SES Partisi Genel Başkanı Ayhan Bilgen, İstanbul’da bir basın toplantısı düzenledi.
Bilgen’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Sıcak para önemli ama bunun riskleri de gözden kaçmamalı”
“Bugün Merkez Bankası’nın faiz kararı açıklandı. Aslında bugün karşı karşıya bulunduğumuz durum bir mecburiyet, bir zorunluluk. Çünkü sıcak para ihtiyacı var. Dolayısıyla faizleri artırarak hem döviz artışını durdurmak hem de yatırım için kaynak oluşturmak isteniyor. Fakat bu alanın riskli bir alan olduğunu, tehlikeli bir yere evrilme ihtimalinin olduğunu biliyoruz. Buna dikkat çekme ihtiyacı duyuyoruz. Sıcak para önemlidir elbette ama sizin kullanacak kaynağınız yoksa, sürdürülebilir bir rekabete dayanacak bir ekonomik reform ortaya koyamazsanız bu tek başına ihtiyacı karşılamaz.”
“Kapsamlı ama sınırlı bir genel af şart”
“Bir hukuk ve siyaset sistemi içerisinde af konusu zor tartışmalardan biridir. Ben de ilkesel olarak kişilerin mağduriyetinin muhatabının devlet olmadığı kanaatindeyim. Kişilerin birbirini affetmeyi başarması toplumsal barış açısından önemli. Ama hepimiz biliyoruz ki adil yargılama hakkının ihlalleri oldukça artmış durumda. En azından AYM kararlarından bunu görebiliyoruz. Yargıtay’da bekleyen dosya sayısında çok ciddi bir artış ve büyük bir iş yükü söz konusu. Bu tıkanıklığı aşmak için bir kereliğe mahsus ve son kez bir genel af çıkması gerektiğini savunuyoruz. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında çıkması gerektiğini düşündüğümüz bu af kapsamlı ama sınırlı olmalı.”
“Af konusunda kapsam konusunu çok genelleyerek konuşursanız o tartışmada mesafe almakta zorlanırsınız. Bu sebeple bu konu partiler arası bir rekabet alanı olmaktan çıkmalı. İktidarlar doğası gereği ben bu konuda bir adım atarsam diğer partiler ne yapar diye çekingen davranıyorlar. Oysa bir ihtiyaç varsa buna partiler üstü bir mantıkla bakmak lazım. Aynı şey siyasi suçlar ve terör suçları için de geçerli. Ayrımı iyi yapmak lazım. Doğrudan şiddete bulaşmış, örneğin sokakta bir bomba patlatmış kişiyi af kapsamına almayı kimse kabul etmez, toplum da ikna olmaz. Ama görüş açıklamaktan dolayı suç kabul edilen şeyleri suç olmaktan çıkartıp ifade özgürlüğü altına alırsanız bunu toplum makul bulabilir, kabul edebilir. Biz muhalefet olarak iktidarı bu konuda en azından cesaretlendirmeliyiz.”
“Kürt meselesinin çözümünde Suriye’deki gelişmeler önemli”
“Genel af meselesi bir tarafıyla Kürt sorunuyla ilgili bir konu. Çünkü dünyanın her yerinde çatışma çözümü süreçlerinde en temel başlıklardan biri genel aftır. Bunu birçok ülke üzerinden ifade edebiliriz. Genel affı da, Kürt meselesini de tartışırken parti çıkarlarını değil ülke çıkarlarını göz önünde bulundurmak lazım. Ortak bir Türkiye politikası tercihimiz olmalı bu sorunun çözümünde. Kürtlerin haklı talepleri karşılanmalı ve uğradıkları haksızlıklar giderilmelidir.”
“Burada şunu net ayırt etmek lazım ki şiddet ve silah bir hak arama aracı olamaz. Bu konuda bir ortak irade gelişmeli. Kürt siyaseti de bu konuda ortaklaşmalı. Aynı şekilde bu ülkede herkesin eşit yurttaşlar olarak kabul edilmesi konusunda da ortak bir şekilde ele alınmalı. Geçmişte bu iktidar tarafından dille ilgili birtakım küçük iyileştirmeler yapıldı. Örneğin devletin Kürtçe bir televizyon kanalı olması önemli bir irade beyanı. Ama kimi başka değişikliklere de ihtiyaç var. Bu konuda iktidarın var olan ihtiyacı okuduğunu düşünüyorum. Ama muhalefetin de bu konuda popülist davranmaması lazım.”
“Ben geçmiştekinin benzeri bir çözüm sürecinin tekrarlanacağını düşünmüyorum. Ama o dönemden ders çıkartıp, bu dönemin ihtiyaçlarını da dikkate alarak bir yeni yol ve yöntem gelişeceğini düşünüyorum. Burada muhalefet de negatif bir dille negatif bir siyaset yürütmemeli, katkı verici, yapıcı bir siyaset yürütmeli diye düşünüyorum.”
“Bu gelişmeleri Suriye’deki durum belirleyecek. Ben birkaç ay içerisinde oradaki durumun da netleşeceğini düşünüyorum. Esad’ın da, Kürtlerin de, Türkiye’nin de hassasiyetleri ve istekleri bir ölçüde karşılanarak bulunacak bir formül bunu sağlayabilir. Bu formül şu anda 2007’de AK Parti’nin çıkarttığı ama Ahmet Necdet Sezer’den dönen …… benziyor. Yani bir federal çözüm değil, üniter devlet içerisinde çoğulcu bir güçlendirilmiş yerel yönetim formülü. Kürtlerin isteği bu değil ama Esad ve Türkiye’nin en yakın olduğu çözüm bu gözüküyor.”
“Suriye’de olumlu bir sonuç alınırsa bunun Türkiye’deki Kürt meselesine de yansıması olumlu olacaktır. Fakat bizim Suriye’de olumlu sonuç alınmama ihtimaline karşı da içeride kendi sorunlarımızı çözmemiz ve böyle bir durumda bundan zarar görmememiz gerekiyor. Yeni anayasa tartışmaları da bu bağlamda oldukça önemli.”