“Fatih Terim Fonu” dolandırıcılığıyla ilgili yeni gelişmeler ortaya çıkmaya devam ediyor.
Davanın baş sanığı Denizbank eski Levent Büyükdere Caddesi Şube Müdürü Seçil Erzan’ın olayın ortaya çıkmasından sonra 9 Nisan’da Denizbank yöneticileriyle yaptığı görüşme sonrası verdiği yazılı beyan ortaya çıktı. Altında Erzan’ın imzası bulunan kağıdı, Sözcü’den Aytunç Erkin yayımladı.
İki günlük görüşme, bir sayfa ifade
İddianamede de atıf yapılan Denizbank Teftiş Kurulu Başkanlığı’nın raporunda “9 Nisan 2023 Pazar günü saat 09:45 – 21:30 arası (mola ve aralarla), 10 Nisan 2023 Pazartesi günü saat 11:15 – 19:00 arası (mola ve aralarla)…” diye iki tam gün sürdüğü belirtilen Erzan’ın “ifadesinin alınması” işleminin sonunda yalnızca bir sayfalık bir metin çıkması dikkat çekti.
“Bu nakit alışverişi tamamen banka dışında yapılmıştır”
Denizbank’a sunduğu imzalı beyanında; 2011 yılında borsada para kaybettikten sonra insanlardan yatırım vaadiyle para almaya başladığını ve uzun bir müddet bunu sürdürdüğünü anlatan Erzan, “Bu nakit alışverişi tamamen banka dışında yapılmıştır” ifadesine yer veriyor.
İkinci ifadesinde anlattı
Erzan, tutuklandığı 11 Nisan 2023 günü savcı ifadesinde, Denizbank’a verdiği beyana uygun olarak, banka şubesinde herhangi bir para teslim aldığından bahsetmiyor. Erzan, yine bu ifadesinde 9 Nisan’da Denizbank yöneticileriyle görüştüğünden de bahsetmedi.
Ancak Erzan’ın 3 Mayıs 2023 tarihli ikinci savcılık ifadesinde bazı kişilerden paraları banka şubesinde teslim aldığını söyledi ve Denizbank Genel Müdürlük binasında banka yöneticileriyle görüşmeleri ile bu görüşmelerden detayları anlattı.
“‘Bu olay zimmet değil’ diyerek baskı kurdular”
Erzan, üç haftadan uzun süredir tutuklu olduğu 3 Mayıs’taki ifadesinde Denizbank yöneticilerinin kendisini, paraları banka dışında teslim aldığını söylemesi ve bu şekilde davranırsa tutuklanmamasını sağlayacakları yönünde yönlendirdiklerini şöyle anlattı:
“9 Nisan’da beni korumalar eşliğinde Zincirlikuyu’daki Denizbank Genel Müdürlüğü’ne götürdüler. Koluma serumlar takılarak bana bu işi banka dışında yaptın diye söylettirdiler. Tam olarak Sermin Tekin, Ali Murat Dizdar, Cenk İzgi (Teftiş Kurulu Bölüm Müdürü), Tanju Kaya (İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı) vardı. Bu şahsılar 8 Nisan Cumartesi günü sabahtan akşama kadar benim yanımdaydılar. Bu şahıslar bana sürekli ‘olayda zimmet yok, evet senin bankacılık hayatın biter belki ama hayatına bir şekilde devam edersin, bu olay zimmet değil’ şeklinde sözler söyleyip bana baskı kurdular. Hatta bana o kadar iyi davranıyorlardı ki tam olarak durumun ne olduğunu dahi anlayamamıştım.”
Hakan Ateş, “Sen bizi koru biz de seni koruruz” dedi
9 Nisan Pazar günü akşam saatlerinde bu sefer Hakan Ateş bankaya geldi. Bulunduğumuz toplantı salonuna girerek ‘kızım biz zaten insanların parasını vereceğiz ama ortada bir enkaz var, kimden ne aldıysan söyle zaten bu bir zimmet değil, zimmet olsa sen yıllarca içeride çürürdün, bu sebeple de kendin banka dışında ne aldıysan onları söyle, sen bizi koru biz de seni koruruz, Seçil’e hemen bir avukat tutalım, avukatını ben tutacağım, Sağlık Sigortanı iptal etmeyelim, annenin hastalığı ile de ilgileneceğim’ dedi. Zaten orada bulunan herkes aynı sözleri söyleyip olayın zimmet olmadığını bana söylediler.
“Ayrıca özellikle şunu belirtmek isterim ki 8 Nisan Cumartesi günü Sermin tekin Çorlu’daki evime yanıma geldiğinde zorla benden ses kaydı oluşturmamı istedi. Bana şahsi telefonunu konuşma sırasında açarak sesimi kaydetti. Benden o esnada ‘Seçilciğim ben senin uzun zamandır böyle sorunlar yaşadığını biliyordum. Keşke daha önce söyleseydin. Sen bize yardımcı ol ki biz de sana yardımcı olalım. Bankada para almadığını, senin yaptığın eylemlerin bankada olmadığını söylemen gerek. Bu adamlar nasıl olur da hala bankadan para istiyorlar’ şeklinde sözler söyledi. ‘Eğer sen sadece banka dışında bu eylemleri yaptığını söylersen bu güveni kötüye kullanma şeklinde olur, bankada olduğunu söylersen zimmet olur, ömrün çürür’ dedi. Aynı gün bankada Ali Murat Dizdar da bana ‘olay kesinlikle zimmet değil, sen bu olayları banka dışında yaptın, sana en iyi avukatı tutuyoruz, sana iki tavsiyem var, bir avukatın sözünden asla çıkmayacaksın, o ne derse onu yapacaksın, iki tutuklanmayacaksın fakat olur da tutuklanırsan itirazını biz yapacağız’ dedi. Hatta Ali Murat bana bunları unutmamam için bir kağıda bana yazdırdı. Bu olay güveni kötüye kullanma olursa cezası küçük ama zimmet olursa cezası büyür.”