Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü’nde görülen, 20’si tutuklu 61 sanığın yargılandığı Ayhan Bora Kaplan organize suç örgütü davasına, bugün (22 Mayıs) 12’nci celse ile devam edildi.
12punto’dan Müyesser Yıldız’ın aktardığına göre; öldürülen Mahfuz Tatar’ın kardeşi İlhan Tatar, cinayetin siyasi güçler ve bürokrasi eliyle kapatıldığını, şikayetlerinin kayda alınmadığını, her defasında mahkeme heyetinin değiştirildiğini anlatıp sanıkların en ağır şekilde cezalandırılmasını istedi.
Ayhan Bora Kaplan’ın avukatı Umut Köroğlu, başsağlığı diledikten sonra İlhan Tatar’a cinayeti görüp görmediğini sordu. Tatar görmediğini söyledi. Bora Kaplan’ın soruları sırasında işe şu tartışmalar yaşandı:
Kaplan: İfadesinde geçenleri nereden duymuş, bu ifadeyi neye dayanarak vermiş?
Tatar: Bu şahıs torbacı.
Kaplan: Torbacı sensin. Düzgün konuş, saygısız.
Tatar: İşin içinde yokuz, ne istiyorsa verelim, kapatalım dedi. İşin içinde olmayan bunu söyler mi?
Kaplan: Sorum bu değildi. (Tatar sözlerini tekrarlayınca) La bi sussana.
Başkan: Azarlar gibi konuşma.
Kaplan: Sorularıma cevap vermiyor.
Tatar: Sen kimsin cevap vereyim?
Kaplan: Sen kimsin lan? Ümit Günay ne zaman gitmiş bunun yanına? Ümit Günay cezaevinde, çağırıp soralım.
Tatar: Sana göre zaten her şey yalan. Sütten çıkmış ak kaşıksın.
Kaplan: Amcan Arslan Tatar’la bir problemin var mı?
Tatar: Bu konu onu ilgilendirmez., görüşeceğiz senle… Kendi adaletimizi kendimiz…
Kaplan: Daha önce niye benden şikayetçi olmamış?… Abin uyuşturucu işi yapıyor mu?
Tatar: Uyuşturucu işi yapan sen ve Süleyman Soylu’dur.
Kaplan: Edepsizlik yapma. Devlet büyüklerine bir şey şöyleme. Küfür edersen karşılığını alırsın.
Bu tartışmalardan sonra İlhan Tatar’ın avukatı, müvekkilinin sakinleşmesi için ara verilmesini istedi. Tatar SEGBİS’le bağlandığı yerden ayrılırken Bora Kaplan, “Kolpaçino ya” diye bağırınca Mahkeme Başkanı, “Terbiyesizlik yapma” diye tepki gösterdi.
İlhan Tatar’ın sakinleşip gelmesi beklenirken Bora Kaplan sorularına cevap alamadığını hatırlattı. Başkan, “İfadesi görgüye dayalı değil. Duyum, tevatür” karşılığını verdi. Bunun üzerine Kaplan da “O zaman soru sormama gerek yok” diye konuştu.
İlhan Tatar’dan sonra beyanda bulunan avukatı, cinayet dosyasının karartıldığını kaydederken Bora Kaplan’ın olay yerinde olmadığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını söyledi.
Tanık Y. D.’nin de dinlenmesinin ardından Mahkeme Başkanı bugün dinlenecek tanık ve mağdur kalmadığını bildirip sanıklar ve avukatlarının taleplerini aldı.
Kaplan: “Kumpas devlete karşı değil bana karşı”
Sanıklardan Barış Kurt yarın beyanda bulunmak istedi.
Bora Kaplan ise yine KOM şubeyi ve medyayı suçlarken özetle şunları anlattı:
“Bu dosya baştan sona Murat Çelik ve ekibinin düzmeceleriyle hazırlanan bir dosya. Devlete karşı kumpas diyorlar. Hayır, ilk günden söylediğim gibi bu bana karşı kumpas. Gizli tanık Yunanistan üzerinden kaçıyor. Ben Esenboğa’dan kendi pasaportumla kaçacağım, öyle mi? Bu kadar mı geri zekalıyım? Ben suç örgütü lideriysem operasyonu yapan polislerde niye çelik yelek yoktu?”
“Ailemle tehdit edildiğim için polislerin adını verdim”
Emniyet sorgusunda herkesten tehditle siyasetçi, bürokrat ve yargı mensubu ismi isteyip yazdıklarını, kendisinden de isimler istendiğini tekrarlayan Kaplan, şöyle devam etti:
“Evet, ben de polisleri verdim. Çünkü ailemle tehdit ettiler, mecbur kaldım. Bana, ‘Şu ifadeyi ver, MASAK dosyasını komple kapatacağız, tedbirleri kaldıracağız.’ dediler. Bana bunu yaptıranlar başkalarına neler yaptırmazlar. Aldıkları ifadeler çöp niteliğindedir… 15 Temmuz’daki silahları nereden aldığımı sormaları normal mi? O günle ilgili kanun var, o gün işlenen suçlar affedilmiştir.”
