Sözcü gazetesinden Saygı Öztürk’e konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 15 Temmuz’daki askeri darbe girişimi sırasında yaşadıklarını anlattı.
Öztürk’ün aktardığına göre Özel, 15 Temmuz gecesi şunları yaşadı:
Özgür Bey’i arayan yabancı bir ajansın Türkiye muhabiri, “Efendim, Ankara’nın üzerinde uçaklar uçuyor. IŞİD F-16 kaçırmış, Anıtkabir’ i vuracak diyorlar. O yüzden bizim F-16’lar da IŞİD uçaklarına karşı tedbir alıyorlar. Sizin bir bilginiz var mı?” dedi. Olmadığını söyledi. Odasına çıktı, televizyonu açtı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken başka bir gazeteci daha aradı. IŞİD’e karşı büyük bir tatbikat yapıldığını, kaçmasınlar diye İstanbul’da köprünün tutulduğunu belirtti. Köprünün tutulmasıyla bir anormallik olduğu da belliydi.
Birkaç dakika sonra gelen telefonda, Genelkurmay’ın önünde bir grup askerin içeri girmeye çalıştığı, polisin de onları içeriye sokmadığı bildiriliyordu. Özgür Bey, gelişmeleri “darbe girişimi” olarak değerlendirdi. Zaten böyle bir girişim olduğu da yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlamıştı. Telefonuyla, milletvekillerine şu mesajı gönderdi: “Ankara’da bulunan tüm vekillerimiz Genel Merkeze gelsin.”
Özgür Özel de hızla indi, aracına bindi. Ana yollar kapalıydı. Ara sokaklardan, sıkışık bir trafikte CHP Genel Merkezine ulaştı. Genel Merkeze ulaşabilen milletvekillerinden Aykut Erdoğdu, Bülent Öz, Bülent Tezcan, İlhan Cihaner, Levent Gök, Mahmut Tanal, Mehmet Bekaroğlu, Mevlüt Dudu, Murat Emir, Tekin Bingöl, Tufan Köse, Uğur Bayraktutan, Utku Çakırözer, Ünal Demirtaş, Vecdi Gündoğdu’yla Bülent Tezcan ve Özgür Özel başkanlığında değerlendirme yapılmaya başlandı.
Özel, o andan sonra yaşadıklarını şöyle aktardı:
“Külliye’nin üzerinde helikopter, uçak uçuyor, yerlerde ateş görüntüleri var. Değerlendirme sırasında ben, ‘Bizim Meclis’e gitmemiz lazım’ dedim. Çünkü bu darbeler Meclis’i kapatır. Biz Meclis’i açık tutalım. Gidip Meclis’i sararlarsa bir daha da giremeyiz. Oradan da çağrı yapalım.’ Bu CHP Genel Merkezinde olmaz.
Genel Merkezden tam çıkarken ‘Birisi Genel Merkezimizin tüm ışıklarını yaksın’ dedim. ‘CHP darbe başlayınca ışıkları kapadı kaçtı’ der birileri. Yönetici kalmıyor ama çalışanlar var. Onlara bir tane bile ışık kapanmamasını söyledim. Bu arada Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nu her beş dakikada bir devamlı arıyorum. Kemal Bey uçakta ve ulaşılmıyor. Biz, tam gitmeye uğraşırken Özel Kalemden aradılar, Kemal Bey’i Genelkurmay’dan birkaç kez aradılar. Olmadığını söyleyince, arayan kişi, ‘Kemalist subayların da bu darbe girişimini desteklediklerini’ söylemek istiyormuş. Biraz da küfürlü bir şekilde ‘Hadi gitsinler oradan, darbe yapıyorsa yapsın, biz karşıyız. Önünde sonunda herkes zarar görüyor bu işten’ dedim.
Biz bindik araçlarımıza TBMM’ye gidiyoruz. Bizim sarı Vosvos da Aykut Erdoğdu ile birlikteydi.
