Aleyhtarlarının ve bilhassa Millet İttifakı bileşenlerinin çeşitli sebeplerle ‘ucube’ olarak tenkit ettiği ‘Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi’nin Türk hukukuna getirdiği bir ‘yenilik’ de Cumhurbaşkanı yardımcılığı makamıydı. Bugün pratikte çok da mühim olmayan üst kademe bir bürokrattan farksız olan bu makamı, Altılı Masa seçim stratejisinin bir parçası olarak pekâlâ lehine kullanabilir. AKP iktidarında, zaman zaman Recep Tayyip Erdoğan’a vekâlet eden, nadiren de siyasi polemiklere giren bu görece zayıf politik makam, Altılı Masa’nın konsensüs oluşturma gayretlerini pekiştirebilecek bir fırsata ve dolayısıyla da seçim sath-ı mailine girildiği şu günlerde birliktelik görüntüsünü tekrar vurgulayacak bir siyasi enstrümana dönüştürülebilir.
Nitekim Altılı Masa’nın 5 Ocak 2023 tarihinde yaptığı onuncu toplantıdan sonra bazı gazetecilerin aktardığı ve ne kadar doğru olduğu şimdilik kuşkulu olan kulis bilgileri arasında, Altılı Masa’da yer alan parti başkanlarının Cumhurbaşkanı yardımcıları olarak atanacağının taahhüt edilmesi de yer aldı. Demek ki, en azından, bu makamın Altılı Masa’nın lehine kullanılıp kullanılamayacağı üzerine kafa yoranlar var.
Meramım basit: Altılı Masa, Cumhurbaşkanı adayını ilan ettiğinde yahut ettikten kısa bir müddet sonra, sayısı iki ilâ beş arasında değişecek sayıda Cumhurbaşkanı yardımcısı adayı gösterebilir. İki ilâ beş dememin sebebi de bu sayısal aralığın hem farklı ideolojilerden isimleri kapsamaya yeter olması hem de seçim kampanyasında seçmenin hatırlayacağı ve oyunu verirken aklında tutabileceği bir sayıya tekabül etmesi.
Cumhurbaşkanı yardımcılığı böylece (1) Altılı Masa’nın bütün taraflarına temsiliyet sağlayan, (2) birbirinden farklı seçmen kitlelerinin hemen hepsinde temsil edildikleri – daha doğrusu seçimi Altılı Masa’nın adayının kazanması hâlinde temsil edilecekleri – kanaatini pekiştiren ve (iii) umumi olarak da Altılı Masa’nın – Türkiye siyasetinde telaffuzu maalesef artık küfür addedilse de – bir koalisyon ve Türkiye tarihinde emsaline az rastlanmış bir konsensüs inşa hareketi ve olduğunu tekrar vurgulayan bir siyasi kampanya enstrümanına dönüşebilir. Yahut Altılı Masa, benzer şekilde, siyasi temsil kabiliyetine sahip adaylar yani parti başkanları yerine teknokrat isimleri, mesela ekonomistler veya seçmen nezdinde ideolojiler üstü sempatiye mazhar olan popüler figürleri yani sıcak siyasetin içinde olmayan ama ‘para-siyaset’ diye tabir edebileceğimiz sahada dolaşan bazı isimleri Cumhurbaşkanı yardımcılığına aday gösterebilir.
Hemen ilave edeyim ki, Altılı Masa’nın, Cumhurbaşkanına ilaveten Cumhurbaşkanı yardımcıları adayları ile seçmen karşısına çıkmasının bazı mahzurları da akla gelmiyor değil. İlk akla gelen husus şu: Cumhurbaşkanı yardımcılığına siyasi kapital ayırma, Masa’nın ortadan kaldırmak istediği Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemini tekrar hortlatmanın bir tezahürü ve dolayısıyla bir çelişki olarak görülebilir ve bu durum siyasi bir argüman olarak Cumhur ittifakı tarafından kullanılabilir. Bu potansiyel mahzura cevaben, bu hamlenin sadece geçiş dönemine mahsus olacağı ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönüldüğü vakit Cumhurbaşkanı yardımcılığı makamın ilga edileceği seçmene hatırlatılabilir.
