Posta gazetesi yazarı Oral Çalışlar Cemal Reşit Rey salonunda gerçekleştirilen Cumhuriyet Gazetesi’nin 100. Yıl etkinliğini, Serbestiyet’e anlattı:
Cemal Reşit Rey Konser Salonu’na, yoğun trafikten kurtulup ulaşmamız, bir saatten fazla sürdü. Bir grup, kapıda sigara içiyordu. “Kimse gelmemiştir” diye onlarla sohbete başladım.
Kısa süre oyalanıp kapıdan içeri girdiğimde, şaşırtıcı bir kalabalıkla karşılaştım. Çok değişik çevrelerden, iş dünyasından, sanat dünyasından, medya dünyasından, akademiden, önemli ve etkin isimlerin çoğu oradaydı.
Özelilkle genç gazeteci melektaşlarımla sohbet ettim. Birçoğunun yüzleri tanıdıktı. Ama isimleri hatırlamak o kadar kolay olmuyordu. Kiminle selamlaşacağımı şaşırdım. Eski turizm bakanlarından 68’li arkadaşım Bahattin Yücel, “Aydın Doğan, damadı ve kızı şimdi içeri doğru yürüdüler” dedi. Birkaç adım atınca, Cem Boyner ve Ümit Boyner’e rastladım. Cem Boyner, durumu şöyle özetledi: “Güzel bir gece, insanlar heyecan içinde.” Yani anlamlı bir topluluğun bir araya gelmesinden duyduğu mutluluğu dile getirdi.
Girişin hemen önünde Kemal ve Selvi Kılıçdaroğlu gazetecilerle sohbet ediyordu. Ayak üstü selamlaştık, ziyaretine gideceğimi söyledim. “Memnun olurum” dedi.
Oldukça kalabalık topluluğun içinde tanıyabildiğim bazı isimler: Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç, Aydın Doğan, Arzuhan Yalçındağ, Mehmet Ali Yalçındağ, TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, İSO Başkanı Erdal Bahçıvan… Yani iş dünyasının çekirdek kadrosu da 7 Mayıs akşamı İstanbul’da Cemal Reşit Rey salonundaydı. Aklımda kalmış başka bazı yüzler: DİSK genel başkanlarından CHP eski miletvekili Süleyman Çelebi, Profesör Dr. Coşkun Özdemir, Prof. Dr. Seval Sözen, iş kadını Müge Tezman, eski Adalet Bakanlarından Hikmet Sami Türk, Basketbol Milli Takımı eski koçu Erman Kunter… Beşiktaş eski başkanı ve Tesyev başkanı Murat Aksu…
Gazeteci, siyasetçi, yazar, sanatçın sayısı da kabarıktı: Benim gözüme çarpanlar: Altan Öymen, Mustafa Özyürek, Sedat Ergin, Yalçın Bayer, Ertuğrul Özkök, Doğan Şentürk, Osman Şahin, Uğur Dündar, Halil Ergün, Menderes Samancılar, Nur Batur, Oktay Ekşi, Milletvekilleri Aylin Nazlıaka, Gamze İlgezdi, eski devlet bakanı Işın Çelebi… Balıkesir büyükşehir belediye başkanı Ahmet Akın… Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer… İzmir büyükşehir belediye başkanı Cemil Tugay, sinema oyuncusu Orhan Aydın ve Gülsen Tuncer…
Salon ve fuaye hatta kaldırıma kadar taşan bir kalabalık vardı. Yaş durumu dikkate alınmış bolca oturulacak yer olmasına dikkat edilmişti.
Cumhuriyet her zaman bir misyon gazetesi oldu. Çizgisini Aatatürk’ün hedeflediği çağdaş medeniyetler seviyesi olarak belirledi. Yunus Nadi, Nadir Nadi ve onlardan sonra İlhan Selçuk gazetesinin rotasını çizdiler.
Ve program
Uzun hasret gidermelerden sonra programa geçildi. 100 yıllık geçmiş nasıl yaşandı? Sunuculuğunu Yekta Kopan’ın yaptığı gecede, fotoğraflar eşliğinde gazetenin geçmişine yolculuk yapıldı.
Gazetenin öldürülen yazarları Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Ümit Kaftancıoğlu yazılarından alıntılarla anıldılar. Toplantıda Kromas çok sesli korosu iki parça söyledikten sonra Aziz Nesin’in “Merhaba” başlıklı denemesi Zeynep Oral ve Selçuk Yöntem tarafından okundu. Geceye pek uygun bir seçim gibi gelmedi bana. Alev Coşkun’un konuşmasının ardından gazetenin yeni yayın yönetmeni Mine Esen, sevimli ve etkili bir konuşma yaptı. Erdal Erzincan’ın ve Fazıl Say’ın müzikleriyle program sona erdi.
Not: Gazetenin uzun yıllar genel yayın müdürlüğünü yapmış Hasan Cemal davet edilmemiş. Gerekçe, bir yazısında Yunus Nadi’ye hakaret ettiği iddiası. Ben bunu Alev Coşkun’e sordum. “Evet davetli değil…” dedi ve ekledi: “Bir de Aykut Küçükkaya. ” Onunla bir gerilim yaşandığı için çağrılmadığını anlattı.
Gazetenin son yıllarda yaşadığı çalkantılar kırgınlıklara neden olmuştu. Cumhuriyet gazetesinde birlikte çalıştığım pek çok arkadaşım salonda yoktu. Gözlerim onları aradı…Gecenin hüzünle andığımız kişisi Cumhuriyet’in unutulmaz isimlerinden Celal Başlangıç’tı. 2017 den beri, gazetecilik faaliyetini Almanya’da titizlikle sürdüren Celal Başlangıç yaşamını yitirdiği Almanya’da 10 Mayıs’ta toprağa verilecek. Biz de aynı akşam onun arkadaşları olarak “Yakup”ta buluşacağız.
Gecenin en fazla dikkat çeken eksiklikliği Emine Uşaklıgil’di. Uşaklıgil’in, gazetenin hayattaki en önemli mirasçısı olarak salonda bulunmayışı acaba nedendi?
Uzun yıllar gazeteyi yönetmiş, moden teknolojiyi Babıali’ye yerleştirmiş Emine’nin yokluğunu nasıl yorumlamak mümkün?