Gazeteci Gürkan Zengin’in, Ankara Masası adlı YouTube kanalındaki programına konuk ettiği Arınç’ın, birlikte çalıştıkları dönemde Erdoğan’ın çalışma arkadaşlarına nasıl inisiyatif verdiğini, nasıl sadece işin düzgün yapılmasına ve sonuca odaklandığını anlattığı bölümde Arınç’la Zengin arasında şu diyalog geçti:
Zengin: “2023’ün Tayyip Erdoğan’ı 2002’nin Tayyip Erdoğan’ı mı?”
Arınç: “Fiziki olarak öyle.”
Zengin: “Fiziki olarak öyle?”
Arınç: “Öyle, elhamdülillah.”
Gürkan Zengin aynı soruyu AK Parti için de sordu: “Siz bu partinin kurucususunuz. Kurucularından birisiniz. En önemli üç isminden biriydiniz. Bugünkü AK Parti ne kadar 2002’deki AK Parti?”
Arınç bu soruya da şu cevabı verdi:
“Benim gibi bir siyasetçi kalmadığı için veyahut da insanlar çok fazla örneklerini görmediği için beni kendi açılarından eleştiriyorlar. Ben bunun kendi nefsimde de çok mücadelesini yaptım. Çünkü hedefe oturtulmuş bir insanım. Aleyhinde laflar konuşulan bir insanım. Pelikanıyla bilmem nesiyle şusuyla busuyla tek başıma mücadele etmiş bir insanım. Ama şuna karar verdim. Bu partiyi ben kurdum. Beraber kurduk yani Tayyip Bey’le de, Abdullah Bey’le de, Abdüllatif Şener’le de hepsiyle beraber kurduk. Ve bizim gücümüz birlikteliğimizden geliyordu. Biz böyle yola çıktık. Şimdi burada yaptığımız şey, biz ilkeli, kararlı ve cesur siyaset yapacağız ve millete hizmet odaklı siyaset yapacağız. Bunu da inşallah bir programda anlatırız. Şimdi zaman değişti. Ben 2005’ten sonra bıraktım işleri. Üzerime geldiler. Kendimi koruyacak bazı tweet’ler attım. Hatta karşı karşıya geldik Tayyip Bey’le. Ama sonra şunu düşündüm. Benim partimden şikâyetim yok. Partililerden şikâyetim olabilir. Cumhurbaşkanından da şikâyetim olabilir. Ama çıkayım bu partiden de karşısına bir parti kurayım, onunla mücadele edeyim. Bunu kesinlikle kabul etmiyorum, bugün de kabul etmiyorum. Bu parti benim evim.”
Soylu’nun Amerika’ya dair sözlerine eleştiri
Programın ilginç anlarından biri de Arınç’ın, dünyanın depremde Türkiye’nin yardımına koşmasını anlattığı anlardı. “Bu durumda kimle savaşacaksın” diye soran Arınç sözü isim vermeden İçişleri Bakanı Soylu’nun ABD büyükelçisiyle ilgili çıkışına getirdi ve şöyle dedi:
“Diplomasi dili nezakettir. Saygıdır, uzlaşmadır, sorunların barışçı çözümüdür. Ben bunu fiilen yaptım. Avrupa Birliği sürecinde de sonrasında da. Ama düşünün ki birisi çıkıyor Amerikan Büyükelçisine ellerini çek, kirli ellerini çek diyor. Yahu kardeşim sen kime söylüyorsun? O ülkenin Türkiye’deki temsilcisine. Senin kavga etme, hakaret etme, tehdit etme hakkın yok. İstemiyorsan adamı, persona non grata yaparsın, yurt dışına gitsin dersin. Ama aynı işi bizimkine de yaparlarsa onun karşılığını da düşünmek lazım.”
Seçimi Anayasa’yı değiştirerek ertelemek lazım, öbür yollar problem doğurur
Bülent Arınç, seçim ertelemesinin mutlaka partilerin uzlaşıp Anayasa’nın ilgili maddesini değiştirmeleri yoluyla yapılması gerektiğini, Yüksek Seçim Kurulu’nun fiziki koşullar nedeniyle seçimin zamanında yapılamayacağını ilan etmesinin sıkıntı yaratacağını söyledi.
Arınç, bunun Yüksek Seçim Kurulu’nun böyle bir değerlendirme yapmaya hakkının olmadığı anlamına gelmediğini de sözlerine ekledi.