Yaklaşık 5 veya 7 dakikalık bir video çekti. O konuştu, ben konuştum. Aykut Bey duygusaldır. ‘Darbe girişimi var, uçaklar bomba atıyor, biz Meclis’e girmeye çalışıyoruz. Çoluğumuz çocuğumuz size emanet. Ailemizi yalnız bırakmayın, Barış’a destek olmalarını, onu yalnız bırakmamalarını istiyorum, onları Veli Ağbaba’ya emanet ediyorum. Aykut Erdoğdu da, ‘Biz bu darbenin karşısındayız ve Meclis’e doğru gidiyoruz’ dedi pozisyonumuz belli olsun diye.”
“Özgür Bey hoş geldiniz. Bir demokrasi öpücüğünü hak ettiniz
Sonrasında yaşananları da Öztürk şöyle aktardı:
Özgür Bey aracını park ederken, Aykut Erdoğdu silahını çıkarmış, duvarı kendisine siper almıştı. Özgür Bey kapıları, aynaları kontrol etti. Kapıdaki askerler içeriye girmelerine engel olmadı. Meclis’e girdiklerinde TBMM Başkanı İsmail Kahraman kürsüdeydi. Kemal Bey’e küfür ve hakaret eden elemanını kolladığı için kapıyı kırıp bilgisayara el koyduğu için uzun süredir küslerdi. Kahraman, Özgür Bey’i görünce, “Özgür Bey hoş geldiniz. Bir demokrasi öpücüğünü hak ettiniz. Bir demokrasi öpücüğü vereyim” deyip sarıldı, öptü. Darbe girişimi için birbirlerine geçmiş olsun dileğinde bulundular. Özer, Başkanlık Divanını hep birlikte oluşturmayı önerdi.
Meclis Başkanının yanında katip üyeleri oturuyor ya oraya her partiden bir grup başkan vekili konuldu. Başkan bir açılış konuşması yaptı. Kahraman, “Meclis kapalıyken olağanüstü toplantı yapılır ya. Bu olağanüstünün olağanüstü bir toplantıdır, çağrılmadan kendimiz geldik, herkesi buraya çağırıyoruz” dedi.
Özel, havayı şöyle anlattı:
“Ceketi giyerken ‘sonunda milli görüş ceketini bize de giydirdiniz’ dedim”
“İlk uçak sesleri geldiğinde Meclis’e gideceğimizi bilemediğim için altımda kot, üstümde de kiremit rengi yazlık bir gömlekle fırlayıp Genel Merkeze gitmiştim. Meclis’e gidince o kıyafet hiç münasip değil. Birlikte divan oluşturulması için kürsüye çağırılınca böyle çıkılmayacağını biliyorum tabii. Meclis’te bütün kurallara uyulması konusunda ben hassasım.
Bombalama görüntülerinde Meclis’in üstünden ateşler çıkıyordu. O sırada AKP Milletvekili Ahmet Gündoğdu bana ceketini verdi. Ceketi giyerken dedim ki ‘En sonunda bu milli görüş ceketini bize de giydirdiniz.’ Çok güldüler. ‘İnşallah şu darbeyi savuşturalım da ceketi iade ederim, sahibine yakışır’ dedim.”
“Aykut Erdoğdu ‘Mermi sayım kadar adam indiririm’ diyor”
“Bir tek Aykut Erdoğdu’da silah vardı. O silahını çekmiş, gelirlerse bir pozisyon ayarlamış kendine, ‘Mermi sayım kadar adam indiririm’ diyor. ‘Dur, Aykut yapma’ dedikçe, ‘Başka çare yok, onlar bizi vuracağına ben onları vururum’ diyor. Başka silahı olan var mı diye bakıldı. AKP’li bir arkadaşta da silah vardı. Yanımızda birkaç tane silahlı koruma vardı. Onlar bir pozisyon aldılar. Darbecilere asla teslim olmayacaktık.”