Necip Hablemitoğlu suikastı davasının Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün (27 Kasım) görülen celsesine; davanın sanıkları eski askerler Levent Göktaş, Mehmet Narin, Fikret Emek, Ahmet Tarkan Mumcuoğlu, eski MİT’çi Enver Altaylı ile Aydın Köstem katıldı. Mahkeme Başkanı dava dosyasına gelen evrakı okuduktan tanık beyanlarına geçti.
Celsede yazar Ergun Poyraz, Prof. Ali Naci Selmanpakoğlu ve emekli subay Halil Öven tanık olarak dinlendi.
Poyraz, davanın iddianamesinde yer alan AK Parti kurucusu ve eski milletvekili Ramazan Toprak’ın “2002 seçimlerinden önce Ergun Poyraz’ın Tayyip Bey hakkındaki kitabı delil gösterilerek AK Parti’ye kapatma davası açılacaktı. Hablemitoğlu, psikolojik savaşı kendisinin yönlendirdiğini ancak yanlışı gördüğünü söyledi. Kitabın yayımlanmasını seçime kadar engelledi” ifadelerini yalanladı.
“Ramazan Toprak, iftiralarda bulundu”
Gazeteci Müyesser Yıldız’ın 12punto’daki haberine göre; Hablemitoğlu’nu ağabeyi gibi bildiğini belirten Poyraz, sözlerine Ramazan Toprak ve Savcı Zafer Ergün’e yönelik şu suçlamalarla başladı:
“Ramazan Toprak isimli şahıs, Necip Hablemitoğlu’nu kötülemek, onu bir kere daha öldürmek için ağır ve yalan iftiralarda bulundu. Bunlar da aynen iddianameye geçti. Necip Hablemitoğlu’nun, benim ‘Patlak Ampul’ kitabımın yayımlanmaması için hiçbir dahli olmadı. Aksine; yayımlanması için çalıştı ve önsözünü yazdı. Kitap da 2002 seçimlerinden önce yayımlandı. Sanırım bu iddianameyle başka bir oyun çevireceklerdi, yarı yolda kaldılar.”
Poyraz, beyanının devamında dönemin TEM Şube Müdürü Osman Kaya, Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Emin Arslan ve Mülkiye Başmüfettişi Refik Ali Uçarcı’yı suçlayıp iddianamenin Fetullah Gülen örgütünü memnun etmek için yazıldığını, bunun sırıttığını öne sürdü.
“TEM Şube Müdürü, olay günü Necip’in eşinin çalıştığını üniversiteyi arayıp ‘Necip orada mı’ dedi”
Sabah’taki habere göre; Hablemitoğlu suikastının olduğu gün dönemin TEM Şube Müdürü Osman Kaya’nın kendisini aradığını kaydeden Poyraz şunları söyledi:
“Bana ‘Necip Hablemitoğlu kim? Basın neden bu kadar üzerinde duruyor’ dedi. Osman bana olaydan birkaç ay önce ‘Necip’i çok seviyorum ben’ diyordu. İlginç. Olay olduğu gün Necip’in eşinin çalıştığı üniversiteyi arıyor. ‘Necip orada mı?’ diyor. Bu arama da çok ilginç.”
Davanın firari sanıklarından “FETÖ’nün Türkiye İmamı” olarak bilinen Mustafa Özcan’ın Hablemitoğlu’na FETÖ konusundaki araştırmaları hakkında uyarı gönderdiğini belirten Poyraz şöyle konuştu:
“MİT müsteşarlığı konusunda Necip’in bir girişimi ve isteği olmadı. Alman vakıflarıyla ilgili çok kapsamlı araştırmalar yaptıktan sonra FETÖ konusunda araştırmaları sırasında Mustafa Özcan tarafından uyarıldı.”
Poyraz, Mahkeme Başkanı’nın soruları üzerine elde ettiği bilgi ve belgeleri askeriyeden almadığını belirtirken, “Askeriyenin istihbaratı, bilgisi yok ki; bana ne bilgi verecek? Bu FETÖ’cülerin iddiası” dedi.
Hablemitoğlu ailesinin avukatı Ersan Barkın da Poyraz’a Ergenekon kumpasında yargılanırken Hablemitoğlu’nu öldürtenleri ve tetikçiyi bildiğini, ama şimdi FETÖ’den yargılanan hakimler ve savcıların bunları sormadığını hatırlatıp şimdi FETÖ ile mücadele eden bu mahkemenin huzurunda bu isimleri verip veremeyeceğini sordu.
“Bu heyetle paylaşırsam herkes ölür”
Poyraz, “Veririm, ama mahkeme kurtulamaz” dedi. Sonrasında şu diyaloglar yaşandı:
Başkan: Biliyorsanız, isim verin.
Poyraz: Biliyorum, delil yok. Araştırmalarım sonucunda tespitlerim var. Cinayet yerinin 75 metre yukarısında bir sauna var, AKP’lilerin gittiği. Orası araştırılsın ortaya çıkar. Osman Kaya’ya sordum ‘Baktınız mı oralara’ diye. Anlamamazlıktan geldi.
Başkan: “Tetiği çekene kadar söylerim.” demişsiniz.
Poyraz: İki çocuğum, eşim var. Kim koruyacak? Hala başım beladan kurtulmuyor.
Başkan: Burada söylemenizin şöyle bir vicdani sorumluluğu var…
Poyraz: Bir de can sorunu var.
Av. Ersan Barkın: Şimdi güvenlik sorununuz yok. Bu heyet FETÖ’cü değil.
