgürce gazetecilik yapamadıkları için işlerinden oluyorlar. Sonra birtakım daha özgür mecralara gidiyorlar. Bazen oralarda da barınamıyorlar falan. Değil mi? Ama anayasada ne yazıyor? Basın hürdür sansür edilemez. Türkiye, Recep Tayyip Erdoğan tarafından bir anayasasızlaştırma süreci yaşıyor. Sonra da diyor ki ‘Gelin bunu anayasa yazalım. Ayrıca da bir de fırsatçılık yapıp anayasayı onun yanında şunu da yazalım, bunu da yazalım.’ Metni gördüğümüzde konuşuruz onu. Ama biz bu oyuna gelmeyiz. Biz her gün anayasa çiğnemekle meşgul olan birisiyle birlikte anayasa yapmayız. Ayrıca bir çakma Orban’ın ‘Sandıkta Meclis seçimi olsun, Cumhurbaşkanı seçimi olsun, bir de anayasa olsun, ben de çakma Orbancılık oynayayım’ oyunlarına gelmeyiz. Ayrıca başörtüsü gibi kişisel hak ve özgürlükler, referanduma sunulamaz.
“İktidarımızda cemevleri ibadethane olacak. Bütün ibadethaneler eşit hizmet alacak”
“Cemevlerinin ibadethane olması gerektiğini yıllardır CHP söylüyor. Bahçeli de bu Cumhuriyet Halk Partisi’nin söylediği sözü böyle konjonktürel olarak yüzde dörtlere oyu düşmüşken ‘Acaba bir şey yapabilir miyim?’ diye tekrar ediyor. Onun tekrarından memnunuz. Ağız dolusu yıllardır söylüyoruz. Bu konuda verilmiş kanun tekliflerimiz Meclis’te dizi dizi duruyor. Çok daha fazlasıyla söylüyoruz. Biz Bahçeli’den farklı olarak istikamet değiştirmeyen bir partiyiz. Bahçeli dün hain dediğine bugün kahraman dün kahraman dediğine bugün terörist damgası vurabilen biridir. O bugün söyler, yarın şaşar. CHP istikametini değiştirmez. İktidarımızda cemevleri ibadethane olacak. Bütün ibadethaneler eşit hizmet alacak.”
“Meral Hanım çok tecrübeli bir siyasetçi. Meral Hanımın ‘CHP’ye yön vermek isteyen bazı şımarıklar’ sözünü biz nasıl ciddiye almıyorsak, herhalde İYİ Parti’ye yön veren şımarıklar ifadesini de onlar üzerine almıyordur. Şöyle bir şey de var, birileri bazen dost görünerek, bazen akademisyen olarak, TV yorumcusu olarak bir kargaşa yaratmaya çalışıyor. Böyle bir gerçeklik de var. Bunu İYİ Parti ve CHP’deki ülkesini seven, ferasetli ve sağduyulu siyasetçilerinin kolaylıkla aşabileceğini düşünüyorum.”