İkinci ve daha mühim mahzur, Cumhurbaşkanı yardımcılığı adaylarını tayin edecek Altılı Masa’nın bunu pratikte nasıl yapacağı ile alakalı: Cumhurbaşkanı adayını tayinde şu ana değin iyisi ve kötüsüyle epey aheste ilerleyen ve tabiatı itibariyle ideolojik olarak son derece gevşek bir birliktelik örneği sergileyen Altılı Masa, Cumhurbaşkanı yardımcısı adaylarını tayin etmeye çalışırken pekâlâ boş yere zaman ve enerji kaybedebilir, hatta isimlerin belirlenmesinde ortaya anlaşmazlıklar çıkabilir. Bu durum Altılı Masa’da, Türkiye’de hem iktidar güdümlü hem de muhalif olarak nitelenen basının kullanmayı çokça sevdiği bir tabirle, istenmeyen ‘çatlak’lara sebep olabilir. Cumhurbaşkanı yardımcılığı adayları siyasi figürler yerine teknokrat isimler arasından seçilirse belki bu müstakbel ve muhtemel anlaşmazlıklara bir parça da olsa mâni olunabilir.
Son tahlilde, Cumhurbaşkanı yardımcılığı, Altılı Masa’nın yer yer ucube olarak tarif ettiği Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin, Türkiye’nin anayasal sisteminde ihdas ettiği bir makam. Üstelik de anayasa düzenleniş şekliyle oldukça sorunlu bir makam. Bu sorunlardan ilki, Cumhurbaşkanı yardımcısının – 2017 Anayasa değişiklik paketinin büyük ölçüde esinlendiğini iddia ettiği – Amerikan anayasa sisteminden farklı olarak seçimle iş başına gelmeyen, tersine Cumhurbaşkanı tarafından tayin edilen bir bürokrat olması. Nitekim muhalefet partileri zaman zaman Fuat Oktay’ın seçilmiş değil atanmış bir zat olduğunu hatırlatarak bu garabeti ortaya koymaktan geri durmuyorlar. Gerçekten de, Cumhurbaşkanının hastalığı yahut yurt dışına çıkması gibi hâllerde geçici olarak ona vekâlet eden yardımcısının, vekâlet hâlinde o makama ait bütün yetkileri deruhte ettiği düşünüldüğünde, devletin en üst makamını işgal eden, o makama seçilerek gelen ve siyasi bir figür olan Cumhurbaşkanının yetkilerini duruma göre geçici olarak üstlenen yardımcısının, aynı şekilde seçimle iş başına gelmemesi en basit tabirle antidemokratiktir. Altılı Masa, Cumhurbaşkanı adaylarını şimdiden tespit ederek ve bu isimleri seçmen sandığa gitmeden evvel onun önüne koyarak aslında mevcut sistemde var olan antidemokratik bir unsuru da bir nebze de olsa demokratik bir hüviyete kavuşturmuş olacaktır.
İkinci mahzur, Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı sayısının herhangi bir tahdide tâbi olmamasıyla alakalı. Anayasanın ifadesiyle Cumhurbaşkanı ‘bir veya birden fazla Cumhurbaşkanı yardımcısı atayabilir.’ Burada sınırı olmayan bir atama yetkisinden bahsetmek mümkün. Bugün içinse bu mahzur, Altılı Masa’nın lehine dönebilir görünüyor. Yardımcılık makamı hakkında sayısal bir sınır olmaması, Masa’ya, yukarıda bahsettiğim şekilde, üç ilâ beş yahut isterse daha fazla yardımcıyı Cumhurbaşkanı adayı ile beraber aday gösterme şansı tanıyor.
Özetle, 2023 seçim kampanyası sırasında ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilmeden evvelki ‘restorasyon dönemi’nde, Cumhurbaşkanı yardımcılığı makamı, pekâlâ Altılı Masa’nın ve daha geniş manada muhalefetin elinde esaslı bir siyasi koza dönüşebilir. Bu sebeple, Altılı Masa’nın seçmen karşısına bir Cumhurbaşkanı adayına ilaveten bir veya birden fazla Cumhurbaşkanı yardımcısı adayı ile çıkması ve Cumhurbaşkanı adayının, seçilirse bu isimleri yardımcıları olarak atayacağı hususunda taahhüt vermesi, yabana atılmaması gereken bir siyasi hamle. Umarım Altılı Masa’nın kurmayları bu ihtimaller üzerinde kafa yormuştur veya yoruyordur.
—————–
Cem Tecimer, Robert Kolej’de lise eğitimini takiben Koç Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden birincilikle mezun olmuştur. Harvard Üniversitesi Hukuk Fakültes’inde Fulbright bursiyeri olarak yüksek lisans eğitimini tamamladıktan sonra aynı kurumda doktora öğrenciliğine başlamış ve hâlen doktorasına devam etmektedir. New York ve İstanbul barolarına kayıtlı avukat olan Tecimer’in ulusal ve uluslararası dergilerde karşılaştırmalı anayasa hukukuna dair pek çok yayını ve aralarında Washington Post’un da bulunduğu mecralarda hukuk ve siyasete dair yazıları bulunmaktadır.