Maraş merkezli depremlerin ardından onlarca ülke gibi İspanya da arama kurtarma çalışmalarına dahil oldu. Geçtiğimiz günlerde ülkeden ayrılan Sevilla ekibinin bir üyesi ‘İş makinelerinin kullanılmaya başlamasını’ eleştirip ‘bu işin bir parçası olmayacaklarını’ belirtti. Başka bir görevli ise koordinasyon sorunları olduğunu söyledi.
Konunun detayları ve iş makinesi kullanımının kurtarma çalışmalarını nasıl etkilediğini, koordinasyonun nasıl sağlandığını İspanya’dan gelen bir başka ekibin üyesi, Dünya İçin İtfaiyeciler’den Jair Pereira Rodriguez ile konuştuk.
Yaklaşık bir haftalık çalışmanın ardından ülkesine dönen Rodriguez, koordinasyon konusunda kendisinin aynı düşünceleri paylaşmadığını belirtti ve ‘depremin büyüklüğü nedeniyle karşılaştıkları olumsuzlukların kendileri açısından anlaşılabilir’ olduğunu dile getirdi.
Bununla birlikte Rodriguez, iş makinelerinin enkazlarda kullanılmaya başlamasına dairse “Eğer ‘iş makineleri olması gerekenden önce ya da sonra mı girdi?’ diye soruyorsanız bu hükümetin yanıtlayabileceği bir soru olur. Bana ‘bu iş makineleri enkaz altındaki insanlara zarar veriyor mu?’ diye sorarsanız, evet zarar veriyor” ifadelerini kullandı…
‘İlk izlenimimiz çok sert oldu’
Öncelikle bize nasıl ve ne zaman alarma geçtiğinizi anlatabilir misiniz? Bölgeye ne zaman geldiniz ve ilk izlenimleriniz nelerdi?
Bizi aradılar, ardından salı sabah erken saatlerde ulaştığımız Hatay’a gider gitmez çalışmaya hazır durumdaydık. Bu da aşağı yukarı depremden yaklaşık 40 saat sonrasına tekabül ediyor. İlk alarmımızda bizi bir çalışma alanına götürdüler. Şehir dışında bir mahalledeydi ve orada köpeklerimiz ile arama kurtarma çalışmamızı başlattık.
İlk izlenimlerimiz çok sertti. Çünkü depremin tüm yapıları çok kötü bir duruma soktuğunun farkına vardık. Çok yüksek sayıda kurban vardı.
Kurtarma çalışmaları sırasında diğer ekiplerle koordinasyonunuz nasıldı? Sizin enkazlara yönlendirilmeniz nasıl sağlandı?
Diğer gruplarla koordinasyon iyiydi çünkü bu depremin büyüklüğünün birçok anlamla hissedildiğini hesaba katmamız gerekiyor. Böylesi bir karmaşa seviyesinde koordinasyon çok da kolay bir iş değil. Bu anlamda daha önce katıldığımız benzer operasyonlardan edindiğimiz bir tecrübemiz var. Sakin kalmamız gerektiğini, serinkanlı olmayı ve işimize odaklanmamız gerektiğini biliyoruz. Aksi takdirde hata yapmak çok kolay olur. Bizi doğrudan AFAD’ın Hatay’daki merkezi koordinasyonu yönlendiriyordu. Aynı yerde bizim de çantalarımızı ve dinlenmesi için köpeklerimizi bıraktığımız ‘merkezimiz’ bulunuyordu.
‘Gönüllüler kilit rol oynadı’
Türkiye’den diğer ekiplerle birlikte çalıştınız mı? Çalışma yerinde gönüllülerin katkısı ne ölçüdeydi?
Türkiye’den ekiplerle birlikte çalışmadık. Tabii burada ekip derken arama kurtarma ekiplerinden bahsediyorum. Sadece AKUT ile biraz işbirliğimiz oldu. Ayrıca bir madenci grubuyla beraber çalıştık. Bunun haricinde başka bir ekip yoktu. Gönüllülere gelecek olursak evet, onlar kilit rol oynadılar diyebilirim. Çünkü gönüllüler, özverileriyle bizim yaşamımızı, çalışmamızı fazlasıyla kolaylaştırdılar. Mesela bizimle birlikte iki tercüman vardı, daha sonra üçüncüsü de geldi, iki şoförümüz vardı, lojistikle ilgilenen, materyalleri taşıyan insanlar vardı. Bölge halkının misafirperverliğine müteşekkir kaldık. Zamanını, imkanlarını, arabalarını, enerjilerini… ellerinde ne varsa paylaşan ve böylece bizim işimize yardım eden tüm ‘anonim’ insanlara minnettarız.
