Ülkü Ocakları eski Genel Başkanı Sinan Ateş suikastı soruşturmasında dün (19 Ekim) gözaltına alınan Ankara Emniyeti Cinayet Büro komiseri M.E.A. tutuklandı. Yine dün gözaltına alınan ve biri polis olan diğer 4 zanlı ise adli kontrolle serbest bırakıldı.
T24’ten Asuman Aranca’nın haberine göre, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla yapılan gözaltılar soruşturmanın Emniyet ayağında yaşanan önemli bir skandalı ortaya çıkarttı.
Tutuklanan Ankara Emniyeti Cinayet Büro’da görevli komiser M.E.A.’nın, suikast öncesinde, “Sinan Ateş’in ev adresi, telefon numaraları, anlık konum bilgileri, eşi Ayşe Ateş’e ait adres ve telefon bilgileri, gittiği yerlerin neresi olduğu, sık sık gittiği arkadaşına ait ofisin adresi, kullandığı araçların marka, model ve plakaları” gibi bilgileri sistemden sorgulayarak; soruşturmanın tutuklu şüphelilerinden Tolgahan Demirbaş’a ilettiği belirlendi.
M.E.A.’nın aynı zamanda Ateş suikastı soruşturmasında aktif olarak rol aldığı anlaşıldı. M.E.A.’nın dosyada aktif görev aldığı süreçte dışarıya bilgi sızdırıp sızdırmadığı ve delil karartıp karartmadığı da inceleniyor.
Bilgiler toplandı, tetikçiye ulaştırıldı
Öte yandan M.E.A. ile birlikte gözaltına alınan diğer kişilerden birine de benzer suçlamalar yöneltildiği öğrenildi. Söz konusu kişinin de Ateş’in kişisel bilgilerini bir şekilde elde ederek, aynı zamanda eski Ülkü Ocakları Genel Merkez yöneticisi olan Demirbaş’a bildirdiği, Demirbaş’ın da bu kişilerden aldığı bilgiyi, cinayeti organize etmekle suçlanan tutuklu şüphelilerden Doğukan Çep üzerinden tetikçiye ulaştırdığı öne sürülüyor. Soruşturmada daha önce tetikçiyi İstanbul’dan Ankara’ya getirdikleri ortaya çıkan iki özel harekat polisi de tutuklanmıştı.
Avukat eşliğinde “tanık” ifadesi
Öte yandan soruşturma kapsamında tutuklanan eski Ülkü Ocakları yöneticisi Emre Yüksel ile ilgili de ilginç bir bilgi ortaya çıktı. Buna göre, Yüksel, soruşturma kapsamında ilk olarak Ankara Emniyeti’ne gelerek, Demirbaş’ın olayla ilgisinin olmadığını öne süren ifadesini doğrular şekilde beyanda bulundu.
Ancak emniyetteki ifadesi sırasında Yüksel, “tanık” olmasına karşın avukatı da hazır bulunduruldu. Savcılığın, tutuklu bulunan şüpheli Yüksel’e ait tanık ifadesinin neden avukat huzurunda aldırıldığını, bu kişiye bir telkin ya da yönlendirme yapılıp yapılmadığını da araştırılacağı konuşuluyor.
Demirbaş, MHP’li vekilin evinden gözaltına alınmıştı
Ateş, 30 Aralık 2022’de Ankara’nın en merkezi yerlerinden Çukurambar’da uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti. Suikast soruşturmasında bugüne kadar aralarında tetikçi olduğu öne sürülen Eray Özyağcı, eski Ülkü Ocakları yöneticileri Tolgahan Demirbaş, Emre Yüksel ve Av. Serdar Öktem’in de bulunduğu 21 kişi tutuklanmıştı. Demirbaş, o dönem MHP Mersin milletvekili olan Olcay Kılavuz’un dönem dönem kullandığı bir evde bulunduğu sırada gözaltına alınmak istenmiş, Kılavuz ile polisler arasında tartışma yaşanmıştı. Kılavuz hakkında “cinayete yardım” suçlamasıyla soruşturma başlatıldığı ortaya çıkmıştı. 14 Mayıs seçimlerinde seçilemeyecek sıradan aday gösterilen Kılavuz, milletvekili seçilemedi ve dokunulmazlığını kaybetti.
Sarı alanda sır ziyaret
Dosyada bir de “başsavcıvekili” krizi yaşandığı öne sürülmüş, soruşturmayı adli tatil başlangıcında devralan ve MHP’ye yakınlığıyla bilinen Başsavcıvekili Ahmet Altun’un izne ayrılmasıyla ilgili olarak çarpıcı iddialar ortaya atılmıştı. Altun’un önce şüphelilerin tahliyesini talep ettiği, dosyaya eklenen yeni kanıtları gördükten sonra soruşturmadan çekilmek istediği iddia edilmişti. Öktem’in de aralarında olduğu şüphelilerin tahliyesi konusunda ısrarcı olduğu belirtilen Altun’un, bu konuda başsavcı ile tartıştığı, talebi kabul görmeyince izne ayrıldığı öne sürülmüştü. Soruşturmada son olarak da tutuklu Avukat Öktem’in kalp spazmı geçirdiği gerekçesiyle kaldırıldığı hastanede, “sarı alan” olarak tabir edilen bölümde müşahede altındayken Ülkü Ocakları üst yönetiminden bazı isimlerle yaklaşık yarım saat görüştürüldüğü ortaya çıkmıştı.