Müttefik devletlerin İkinci Dünya Savaşı’nın sonunda Nordhausen’i bombalamasının yıldönümünde yayınlanan Nisan 2020 tarihli bir makalede “Müttefiklerin de aynı Nasyonal Sosyalistler kadar ahlaki davranmaktan uzak” olduğunu yazan Prophet, ABD birliklerinin Mittelbau-Dora’ya gelmelerindeki tek amacın bölgedeki yeraltı tesislerinde üretilen roket ve füze teknolojisini ele geçirmek olduğunu iddia ediyor.
Halen Prophet’in internet sitesinde yer alan makale, aşırı sağcıların Almanların Holokost’u anma geleneğini tanımlamak için kullandığı bir ifade olan Schuldkult’un, yani “suçluluk kültünün” sona erdirilmesine çağrıda bulunuyor.
Buchenwald ve Mittelbau-Dora Anıtlar Vakfı Direktörü Jens-Christian Wagner, Prophet’e oy verilmesinin “cumhuriyetimizin temelini oluşturan Holokost’u anma kültüründen açıkça uzaklaşmak” anlamına geleceğini söyledi.
Perşembe günü düzenlediği basın toplantısında, “Prophet Nordhausen belediye başkanı olsa bile sırf bu yorumlar yüzünden istifa etmek zorunda kalırdı” diyen Wagner, Prophet’in anıtı ziyaret etmesini memnuniyetle karşılayacağını ancak kurbanlara saygı nedeniyle anma etkinliklerine katılmasının yasaklanacağını söyledi.
AfD’nin Thüringen eyalet başkanı Björn Höcke, 2017’de yaptığı bir konuşmada, Nazi dönemini hatırlama ve telafi etme yönündeki Alman kültüründen “180 derece bir dönüş” çağrısında bulunmuştu. Almanya’nın iç istihbarat teşkilatının 2021 tarihli raporu, partinin Thüringen teşkilatını kanıtlanmış bir aşırı sağcı grup olarak sınıflandırıyor.
Ağustos 1943 ile Nisan 1945 arasında faaliyet gösteren Buchenwald toplama kampına bağlı Mittelbau-Dora’da yaklaşık 20.000 Yahudi ve siyasi mahkum hayatını kaybetti. Kamptaki mahkumların özgürleştirilmesinin ardından kampın içinden çekilen fotoğraflar, Nazi vahşetinin kanıtı ilk görsel kanıtları olarak dünyayı sarstı.
Nisan 1945’te Nordhausen’e yapılan İngiliz hava saldırıları sırasında, bazı toplama kampı mahkumları ve yerinden edilmiş kişiler de dahil olmak üzere 8.800′ yakın kişi öldürüldü.
AfD’nin yapılan anketlere göre Eylül 2024’te seçime gidecek olan Thüringen genelinde %32 civarında oranında oy alması bekleniyor.
Bu hafta Hristiyan Demokratlar’ın (CDU) ve klasik liberal FDP’nin, eyaleti yöneten SPD, Die Linke ve Yeşiller koalisyonu karşısında AfD’yle birlik olup damga vergisinde %6,5’tan %5’e indirime gitmesiyle birlikte ülkedeki diğer partilerin AfD’yle yerelde ittifak yapmasının meşruluğu kritik bir eşiği geçmiş gibi gözüküyor.
Üçlü koalisyonu oluşturan partiler, CDU’yu, federal düzeyde partiyle asla işbirliği yapmayacağı yönündeki ısırarlarına karşın, AfD’ye eyaletteki karar alma mekanizmalarını etkileme yetkisi vermekle suçladı.
CDU’yu “AfD’nin oyları olmadan mümkün olamayacak bir siyasi kararın alınmasına bilinçli olarak izin vermekle” itham eden SPD genel sekreteri Kevin Kühner “demokratların AfD’nin parlamentonun dengesini değiştirmesine asla izin veremeyeceğini” söyledi.
Aldıkları kararın arkasında duran CDU Thüringen eyalet başkanı Mario Voigt ise “aileleri ve ekonomiyi rahatlatan önemli kararların, yanlış kişilerin onayına bağlı olmasına izin veremem” dedi.