25 Mayıs 2002. ABD Başkanı George Bush, ilk kez Rusya’yı ziyaret edecek, 3 senedir Rusya Devlet Başkanlığı görevini üstlenen Putin ile Saint Petersburg’ta detaylı bir iş birliği anlaşması imzalayacaktı.
Bush, Putin ve eşleri ziyaretin ikinci akşamında önce Mariinsky Sahnesi’nde Fındıkkıran balesi izledi, sonrasında şehrin en popüler Rus lokantası New Island’da akşam yemeği yedi. New Island, hareket halindeki bir gemi lokantasıydı.
Saint Petersburg elitlerinin uğrak noktası olan New Island, bir zamanlar şehrin belediye başkan yardımcılığını üstlenmiş Putin’in de favori mekanıydı. Zira lokantanın işletmecisi Yevgeny Prigozhin, Putin’in özel konuklarıyla bizzat ilgileniyor, masalar hazırlanırken el feneriyle toz olup olmadığına bakıyor, bizzat kendisi özel davetlilere yemekleri servis ediyor, şarapları açıyordu.
Putin, Prigozhin’in ilgisinden öylesine memnun kalacaktı ki Kremlin veya özel konutundaki özel davetler için de kendisiyle anlaşacak, Prigozhin Putin’in başkanlığı boyunca “Putin’in şefi” olarak anılacak, neredeyse her önemli yemekli davette boşalan kadehleri dolduracak, her türlü catering hizmetini sağlayacaktı.
Kader 21 yıl sonra Putin ve Prigozhin’i tekrar karşı karşıya getirdi. Bu sefer Prigozhin, Putin’in arkasında el pençe divan beklemiyor veya karşısındaki konuğunun şarabını doldurmuyordu. “Putin’in aşçısı”, önce dünyanın en büyük paramiliter ordularından biri olan Wagner Grubu’nun komutanı olmuş, ardından merkezi hükümet ile yaşadığı anlaşmazlık nedeniyle Ukrayna cephesinden çekilip Rusya’ya girmiş, Rostov şehrini işgal ederek Moskova’ya yürümeye başlamıştı.
Putin’in aşçısının, 50 bin kişilik paralı asker ordusuyla başkaldıran bir haine dönüşmesi pek kolay olmamıştı. Prigozhin, kendisini sıfırdan var etmiş, 4 kıtaya yayılan kan, para, katliam, işkence ve savaş suçu ağıyla Rusya’nın en etkili aktörlerinden biri olmuştu.
Yankesicilikten girişimciliğe
Prigozhin, 1961 yılında St. Petersburg’ta doğdu. Erken yaşta babasını kaybetti, yoksul bir ailede büyüdü, başarısız bir eğitim hayatı oldu. 18 yaşındayken arkadaşlarıyla birlikte gece yarısı sokakta yalnız yürüyen bir kadını durdurdu, arkadaşı kadından sigara isteyip dikkatini dağıtırken arkasına geçip bayılana kadar boğazını sıktı. Ayakkabısını, altın küpelerini çalıp baygın bir şekilde kadını sokakta bırakıp kaçtılar. Prigozhin, daha önce de bu tür hırsızlık olaylarına karıştığı için 13 yıl hapis cezası aldı.
1981 yılında Sovyet rejimi hapishanelerine giren Prizgozhin, 9 sene sonra, 1990 yılında kapitalist bir Rusya tarafından serbest bırakıldı. Prigozhin, Sovyetlerin yıkılışına, Gorbaçov’un Glasnost ve Perestroyka reformlarına tanık olmamış, ülkedeki yeni ekonomik fırsatlara inanamamıştı.
Hapisten çıkar çıkmaz kendisini serbest piyasanın kollarına bıraktı. Annesi evindeki küçük mutfağında sosis pişiriyor, Prigozhin de sokakta hot-dog satıyordu. Sovyet sonrası fastfood rüzgarı, Prigozhin’in işine yaramış, kasasını doldurmuştu. Prigozhin seyyar satıcılıktan edindiği birikimiyle önce perakende manavlara ortak oldu, sonra kumar sektörüne yatırım yaptı ve ardından lokanta işletmeciliğine soyundu.
Prigozhin, ortak olduğu lokantaların her detayıyla ilgileniyor, şehirde Batı ile iş yapan elitlerin, zenginlerin, siyasetçilerin yemekli toplantı yapabileceği lüks mekanlara dönüştürüyordu. Devraldığı lokantalarda striptizcilerin işine son veriyor, yemeklerin kalitesini yükseltmek için iyi aşçılar buluyor, temizlik işçilerinin en ufak hatasını dahi affetmiyordu.
Prigozhin’in hırsı sonuç verdi. Hapisten çıktıktan sadece 7 sene sonra 400 bin dolar harcayarak New Island adında bir gemi lokanta açtı, kısa bir sürede bu lokanta şehrin en ünlü, Putin’in de favori mekanı haline geldi. Dünya liderleri, IMF başkanları, nükleer anlaşmalardan, Irak İşgali’ne önemli konuları eski bir yankesicinin lokantasında karara bağladı. Lokantada ağırlanan Batılı liderler, kadehlerini dolduran bu yetenekli işletmecinin, çekiçle esirleri infaz eden bir paralı ordunun komutanına dönüşeceğinden henüz bihaberdi.
