Ana SayfaHaberler“Çoklu denge her an bir kriz yaratabilir, yıkımı önlemenin en az kötü...

“Çoklu denge her an bir kriz yaratabilir, yıkımı önlemenin en az kötü yolu 90’lı yıllardakine benzer bir denge”

Ekonomist İbrahim Turhan: “Yıkımı önlemenin yolu ya sermaye girişi -ki kısa dönemde zor- ya da daha yüksek enflasyon + gerçek anlamda pozitif reel faiz + enflasyona yakın değer kaybeden TL gibi 1990’lı yıllardakine benzer bir denge. Geçmişe dönük endeksleme sarmalı da denebilir. Ne yazık ki bu; hepsi de ‘kötü’ olan olası çözümler arasında ‘en az kötü’ olan. Alternatifi olan durumları ne düşünmek istiyorum ne de yazmak. Yanılmış olmayı çok isterdim ama matematik ortada. Dış açık kur düzeltmesi, iç açık enflasyon ile dengelenecek. Talep düşecek. Bununla birlikte piyasaya güven verecek isimlerin görev alacağı, kısmi de olsa rasyonelleşme yaşanacağı bir ortam kaosa tercih edilir. Çoklu denge, her an bir kriz yaratabilir. Sonuç değişmeyecek bile olsa geçişin kaotik olmasındansa kontrollü geçiş yeğdir.”

İbrahim Turhan’ın twitter’dan yaptığı paylaşımlar şöyle:

“Seçimler geride kaldı. Hafta sonu yeni hükümet açıklanacak. Ekonomi yönetiminde bir rasyonelleşme beklentisi var. Yeni hükümet kamu maliyesi ile ilgili 3 devasa sorun ile yüzleşmek zorunda kalacak. Tabii başka ciddi sorunlar da var ama bunların acilen ele alınması gerekiyor.

Birincisi; kamu borç stoku. 2017 sonunda merkezi yönetim borcunun sadece %39’u döviz/dövize endeksli idi. TL borcun ise üçte ikisi sabit faizliydi. Bugün ise borcun %62’si döviz/dövize endeksli, TL borcun içinde sabit faizli kısım %55’e geriledi.

İkincisi; faiz hariç harcamalardaki artışın önümüzdeki dönemde yaratacağı ağır malî yük. Daha şimdiden görülen bozulma sorunun boyutunu ortaya koyuyor. İlk 4 ayda faiz hariç kamu harcamaları geçen yıldakinin 2 katına çıktı. Faiz dışı dengedeki bozulma ₺350 milyar oldu.

Üçüncüsü 120 milyar doları aşan KKM. Dış açığın yarattığı dengesizlik kurda bir düzeltme olmasını zorunlu kılıyor. Bu hareket başladı zaten. Yılın başından 26 Mayıs’a kadar 21 haftada USDTRY kuru %6,7 artmıştı. Seçimden bugüne bir haftadaki artış %4,8 oldu.

Kurdaki artış KKM kanalıyla bir malî yük yaratıyor. Ayrıca sistemde bu kadar yabancı para yükümlülük olması ciddi risk. Bir noktada tasfiye etmek gerektiğinde oluşabilecek döviz talebinin büyük finansal krize dönüşmemesi için geçişin iyi planlanması şart.

Bu 3 sorunun yaratabileceği yıkımı önlemenin yolu ya sermaye girişi -ki kısa dönemde zor- ya da daha yüksek enflasyon + gerçek anlamda pozitif reel faiz + enflasyona yakın değer kaybeden TL gibi 1990’lı yıllardakine benzer bir denge. Geçmişe dönük endeksleme sarmalı da denebilir.

Ne yazık ki bu; hepsi de ‘kötü’ olan  olası çözümler arasında ‘en az kötü’ olan. Alternatifi olan durumları ne düşünmek istiyorum ne de yazmak. Yanılmış olmayı çok isterdim ama matematik ortada. Dış açık kur düzeltmesi, iç açık enflasyon ile dengelenecek. Talep düşecek.

Küresel koşulları da göz önüne aldığımda ekonomide Türkiye’yi, geride bıraktığımızdan çok daha zor bir dönem bekliyor. Bununla birlikte piyasaya güven verecek isimlerin görev alacağı, kısmi de olsa rasyonelleşme yaşanacağı bir ortam kaosa tercih edilir.

Mevcut durum sürdürülebilir değil. Çoklu denge, her an bir kriz yaratabilir. Sonuç değişmeyecek bile olsa geçişin kaotik olmasındansa kontrollü geçiş yeğdir. Bu ülkede yaşayan ve kazanan aklı başında herkes uçağın çakılmasındansa gövde üstü inişe bir şans vermeyi tercih eder.

- Advertisment -