İbn Haldun Üniversitesi’nde verdiği sanat dersi kapsamında yapılan çalışmaların bir öğrenci tarafından saldırıya uğraması ve hedef gösterilmesi birkaç gündür sosyal medyanın gündeminde. Konu Twitter’da tartışılırken Berktay ilk defa yaşananları 10Haber’e anlattı.
İbn Haldun Üniversitesi, TÜRGEV tarafından 2015 yılında kuruldu. Bölüm fark etmeksizin her öğrencinin almak zorunda olduğu bir ders var: Prof. Dr. Halil Berktay’ın verdiği Sanat ve Edebiyat Aracılığıyla Dünya dersi. Bu ders üniversite kurulduğundan beri programda var, son iki yıldır da Berktay veriyor dersleri. Dersin birinci dönemi herkese zorunlu, ikinci dönem için seçmeli opsiyonu var.
Üniversitenin açıklamasına göre bu ders, öğrencilerin sanata ilişkin bilgi ve tecrübelerini genişletmeyi, eleştirel ve analitik düşünme yeteneklerini de geliştirmeyi amaçlıyor.
Tabii tüm bunlar öğrenciler söz konusu sanat eserlerini görüp tanıyabilirse mümkün olabilir. Berktay dönem boyunca sanat tarihinin önemli eserlerini anlatıyor. Sınavlardan önce de derslerde işledikleri eserlerin yer aldığı bir sergi duvarı oluşturuyor. Ancak bu kez dersin öğrencisi olmayan, sonradan kendi kimliğini de açıklayan bir doktora öğrencisi Berktay’ın ders notlarında yer verdiği daha sonra da okul duvarına astığı sanat eserlerine ait fotoğrafları ‘İslami değerlere’ aykırı olduğu gerekçesiyle yırttı.
Berktay süreci şöyle anlatıyor:
“Talep öğrencilerden geldi, okul yönetimi izin verdi“
“Doğrudan öğrencilerden gelen bir talepti bu. Öğrenciler ‘Görselleri bir müze ya da galerideki gibi bütünlük içinde görmek istiyoruz, böyle bir çalışma galerisi oluşturulabilir mi?’ diye sordular. Bunun üzerine birinci dönemin sonunda büyük sınavlardan önce bir çalışma duvarı oluşturmaya başladım. Bunun için de fakülte sekreterliğinden izin aldım. En başta da bana özel bir sınıf verilmesini, galeri gibi sınıfın içini donatmak istedim. Ancak derslikler sürekli kullanılıyor ve dersliklerde sergi alanına uygun duvar yok. Dolayısıyla fakülte sekreterliği giriş katı koridorundaki iki uzun duvarı kullanmama izin verdi. Çocuklar çok memnun oldular, yararlandılar. Tekrar tekrar teşekkür ettiler. Bunun üzerine final sınavından önce de yine aynı uygulamayı yaptım.”
“Davut heykelini sansürleyecek halim yok“
Berktay’ın dönem boyunca anlattığı derslerde ve çalışma duvarında Michelangelo’nun “Davut” heykelinin fotoğrafları, Michelangelo’nun Vatikan’daki Sistine şapeli tavanına yaptığı Adem ile Havva’yı çıplak gösteren fresklerin fotoğrafları var. Berktay, “Elbette çıplaklık olacak. Sanat tarihinde olmaması mümkün mü?” diyor:
“Dersimiz sanat tarihi. Tabii daha önce hazırladığımız çalışmada da çıplaklık vardı. Olmaması mümkün mü? Rönesans, Barok ve Maniyerizm dersi yapıyorsanız olmaması mümkün değil. Bu dersi yüz kadar öğrenci alıyor, bugüne dek tek bir şikayet gelmedi. Davut heykelini sansürleyecek halim yok, ki böyle bir talep de yok. Ancak bu dersin öğrencisi olmayan, bir doktora öğrencisi beklenmedik bir şekilde bu çalışma galerisine karşı saldırıya geçti.”
Berktay sonradan ekran görüntülerinin paylaşılmasıyla sızan süreci ve öğrencinin yaptıklarını şu sözlerle anlatıyor:
“Kovulmamı talep ettiler“
“Öğrenci çalışmaları yırtmakla kalmadı, kendi ismini vererek yaptığını da açıkladı. Çünkü bir İslamcı olarak yaptığından gurur duyuyordu. Üniversite öğrencilerinin büyük bir çoğunluğunun Müslüman olması nedeniyle kendini destekleyeceğini sanıyordu. Kendi ismini de vererek adeta bir kampanya çağrısında bulundu. Her şey öğrenci gruplarında başladı. Ancak öğrenciler bilim özgürlüğünü, akademiyi savunan çok esaslı cevaplar verdi. Onlarla iftihar ediyorum.
Öğrenci burada başarılı olamayınca bu kez olayı kamusal alana, sosyal medyaya taşımaya karar verdi. Kendi ismiyle değil, İbn Haldun Üniversitesi Öğrenci İnsiyatifi adında yapay bir grup oluşturdu. Bu grubun kaç kişiden oluştuğunu bilmiyorum. Ancak özellikle olumlu tepki alabileceğini düşündüğü muhafazakar kamuoyuna şikayet etmeye kalkıştı. Bu hamlenin de pek başarılı olduğu söylenemez. Fakat iş, benim üniversiteden kovulma talebine kadar vardı.”