Fakat Prigozhin, Putin’in güvenini kazanmıştı. Sırada bu güveni, para ve itibara dönüştürmek, patronaj ağına girmek vardı.
Bir yatırım tavsiyesi olarak “kaos”
Prigozhin, önce kurduğu catering şirketi ile Moskova’daki devlet okullarının kantin ve yemek ihalelerini aldı. Ardından Savunma Bakanlığı ile çalışmaya başladı, orduya yemek veriyor, Kremlin’deki özel davetleri organize ediyordu.
Zaman içerisinde Prigozhin’in Kremlin ile ilişkisi değişti. Bu değişim nasıl ve ne zaman oldu tam olarak bilinmiyor, fakat araştırmacı gazetecilere göre Prigozhin’in kurduğu catering şirketi 2014’ten kısa bir süre önce bir paravan şirkete dönüştü, Putin’in resmi memurlarca yapılmasını istemediği işlerinin üstlenicisi oldu.
İddiaya göre Prigozhin, kağıt üzerinde yemek ihaleleriyle Kremlin’den para alıyor, bu parayla da paralı asker yetiştiriyor ve yabancı ülkelerde Rusya çıkarları için savaşacak bir ordu kuruyordu.
Wagner Grubu adındaki bu ordu ilk kez Ukrayna’da görüldü. 2014 yılındaki Doğu Ukrayna çatışmalarında, Rus ayrılıkçıların saflarında ağır silahlı, yeşil üniformalı ve maskeli askerler görüldü. Rusya bu kişilerin yerel halk olduğunu söylese de zaman içerisinde Prigozhin’in kurduğu paralı asker ordusu Wagner askerleri olduğu anlaşılacaktı. Wagner askerleri, kendi bayrak ve sembolleriyle çatışıyor, Rusya ile resmi bağlarını reddediyor, savaş esirlerine hadımdan tecavüze her türlü işkenceyi uyguluyordu. Resmi olarak hesap verecekleri bir kurum, bağlı oldukları bir hukuki düzenleme olmadığı için gaddarlıklarının sınırı yoktu. Tek ölçütleri aldıkları paraydı.
Doğu Ukrayna’da kendilerini “dünyaya kanıtlayan” Wagner ordusu, 2015 yılında Rusya’nın Esad’ın görevde kalması için aktif şekilde bölgeye müdahil olması vesilesiyle kendisini Suriye’de buldu. Prigozhin kurduğu paravan şirketlerle, Suriye rejimi ile karlı bir anlaşma imzaladı: Wagner ordusu, YPG, İŞİD ve Özgür Suriye Ordusu elindeki petrol kuyularını kurtaracak, güvenliğini sağlayacak ve rejime devredecek, fakat elde edilen gelirlerin de %25’ini alacaktı.
Wagner 2018’de Suriye’deki tecrübesini Orta Afrika Cumhuriyeti’ne taşıdı. Hükümetin isteğiyle isyancılara karşı madenleri koruyan Wagner, çoğu yerde kendi madenlerini açıp para kazanmayı da ihmal etmedi. Güney Afrika Cumhuriyeti’nde Wagner, BM ve insan hakları örgütlerinin raporlarına göre Müslüman köylerini basarak, onlarca sivili katletti. Bölgeye yabancı olan Wagner askerleri, her Müslümanı “potansiyel isyancı” olarak görüyordu.
Bir yatırım tavsiyesi olarak, iç savaşlara, siyasi kaoslara müdahil olan Wagner Venezuala’dan Libya’ya, Mali’den Sudan’a birçok ülkede savaşmaktan, güvenlik sağlama ve askeri eğitime uzanan geniş portföyüyle hizmet sundu.
Sonradan bu nedenle FBI tarafından aranan, federal mahkemeler tarafından suçlanan Prigozhin’in de kabul ettiği üzere, 2016 ABD seçimlerinde kurdukları trol ordusuyla seçimlere müdahale ederek Trump lehine oy bile devşirmeye çalıştılar.
Dönüm noktası: Ukrayna’nın işgali
Prigozhin için dönüm noktası Ukrayna’nın işgali oldu. Rusya, daha fazla sivili cepheye sürmemek için Wagner ordusunun neredeyse bütün paralı askerlerini Ukrayna’ya kaydırdı, Wagner’e hapishanelere girerek asker devşirme yetkisi verdi. Böylece Prigozhin ilk kez kameralar karşısına Wagner komutanı sıfatıyla çıkıyor, hapishaneleri gezerek mahkumları ikna ediyordu. Şartlar netti: “Wagner’e katılmayı kabul edenler 6 ay Ukrayna’da savaşacak, 6 ay sonunda özgürlüklerini ve ücretlerini alacak. Cepheye gidip de savaşmayan infaz edilecekti.”
