Kısa Dalga yazarı, gazeteci Cengiz Erdinç, ‘Halkı yanıltıcı bilgi yayma’ suçlamasıyla dün (2 Kasım) Balıkesir Ayvalık’ta gözaltına alınmıştı
‘Halkı yanıltıcı bilgi yayma’ suçlamasıyla dün (2 Kasım) gözaltına alınarak Ayvalık Emniyet Müdürlüğü’nde tutulan Kısa Dalga yazarı Cengiz Erdinç, bu sabah (3 Kasım 2023) adli kontrolle serbest bırakıldı.
Kısa Dalga’nın haberine göre; Erdinç’e, 31 Ekim 2023’de Twitter’da paylaştığı “Daha önce de yazdım, öncelikle MİT durup durup Erdoğan’a rapor hazırlamıyor, 11 Aralık 2020 tarihinde MİT’te sınır aşanlar da dahil organize suçla ilgili bir birim kuruldu. Peker’in açıklamalarıyla başlayan süreç de dahil pek çok olay ve operasyon bu birimle ilişkili…” mesajıyla ilgili sorular soruldu.
Erdinç, bu paylaşımının altında da bu bilgiye kaynak gösterdiği Polat Safi’nin “Milli İstihbarat Teşkilatı 1826-2023” adlı kitabının 416. sayfasının fotoğrafı ile “Bakü’deki Zafer Töreni 10 Aralık 2020’de” mesajını paylaştı. Erdinç, sorgusunda bilgiyi bu kitaptan aldığını belirterek savundu.
Serbest bırakıldıktan sonra ilk açıklamayı Kısa Dalga’ya yapan Erdinç şunları söyledi:
“Sırf gazetecilik yaptığı için Tolga Şardan tutuklandı. Bugün, asıl odaklanmamız gereken şey onu özgürlüğe kavuşturmak.”
“Dün tam saati hatırlamıyorum, saat 11.30 gibi eve geldiler. Kapıyı annem açtı. Hemen kapıdan iki kamera ile kayıt yapmaya başladılar. Açtım iki kamerayla kaydediyorlardı. ‘İçeri gelin’ dedim. Her yeri aramayla başladılar. Polislere ‘avukatımı arayacağım’ dedim. Vural Ergül ile konuşurken araya girip kestiler, telefonu elimden aldılar.”
“Evdeki bütün dijital eşyalara el koydular. Ivır zıvır, eskiden kalan, atmaya kıyamadığım USB’ler, hard diskler dahil her şeyi aldılar. Arama bayağı uzun sürdü.”
“Bir ara televizyonu açtım, gözaltına alındığım haberini gördüm. Hemen kapattırdılar. Balkona bile çıkmama izin vermediler. Çıkarırken apartman kapısında kelepçe taktılar ve arabaya kadar kelepçeyle götürdüler.”
“Önce hastaneyle götürdüler, kontrolden geçtim. Sonra Ayvalık Emniyeti’ne götürdüler. Başlangıçta bana Ankara’ya götüreceklerini söylediler. Hatta gözaltına alan polislerin içinde Ankara’dan gelen bir ekip vardı. Bütün dijitalleri o ekip aldı. Ancak akşam saat 7-8 gibi durum değişti. ‘Burada kalacaksın, SEGBİS ile ifade vereceksin’ dediler. O sırada üzerimdekileri çıkartıp tutanak tuttular.”
“Gece nezarethanede kalırken dışardan içinde ismimin de geçtiği bazı konuşmalar olduğunu duydum. ‘Beni mi soruyorlar’ dediğimde ‘Hayır’ dediler. Şimdi öğrendiğime göre görüşmek için gelen avukat arkadaşlara orada olmadığım, Ankara’ya götürüldüğüm söylenmiş. Gece boyu gelen avukatları bana söylemediler. Sonra ’Barodan CMK avukatı ister misin?’ diye sordular. ‘Evet’ dedim. Bir avukat geldi. ‘Bu konulara hakim değilim ama siz gazetecilik yapmışsınız’ dedi. Bu avukatın polislerin tanıdığı bir avukat olduğunu düşünüyorum. Ama herhangi bir olumsuzluk yaşamadık.”
“Sabah SEGBİS sorguma da o avukat girdi. Savcı doğrudan adli kontrol istedi ve hakim de yurt dışına çıkış yasağı ve haftada bir gün imza atmama karar verdi.”
“Bana suçlama konusu olarak bir kitaptan yaptığım alıntı soruldu. Savcı, bu paylaşımı bazı sitelerin haber yaptığını söyledi. Oysa ben zaten tweetimde de diyorum, ‘bu konuyu yeni yazmıyorum, daha önce de yazdım’ diye…”
“Suçlama konusu olarak 2 tweet gösterdiler ama onlarla bağlantılı üçüncü bir tweet daha vardı, ondan hiç bahsetmemişler. Onu hatırlattım savcıya. O tweette “Çağlayan ve Bakırköy’den hiç söz etmeyen İsmail Uçar’ın dilekçesinin de bu noktada bu soruşturmalara ön almak için basına sızdırıldığını düşünüyorum. Yerel seçimler öncesi muhtemel operasyonun yıldızı kim olacak? Burada herkesin bildiği ama kimsenin sesini çıkarmadığı akçalı işler, asansör meseleleri, televizyon kanalları önlerine konduğunda Yerlikaya güzellemelerini ve o yenilen hurmaları hatırlamak gerekir” diyorum. Bunu hatırlattım savcıya, ama hiçbir şey söylemeden üzerinden geçti.”
“Tutanağa “Atılı suçla orantısız biçimde bütün dijitallere el konulmuştur. Ben gazeteciyim, bu şekildeki bir el koyma işlemi hukuka aykırıdır. Yasal haklarım saklıdır” şeklinde bir şerh düştüm.”