Ana SayfaHaberlerAhmet Türk: "Esat Oktay Yıldıran, beni çırılçıplak soyarak 200 askerin arasında coplarla...

Ahmet Türk: “Esat Oktay Yıldıran, beni çırılçıplak soyarak 200 askerin arasında coplarla dövmeye başladı”

İzmir'deki bir okula Diyarbakır Cezaevi'ndeki işkence ve kötü muameleleriyle bilinen Esat Oktay Yıldıran'ın adının verilmesine birçok isimden tepki geldi. Milli Eğitim Bakanlığı, Yıldıran'ın adının kaldırılarak okula yeniden eski adının verileceğini duyurdu. Orhan Miroğlu: "Açık konuşalım, bir okula Esat Oktay’ın isminin verilmesi Şeyh Said isminin bir bulvara verilmesine karşı bir misilleme!" Ahmet Türk: "Bir gün beni çırılçıplak soyarak 200 askerin arasında coplarla dövmeye başladı. Askerleri tahrik ederek, ‘Bakın bu adam milletvekiliymiş, bu adam solcuymuş, durumu şimdi budur. Gelin siz de görün’ diye bağırıyordu. "

İzmir Buca’daki bir köy okuluna 12 Eylül sonrası dönemde Diyarbakır Cezaevi’nde uyguladığı işkence ve kötü muamele ile anılan Esat Oktay Yıldıran’ın isminin verilmesine tepkiler sürüyor.

Olayla ilgili bir tepki de eski AK Parti Milletvekili ve AK Parti MKYK üyesi Orhan Miroğlu’ndan geldi. 12 Eylül sonrası Diyarbakır Cezaevi’nde bir dönem hapis yatan Kürt siyasetçi şunları söyledi:

“Diyarbakır- Beş No’lu Cezaevini Kültür Turizm Bakanlığı kültürel alanlar ve hafıza mekanı olarak restore edip halka açmaya çalışırken; bu cezaevini dünyanın en kötü 10 cezaevi arasına sokmayı ‘başarmış ‘ bir işkencecinin adı İzmir’de bir okula veriliyor! Birilerinin AK Parti’nin attığı insani ve demokratik adımları engellemeye çalıştığı besbelli. Açık konuşalım, bir okula Esat Oktay’ın isminin verilmesi Şeyh Said isminin bir bulvara verilmesine karşı bir misilleme! Muhatapları belli olan bir misilleme! Amed Spor – Bursaspor karşılaşmasında beyaz toroslar ve Yeşil kod adlı bir seri katilin fotoğraflarını taşıyıp , etnik hınç ve öfkenin yükselmesine sebep olanlarla , bir okula bir işkencecinin adını uygun bulanlar aynı zihniyet dünyasında yaşayan ve aynı amaçların peşinde koşan insanlardır.

“Kürtler’e ya beyaz torosları ya da Yeşil ve Esat Oktay’ı hatırlatanlar bu ülkeye zarar veriyor”

Durdurulmazlarsa yarın Yeşil’in adını bir anaokuluna verebilirler ve bu hiç sürpriz olmaz! Kürtler’e ya beyaz torosları ya da Yeşil ve Esat Oktay’ı hatırlatanlar bu ülkeye zarar veriyor. Esat Oktay’ın İstanbul’da eşi ve çocuklarının gözü önünde öldürülmesi asla kabul edilemez. Bir terör eylemidir ve şiddetle kınanmalıdır. Ama bu, hiç bir şekilde ardında işkenceden geçmiş binlerce insan , intiharlar ve ölümler bırakan Esat Oktay’ın adının bir okula verilmesini meşru kılmaz. Her şeyden önce daha dün toprağa verdiğimiz 12 askerimizin ve binlercesinin hatırasına ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarına da saygısızlıktır. Bu ismi verenlerin derdi şehitler değil.

“Bu iş Türkiye’ye yakışmadı Sayın Bakanım!”

İsmi yaşatılacak o kadar çok şehidimiz var ki! Koyacaksanız benim yakın korumam olan ve daha altı aylık hamileyken karnındaki bebeğiyle Midyat’ta iki silah arkadaşıyla beraber şehit edilen Şerife Özden Kalmış’ın adını koyun! Koyacaksanız Diyarbakırlıların yeni doğan çocuklarına adını vermeye hala devam ettiği Emniyet Müdürü Gaffar Okkan’ın adını koyun! Şerife’nin ve Gaffar’ın bu ülkeye adanmış hayatlarını genç kuşakların bilmesi ve öğrenmesi ne iyi ne güzel olur! Peki bir işkencecinin hayatında iyi ve güzel olan nedir, ibretten başka! Bu iş Türkiye’ye yakışmadı Sayın Bakanım!”