Wagner grubu infazları caydırıcılığı arttırmak için kameraya kaydediyor, “hainlerin” kafasını banttla duvara yapıştırıp çekiçle eziyordu. Bu infazlar nedeniyle çekiç, Wagner’in vahşiliğinin sembolü oldu. Wagner de bu sembolü benimseyerek korkutmak istediği rejim muhaliflerinin evlerine çekiç yollayıp tehdit etmeye başladı.
Tecavüzden, vahşice insan öldürmeye kadar birçok suçu işlemiş mahkum özgürlüklerini kazanmak için orduya yazılıyor, istedikleri her türlü vahşiliği sergileyebilecekleri kuralsız bir savaş meydanına kavuşuyorlardı.
Ukrayna’da savaşan, neredeyse bütün işkenceleri bizzat yapan, Ukraynalı esir askerleri videoya çekerek hadım eden Wagner Ordusu, işgal boyunca en korkulan aktörlerden biri oldu. Hapishane videolarıyla ilk kez kamuoyunun önüne çıkan Prigozhin de ününün tadını çıkarıyordu. “Barış” isteyen Rus oligarklarını eleştiriyor, yoksul bir aileden gelmesini önplana çıkarıyor, elitlere karşı yoksul Rus halkına önem verilmesini söylüyordu.
Prigozhin, birçok konuda Putin’den daha sertti. Örneğin, Prigozhin’e göre sınırlar tamamen kapatılmalı, kimse orduya yazılmamak için ülkeden kaçamamalı, oligarkların çocuklarının özel jetlerle kaçması engellenmeliydi.
Rusya ile Wagner arasındaki bu çarpık ilişki işgal uzadıkça sarsıldı, çıkarlar çatışmaya başladı.
Wagner komutanı Prigozhin video çekerek cephanelerinin bittiğini, Savunma Bakanı Şoygu ve merkezi ordunun liyakatlı bir şekilde orduyu yönetmediğini söyledi. İpleri koparan konuşma, 23 Haziran’da yaşandı. Prigozhin, Şoygu’nun talimatıyla Wagner üssünün vurulduğunu açıkladı, Şoygu’nun görevden alınması amacıyla 25 bin kişilik ordusuyla Moskova’ya yürümeye başladı.
Ve malumun ilanı…
Wagner ordusu önce 1 milyon insanın yaşadığı Rostov kentini ele geçirdi. Rus ordusu, Ukrayna’dan sonra kendi ülkesini de bombaladı. 1 sene önce Rusya’nın bölünmesinden bahseden Putin, ülkenin bölünmeyeceğinden bahsetmek zorunda kaldı, Prigozhin hakkında yakalama emri çıkartıldı, isyanı bastırmak için hazırlıklar başladı.
Fakat 24 Haziran günü, Moskova’ya ilerleyen Wagner ordusu Prigozhin’in 20 yıllık dostu Belarus lideri Lukeşenko’nun arabuluculuğuyla durduruldu. Prigozhin, Wagner’in Rusya’dan çekilmeye başladığını söyledi. Kremlin sözcüsü Peskov’a göre, Prigozhin hakkındaki suçlamalar düşecek, isyana katılan Wagner askerleri yargılanmayacak, Prigozhin ise Belarus’a gidecek, isyana katılmayan Wagner askerlerinin ise merkezi Rus ordusuna katılmasına imkan verilecekti.
Yaşananları haberleştirecek bağımsız bir medya, yetkililerin hesap sormasını sağlayacak bağımsız bir yargı, gerçekleri araştıracak bir muhalefet olmadığı için uzlaşının detayları, Wagner’in ve Prigozhin’in geleceği meçhul. Prigozhin’in daha önce Putin ile çıkarları çatışan birçok isim gibi yediği bir yemekten dolayı zehirlenmesi, pencereden düşmesi, bir trafik kazası geçirmesi pek şaşırtıcı olmaz, hele ki daha önceki Putin muhaliflerinin aksine silahlı bir isyan başlatıp bir Rus kentini işgal etmişken…
Fakat bu tür detaylarının pek de önemi yok. Zira Rusya’da yaşanan 24 saatlik kaos bütün dünyaya uygulamalı bir ders verdi bile: Gücünü pekiştirmek için kendi yandaşlarına ülkenin kaynaklarını patrimonyal bir rejim kurarak dağıtan bir siyasi iktidar, “gerçek” muhalefet, bağımsız medya, etkin denge ve denetim organları, tarafsız yargı olmadan bir ülkeyi nasıl uçuruma sürükler?
Rusya’nın bu musibetten çıkaracağı bir ders var mıdır? Bunu Rusya uzmanları cevaplayabilir. Fakat Rusya’da yaşananları izleyen dünyanın her türlü devlet organının hesap verebildiği bir demokrasi, hukuk tanımaz paramiliter unsurların olmadığı öngörülebilir bir hukuk devleti gibi ideallere her zamankinden daha sıkı tutunması gerektiği aşikar.