DEVA Partisi lideri Ali Babacan, Meclis’teki haftalık değerlendirme toplantısında; İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar’ın HSK’ya yazdığı mektuptan bahsetti.
Para karşılığında erişim engelleme ve tahliye kararları verildiğiyle ilgili iddiaları aktaran Uçar, HSK’ya gönderdiği şikayet mektubunu “çalışma arkadaşlarımız üzerinde korku imparatorluğu oluşturup mobinge maruz bırakan, tavassutta bulunan, yargılamayı etkilemeye teşebbüs eden örgütlü ya da örgütsüz bu yapıların çökertilmesi için gereğinin yapılması yüksek takdirlerinize arz olunur” ifadeleriyle bitirmişti.
Babacan’ın konuşmasının ilgili bölümü şöyle:
“İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı, Hakimler ve Savcılar Kurulu’na verdiği dilekçeyle yargının içinde çete ve çetecikler oluştuğuna ve bir rüşvet çarkı bulunduğuna ilişkin bir şikayet dilekçesi sundu.
Bu, bir çürüme değildir de nedir? Bu bir çığlık, bir feryat değildir de nedir? Başsavcı, kendi kurumuyla ilgili bir isyanda. Bir başsavcı çürümenin resmini çekiyor ve resmen yazıyla Hakimler ve Savcılar Kurulu’na başvuruyor.
İsim isim bazı yargı mensuplarından söz ediyor. İsimlerini vererek iş insanı kimliğiyle bildiğimiz kişilerin davalarıyla ilgili müdahalelerden bahsediyor.
Sözde gazeteci diyebileceğimiz birinin davasıyla ilgili müdahaleden bahsediyor. İsim isim bunları anlatıyor. Somut iddialar var öyle genel ifadeler değil.
Bakın, bunların gerçek olup olmamasından öte; bu iddiaların konuşulması, hele hele Anadolu Adliyesinin Başsavcısı tarafından söylenmesi, ülkedeki herkesi ayağa kaldırmalıdır. Hafife alınacak bir meseleden söz etmiyoruz.
Çete liderlerinin tahliyesinden, akçeli işlerle yargının kararlar almasından bahsediyoruz. Böyle iddialar söz konusuyken Türkiye’nin hiçbir meselesi çözülemez. Bu mektubu ciddiye almayan bir yaklaşımla bu ülkenin sorunlarını çözemezsiniz.”