Bölgedeki sivillerle iletişiminiz-etkileşiminiz nasıldı?
Siviller bize karşı söylediğim gibi eşi benzeri olmayan bir yaklaşım sergiledi. Türkiye halkının misafirperverliği hakkında söylediklerini içimizde hissettik. Bize yemek verdiler, köpeklerimize su getirdiler. Dinlendiğimiz vakitlerde ateş yanında ısınmak için yanlarında yer açtılar, kendileri ayağa kalktılar sandalyelerini bize verdiler. Özetle misafirperverlikleri inanılmazdı.
‘Makineler en sonunda tüm enkazlara girdi’
Geçtiğimiz günlerde arama kurtarma çalışmalarına Sevilla’dan katılan bir görevli İspanya kamu yayıncısı RTVE kanalına yaptığı açıklamada ‘Türkiyeli makamların koordinasyon eksikliğine’ işaret etti. Kurtarma ekibinden başka bir kişi ise ‘iş makinesi kullanmanın enkazdaki insanları yaralayabileceğine’ değindi. Sizin deneyiminiz de benzer şekilde mi?
Kendi adıma konuşmam gerekirse benim tecrübem daha farklı oldu. Koordinasyon hakkında iyi ya da kötü diyemem. Bana kalırsa bizimle kurulan koordinasyon mevcut koşullara göreydi. Bu benim bireysel düşüncem. Çalıştığımız alanda bin 700 yıkık ya da yarı yıkık bina vardı. Alanda tüm bunlara yetişebilecek imkân da yoktu. Trajedinin boyutları sahiden çok büyüktü. Mesela yeterli doktor yoktu diye şikâyet edersek eğer bu belki de bölgedeki doktorların da aileleriyle birlikte depremde enkaz altında kalmasından dolayıdır. Yani elektrik kesintileri olması da internet kesintileri yaşanması da ve diğer kamu hizmetlerini etkilemesi de normal. Çünkü deprem kamusal ağı da etkiledi. Çalışanlar olarak empati kurmamız, sakinleşmemiz ve yapabileceğimizin en iyisini yapmamız gerekiyor.
Koordinasyona gelirsek… Her şey daha iyi organize edilebilirdi. Ama koşullar çok çok zordu. Biz tüm süreç boyunca devamlı koordinasyon merkezimizden talimat aldık. Biz de gönderilen talimatları yerine getirdik. Bu bizim çalışma dinamiğimizdi.
Makinelere gelince en sonunda tüm enkazların içine girdi. Belki dördüncü ya da beşinci günde. Bu da arama çalışmalarının sonuna geliniyor demek, enkazda sağ insanın bulunma ihtimali düştü demek. Çünkü iş makineleri bütün yıkıntıları hareket ettiriyor. Eğer ‘iş makineleri olması gerekenden önce ya da sonra mı girdiler?’ diye soruyorsanız, bu hükümetin yanıtlayabileceği bir soru olur. Bana ‘bu iş makineleri enkaz altındaki insanlara zarar veriyor mu?’ diye sorarsanız, evet zarar veriyor. Konu hakkında söyleyebileceklerim bunlar. 5. ya da 6. günden sonra arama kurtarma dinamiklerinde değişimin farkına vardık. Arama kurtarma çalışmalarından iş makineleriyle enkaz kaldırma çalışmalarına geçiş yapıldı.
Son olarak deneyimlerinizden paylaşmak istediğiniz başka bir olay var mı?
Üçüncü kişiyi kurtardığımızda bir olay yaşadık. Onlu yaşlarında bir ergen çocuktu. Onu dışarı çıkartabilmek için 10 saat uğraştık. Madencilerle birlikte yaptığımız bu kurtarış bizi çok ama çok mutlu etti.