Türk: “Esat Oktay Yıldıran, bir gün beni çırılçıplak soyarak 200 askerin arasında coplarla dövmeye başladı”

Kürt siyasetinin önemli isimlerinden Ahmet Türk de şunları söyledi:

“Bu insan herkesçe malum. Sadece cezaevinde yatanlar değil, aileler bile onun nasıl bir işkenceci, katil olduğunu biliyordu. Eğer bir katilin ismi bir okula veriliyorsa o ülkede demokrasiden söz etmek mümkün değil. Demokrasi mücadelesi veren insanların buna tepki göstermesi gerekiyor.

Bu, ülkedeki işkencecileri ödüllendiren bir mesajdır. Bu, işkencecilere ve katillere yolu açan bir süreçtir. İşkenceciye ödül verilmesi halk düşmanlarının daha rahat hareket etmesinin, insanları katletmesinin önünü açan bir anlayıştır.

Bir gün beni çırılçıplak soyarak 200 askerin arasında coplarla dövmeye başladı. Askerleri tahrik ederek, ‘Bakın bu adam milletvekiliymiş, bu adam solcuymuş, durumu şimdi budur. Gelin siz de görün’ diye bağırıyordu. Bu sadece bir iki kere olan bir şey değil. Yüzlerce kez bu işkenceleri yaşadık.  Bu duruma, demokrasi düşmanlarına, insanlık düşmanlarına ve Kürt düşmanlarına verilen bir ödül olarak bakmak lazım.”

Ahmet Türk iki kez görevden alındığı ilden yeniden aday olacak

Türkan Elçi: “Dün dündür, bugün bugündür geleneği…”

Cumhuriyet Halk Partisi 28. Dönem İstanbul Milletvekili ve eski Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi de twitter hesabından Anadolu Ajansı’nın eski bir haberine atıf yaptı:

“Bir zamanlar AA’da geçen bir haber: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 9 Temmuz 2021’de kenti ziyaretinde, “Geçmişte uzunca bir dönem adı zulümle, işkenceyle, insanlık dışı muameleyle anılan Diyarbakır Cezaevini yakında boşaltıyor ve kültür merkezi olarak sizlerin hizmetine sunuyoruz.” açıklamasının ardından çalışmalar başlatıldı.

Bugün ise bir işkencecinin adı eğitim kurumuna veriliyor. Dün dündür, bugün bugündür geleneği…”

Mustafa Yeneroğlu: “Bu, milyonlarca insanın acılarıyla alay etmektir”

DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu yaptığı paylaşım ile bu olayın ‘Milyonlarca insanın acılarıyla alay etmek, işkencecileri cesaretlendirmek ve geçmişte işlenmiş olan korkunç suçları adeta aklamaya çalışmak’ olduğunu söyledi.

Yeneroğlu şu ifadeleri kullandı:

“12 Eylül darbesi sonrası Diyarbakır Cezaevi İç Güvenlik Komutanı olarak yüzlerce insanı işkenceden geçiren, en az 30 kişinin ölümüne sebep olan ve insanlık dışı muameleleriyle özellikle Kürt vatandaşlarımızın hafızalarından silinmeyen bir insanın adını bir okula vermek kesinlikle kabul edilemez.

Bu tutum işkencecileri çocuklarımıza örnek göstermek manasına gelir ki böyle bir yaklaşım toplumsal yaralarımızın derinleşmesine neden olur.

Milli Eğitim Bakanlığı bu durumu derhal düzeltmeli, ayrıca toplumdan özür dilemelidir!

Irkçı bir caninin adını bir okula verme olayı, milyonlarca insanın acılarıyla alay etmektir. İşkencecileri cesaretlendirmek ve geçmişte işlenmiş olan korkunç suçları adeta aklamaya çalışmaktır.

Gerçeklere ısrarla gözlerini kapatan, yaşanmış acılara sırt çeviren, hatta yok sayan ve hala “Kürt meselesi nedir?” diye soranlar bu korkunç manzaraya bakabilirler; işte Kürt meselesi tam da budur.

Bu işkenceyi kutsama rezaletinin sorumluluları derhal görevden alınmalıdır!”

Sezgin Tanrıkulu:”AKP bir kez daha halkımıza gerçek yüzünü göstermiş oldu”

CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu paylaşımında şu ifadeleri kullandı:

“Kürt sorunu nedir diyorsanız; 12 Eylül Askeri Darbesinden sonra Diyarbakır Cezaevinde binlerce kişinin işkence görmesinden sorumlu olan Esat Oktay Yıldıran’ın adının, 40 yıl sonra İzmir’de bir okula verilmesidir. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı, bir kez daha halkımıza gerçek yüzünü göstermiş oldu.”

Bülent Kaya: “AKP’nin geldiği hazin sonun bir göstergesi”

Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya:

“12 Eylül Darbesi sonrası Diyarbakır Cezaevi’nde İç Güvenlik Komutanı olarak görev yapan işkenceci komutan Esat Oktay’ın isminin İzmir’de bir okula verilmiş olması AKP’nin geldiği hazin sonu ifade eder.”

- Advertisment -