Poyraz: Bu heyetle paylaşırsam herkes ölür. Ben buradan Aydın’a dönemem.
Başkan: Yani isim vermeyeceksin.
Av. Eren Turan: Peki kim olmadığını söyleyebilir misiniz?
Başkan: Evet, huzurdaki sanıklar mı? Tetiği çeken, yardım eden bu sanıklar mı?
Poyraz: Bunlardan birisinin en ufak dahli olduğunu bilmiyorum.
Üye Hakim: Gizli tanık olmayı düşünmediniz mi?
Poyraz: Gizli tanıklık müessesine karşıyım. Bu tarihe kadar olmadım, bundan sonra da olmam.
Av. Ersan Barkın: Bu isim hala etkin mi? Muvazzaf, emniyet, polis, asker – kimse; aktif ve çekinmeniz gereken biri mi?
Poyraz: Bu örgüt farklı. Şengül Hablemitoğlu’nun o sabah gördüğü, uzman çavuş olduğu söylenen iki kişi araştırılsın.
Levent Göktaş: Hakkınızda koruma kararı çıkarılsın.
Poyraz: Emniyet istese failleri 24 saatte buraya getirir. İstemedikçe, ne anlatsam boş.
Başkan: Başka bir oturumda da olur, bilgi vermek istersen, biz de elimizden geleni yaparız.
Poyraz: Uzman çavuş olduğu söylenen o kişiye uzman çavuş olup olmadığı sorulsun.
Fikret Emek: Ben Ergun Poyraz’ı mert, korkusuz biri olarak tanıdım. Burada hayatımız söz konusu. İftiralarla katil olduğumuz söyleniyor. Kendisinden ricam, koruma kararı çıkarsın. Olmazsa ben gider korurum. Bildiklerini kapalı oturumda anlatsın.
Başkan: Devlet korur.
“Savcı Tehdit Etti”
Poyraz, beyanının devamında, Savcı Zafer Ergün’ün, o dönem gözaltında olan sanık Aydın Köstem’le ilgili ifadesini alırken kendisini tehdit ettiğini öne sürünce Savcı, yalan tanıklık hakkında hatırlatmada bulunduğunu söyledi. Ancak Poyraz, “Hayır, yalancı tanıklıktan söz etmeden, ‘Aydın Köstem’le ifadenize farklılık olursa, görüşürüz.’ dediniz” karşılığını verdi. Bunun üzerine Savcı Ergün, “Ne görüşeceğiz senle?” diye tepki gösterdi. Poyraz’ın cevabı ise, “Ben de onu merak ediyorum.” oldu.
Sanık avukatlarından Büşra Uğurlu da Poyraz’ın, “Bu koskoca bir örgüt” sözlerine atıfla, bunun FETÖ olup olmadığını ve bu tespiti neye göre yaptığını sordu. Poyraz şunları söyledi:
“Evet FETÖ. Türkiye’deki tüm kötülüklerin ardında FETÖ var. Emniyette, adliyede, askeriyede her köşede bunlar var. CHP’nin içi de Fetullah örgütüyle dolu. Şu anda kesinlikle her yerde duruyor.”
“Kendisine MİT Müsteşarlığı teklif edildiğini söylemişti”
Diğer tanık Prof. Ali Naci Selmanpakoğlu, Hablemitoğlu’nun arkadaşı olduğunu söyleyerek “Kendisine MİT müsteşarlığı teklif edildiğini söylemişti. Kimin teklif ettiğine ilişkin herhangi bir şey söylemedi” diye konuştu.
Hablemitoğlu ailesinin avukatı Ersan Barkın, Selmanpakoğlu’nun dinlenmesini istemelerinin sebebinin Hablemitoğlu’nun MİT Müsteşarlığı konusu olduğunu hatırlatarak bunu ne zaman konuştuklarını sordu. Selmanpakoğlu, Hablemitoğlu’nun ölümünden 2-3 yıl önce konuştukları cevabını verdi.
Selmanpakoğlu’nun bu cevabı üzerine Savcı Zafer Ergün de, “Tarih konusunda adınız gibi net misiniz?” sorusunu yöneltti. Selmanpakoğlu da cinayetten 2-3 yıl öncesi olarak hatırladığını yineledi.
“Nuri Gökhan Bozkır, MİT tarafından gönderildi”
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde tanık olarak dinlenen Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndan (ÖKK) emekli astsubay Fikret Özdemir, sanıklar Levent Göktaş ve Fikret Emek’in soruları üzerine TSK’da, dolayısıyla ÖKK’da kanun dışı bir emrin sorumluluğuna kimsenin giremeyeceğini ve kayıtsız hiçbir uçuş yapılamayacağını söyledi.
Olay tarihinde ÖKK’da tabur komutanı olan Halil Öven, hangi sanıkları tanıdığı sorulduğunda Nuri Gökhan Bozkır için, “Maalesef tanıyorum” ifadesini kullanınca Mahkeme Başkanı, “Niye maalesef?” diye sordu. Öven şu karşılığı verdi:
“Tutmadığım biri – o zaman da şimdi de. Bu adam MİT tarafından gönderildiği için tutmadık.”
Sanıklar Levent Göktaş ve Fikret Emek’in soruları üzerine Övür de, “Bize kanunsuz emir vermezsiniz, veremezsiniz, verseniz de yapmayız” dedi.
Üç tanığın dinlenmesinin ardından celse sona erdi. Yargılamaya bugün (28 Kasım) devam edilecek.
Kaynaklar: 12punto, Sabah