“İnşallah bunlara çanak tutan savcıya da bedduam tutar.”
Bora Kaplan, bu dosyanın sil baştan yapılmasını savunup muhalif medyanın kendisine saldırdığını öne sürerken de şunları söyledi:
“Bir adamı tanımak için düşmanlarına bakmak lazım. 15 Temmuz’da lanetlendim. Ama bugün olsa cezaevi demirlerini kırıp çıkar, aynı şeyleri yaparım.
Ben bu olanların devlete kumpas olduğunu düşünmüyorum. Tamamen güç zehirlenmesi. Murat Çelik kibirli, egoist biri. Şevket Demircan inşallah çıkar. Murat Çelik onu kullandı. Servet Yılmaz’a beddua ettim, ertesi gün oğlu attan düştü, kolunu kırdı. Bunlara beddua ettim, tutuklandılar. İnşallah bunlara çanak tutan savcıya da bedduam tutar.”
Kaplan, beyanının sonunda kamu bankalarından kredi aldığı iddiası için, “Bir tane devlet bankasından kredi aldığımı, değil 700 bin, 100 bin lira aldığımı ortaya çıkarsınlar kolumu keserim. Dosyada böyle bir şey yok. Deli olacağım, yazıyorsunuz da biraz vicdanlı olun ya” dedi.
Yurtdışına firar eden ve kendisi aleyhinde iddialarda bulunan Muhammet Sağ’ın iş insanı değil, PKK’dan iltica eden birisi olduğunu öne süren Kaplan tahliyesini talep etti.
Sanıklardan Muhammet Kaplan da Mahfuz Tatar cinayetinin kapatılmış gibi gösterildiğini, oysa amcasının oğlu ile diğerlerinin kendisini teşhis ettiğini ve bu cinayetin cezasını yattığını anlatıp, “Sözcü TV, Halk TV peşimizi bıraksın. Kamuoyundan korkmamanızı, Allah’tan korkmanızı rica ediyorum” dedi.
Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde sanık avukatlarının beyan ve talepleri alındı.
Sanıklardan Muhammet Kaplan’ın avukatı Volkan Şener, M7 kodlu gizli tanıkken firar edip kimliğini açıklayan Serdar Sertçelik’le ilgili şunları söyledi:
“M7’nin ifadesinin ilk dôrt sayfasında genel tanımlar var. Ancak olayların anlatıldığı beşinci sayfasından itibaren bu olaylara Serdar Sertçelik’in de dahil edildiğini görüyoruz. Eğer iş Emniyetin planladığı gibi gitse gizli tanık bunları tekrarlayacak, siz de bunların doğru olup olmadığını sanık Serdar Sertçelik’e soracaktınız. Yani gizli tanık beyanlarını sanık Serdar Sertçelik’e doğrulatacaktınız.”
Önceki gün mahkemede dinlenen müştekilerden Erkan Doğan’ın avukatı ise müvekkilinin beyanlarını kağıttan okumasına yönelik eleştirilere şu karşılığı verdi:
“Kendisi defalarca bana mahkeme ortamını sordu. Tarif ettim. ‘Ya dilim dolanırsa, kendimi ifade edemezsem?’ deyince kısa notlar alıp sıkıştığında bakmasını söyledim. Yani ben yönlendirdim. KOM’un Erkan Doğan’la temasa geçip geçmediği soruldu. Whatsapp kaydı bu; son olarak polis R. 13 Mayıs’ta nasıl olduğunu sormuş, 9 dakika görüşmüşler. Kendi güvenliği için yokluyorlar. 9 dakikada 6 sayfa ifade yazılmaz. Bu arada sanık Muhammet Kaplan’ın bana yönelik, ‘Seni de Organize etkiliyor’ diye bir söylemi oldu. Böyle bir usül yok. Sanıkların tutukluluk hallerinin devamını talep ediyoruz.”
Bazı sanık avukatları, Erkan Doğan’ın avukatına, “Neden Whatsapp’tan görüşüyorlar?” sorusunu yöneltirken sanık Muhammet Kaplan, Doğan için, “Adli sicili kabarık. Sanki ilk defa mahkemeye geliyormuş gibi mahkeme ortamını sormuş.” dedi.
Duruşmaya yarın yine avukatların beyan ve talepleriyle devam edilecek.