“Müstehcen ve pornografik görüntüler dayatılıyor”
Halil Berktay’ın bahsettiği inisiyatifin Twitter hesabı Mayıs 2024’te açıldı. Şu an 215 takipçisi var. Bu hesaptan yapılan açıklamayla zaten kamuoyu durumdan haberdar oldu. Açıklamada “Müstehcen ve pornografik görüntülerin” yer aldığı dersin zorunlu olması nedeniyle bunun bir dayatma olduğu söylendi. Açıklamada ayrıca “Halil Berktay’ın bu tavrı, sanat tarihi anlatımı olmaktan ziyade bilinçli bir yozlaştırma faaliyetini andırmaktadır. Nitekim kendisi İHU öğrencilerinin önemli bir kısmının İmam Hatip Nesli olduğunu ve öğrencilerin neredeyse tamamının değerlerine bağlı ve onları yaşama gayretinde olan Müslüman gençlerden müteşekkil bulunduğunun farkındadır” denildi. Bu açıklama sonrası sosyal medyada tartışmalar başladı.
Twitter’da açıklamaya tepki gösteren ve Berktay’a destek verenler olduğu kadar, Taraf gazetesinde yazdığı yıllarda AK Parti iktidarının icraatlarını savunduğu gerekçesiyle Berktay’ı eleştirenler de oldu. Kimileri Berktay’ın iktidara yakın konumlanmasını, kimileri “Gezi’ye katılan gençlerin içi öfke ve nefret dolu” demeçlerini hatırlattı.
“Hak ettiğimi düşünüyorlar. Ama ben sosyal ırkçı değilim“
Berktay, bu tepkiler için, “Bu dar kafalılık. Zaten ne çekiyorsak bundan çekiyoruz. Bu kafaya göre ‘oh olsun’ diyenler var. Öğrenciyle iktidarı özdeşleştirip kendilerine göre bir bulamaç yapıyorlar. Benim küçük bir ultra muhafazakar kesim tarafından saldırıya maruz bırakılmamı hak ettiğimi düşünüyorlar” dedi. Ama bu tepkileri biraz fazla bulduğunu da uzun uzun anlattı: “Burada temel mesele şu: Türkiye’nin mahalleler arası bir kutuplaşma içinde yaşamasına çanak tutmaya ve hatta bunu körüklemeye devam mı edeceğiz, yoksa mahallelere bölünmüş bir Türkiye’den tek bir Türkiye toplumuna doğru yol almaya katkıda mı bulunacağız? Ben bu konuda tercihimi çoktan yaptım. 50 küsur yıldır ders veriyorum. Hiçbir zaman öğrencilerimin dini inançlarını bilmem mümkün olmadı. Fakat meslek hayatımın önemli bir kısmını laik, sol, Kemalist, daha radikal sol farz edilen ya da o kesime hizmet verdiği düşünülen yüksek öğretim kurumlarında ders vererek geçirdim. Bir hoca olarak bilgilerimi öğrencilerle paylaşmam meslek ahlakının gereği değil midir? Türkiye’nin Müslüman genç kadın ve erkeklerinin de benden bilgi ve bilim talep etme hakkı yok mu? Öteki türlüsü sosyal ırkçılık olur. Ben buna karşı çıktım, reddettim. Ömrümün sonuna kadar da devam edeceğim. İbn Haldun Üniversitesi’nde ders vererek son derece doğru bir karar verdim. Birkaç radikal saldırgan dışında öğrencilerin büyük çoğunluğunun verdiği tepkiler de bunu doğruluyor. Bunu anlamayan da aptal demektir.”
Rektörden Berktay’a destek
Berktay, “Şu ana kadar üniversite yönetimi bir karar almadı, bir deklarasyonda bulunmadı” dese de İbni Haldun Üniversitesi Rektörü Prof. Atilla Arkan, sosyal medya hesabında öğrencilere hitaben bir paylaşım yaptı, Berktay’a dolaylı da olsa destek verdi:
“Yaşanan üzücü hadiselerin ardından siz öğrencilerimizin Prof. Dr. Halil Berktay Hocamıza karşı bu vefalı ve değer bilir duruşunu çok kıymetli buluyorum. Üniversite yönetimi olarak konuyu ilk andan itibaren, her yönüyle yakından takip ediyoruz. Gerekli reaksiyonların alınacağından ve tüm süreçleri hakkaniyetle işleteceğimizden şüpheniz olmasın. Şimdi sizlerden istirhamım sınav haftasında derslerinize odaklanmanız ve bu süreci başarıyla atlatmanız.”
Berktay’a göre, Arkan’ın bu paylaşımı bile başlı başına bir duruş. Ancak kendisi için önemli olan şeyin öğrencilerin verdiği destek olduğunu söylüyor:
“Benim için önemli olan öğrencilerimizin gösterdiği muazzam basiret, sağduyu, sükunet, bilim özgürlüğü ve akademik özgürlüğü savunucu tutumları.” Çalışmalara saldıran öğrenci hakkında okul yönetimi nasıl bir karar verecek, henüz belli değil. Berktay, bir disiplin süreci olabileceğini belirtiyor. Bu arada çalışma duvarı hâlâ duvarda asılı. Berkay, böyle bir talep gelmediğini, zaten çalışmayı kaldırmaya bile vakit bulamadığını söylüyor.