Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından aralarında Evrensel, BirGün ve Cumhuriyet çalışanlarının da bulunduğu çok sayıda gazetecinin sarı basın kartını iptal etmesine gazeteciler tepki gösteriyor.
27 yıldır fiili olarak gazetecilik yapan, sürekli basın kartı sahibi Sultan Özer tepkisini "Sarı basın kartları iptal edilerek gazetecilik mesleğinin önüne bir engel daha koymaya çalışıyorlar. Ama bilinsin; kartla gazeteci olunmaz" sözleriyle dile getirdi.
Özer, parlamenter sistemde Basın Yayın Enformasyon Genel Müdürlüğü bünyesindeki Basın Kartları Komisyonu'nun Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'na bağlanmasının ardından her gazeteci gibi kartını yenilemek için başvuru yapmıştı. Özer, başvurusunun "iptal" edildiğini elektronik devlet uygulamasıyla internet üzerinden sorgulama yaparak öğrendi.
İptal gerekçesini öğrenmek için Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'nı arayan ama hiçbir şekilde yanıt alamadığını belirten Sultan Özer, Haftalık Bakış ve Gerçek dergileri ile Evrensel Gazetesi ile kapatılan Hayatın Sesi TV'de çalıştığını anlattı.
Özer, DW Türkçe'ye "Ben, Türkiye Gazeteciler Sendikası adına daha önce Basın Kartları Komisyonu'nda da üyelik yapmış birisiyim. Kartımın iptal edilmesi ciddi hukuksuzluktur, kabul edilemez" dedi. "Halkın haber alma hakkı kutsaldır ve engellenemez" diyen Özer, kart iptalleriyle gazetecilerin meslekten uzaklaştırılamayacağını söyledi.
Evrensel çalışanlarının kartları iptal
Sultan Özer'in de bir dönem fiili olarak çalıştığı Evrensel Gazetesi'nin çalışanları sarı basın kartını yenilemek için Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'na başvurmuştu. Ancak Evrensel gazetesi, başvuru yapan gazetecilerin basın kartlarının iptal edildiğini duyurdu. Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Başkanı ve Evrensel Gazetesi Haber Müdürü Yardımcısı Gökhan Durmuş da basın kartı iptal edilenler arasında.
"Yüzlerce gazeteci mağdur"
DW Türkçe'ye konuşan Durmuş, kartları için bir yıldır yenileme bekleyen yüzlerce gazetecinin basın kartının iptal edildiğini öğrendiklerini ancak Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'ndan konuyla ilgili bilgi alamadıklarını söyledi.
Durmuş, "Benim de kartım iptal. Konuyla ilgili bilgi istedik ancak Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'ndan incelemenin sürdüğü bilgisini aldık sadece. Bu ne demektir? Sarı basın kartsız gazeteciler nasıl haber izleyecekler, nasıl rahatlıkla meclise girecekler? Bu yanlışın bir an önce düzeltilmesi gerekiyor" dedi. Durmuş; Evrensel'in yanısıra özellikle BirGün ve Cumhuriyet gazetesi çalışanları arasında da kartları iptal edilenlerin bulunduğu bilgisini verdi.
Kaç gazetecinin kartının iptal edildiğine ilişkin ayrıntılı bir inceleme başlattıklarını belirten Durmuş, gazetecilerin kart hakkının iadesi için Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'na çağrı yapmaktan vazgeçmeyeceklerini vurguladı.
"Gazeteciliğimden en küçük azalma saymam"
BirGün gazetesi yazarlarından, iletişim profesörü Doğan Tılıç da sürekli basın kartı iptal edilenler arasında. Tılıç, 1986'dan beri gazetecilik yaptığına, dünyanın çeşitli yerlerinde savaş muhabiri olarak bulunduğuna çok sayıda ulusal ve uluslararası haberlere imza attığını anlattı.
"İletişim profesörüyüm ve bundan dolayı sürekli basın kartı sahibiyim. Kim, 35 yıllık mesleki pratiğimi nasıl yok saydı bilmiyorum ama kartımın iptalini gazeteciliğimden en küçük bir azalma saymam" diyen Tılıç, kimsenin kartında değişiklik yapma yetkisine sahip olmadığına dikkat çekti.
"Tehdit aracı"
Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren de DW Türkçe'ye açıklamasında, "İktidar sarı basın kartlarını tehdit aracı olarak kullanıyor" çıkışında bulundu. Eren, kartların turkuaz renge dönüştürüldüğünü ve devletin istediği kişiye bu kartı verdiğini savundu. Eren, kart iptallerinin Türkiye'de gazetecileri yıpratamayacağını da dile getirirerek, "Basın kartı devletin verdiği bir gazetecilik ruhsatı değildir. Basın kartlarını örgütlü sendikalar, dernekler vermelidir. Kartları iptal etseler de herkes gazetecilik yapacak" şeklinde konuştu.
Basın kartını devlet veriyor
Türkiye'de gazetecilere basın kartını devlet veriyor. Ancak parlamenter sistemden cumhurbaşkanlığına geçişle birlikte kartların verilişiyle ilgili düzenlemeler tamamen değişti. Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Yusuf Kanlı, "Eskiden sendika ve cemiyetler gibi gazetecileri temsil eden örgütlerin yer aldığı bir komisyon gazetecilere kart veriyordu. Şimdiyse Cumhurbaşkanlığı'na yakın isimlerden oluşan bir komisyon kart veriyor" şeklinde konuştu.
Kanlı, Cumhurbaşkanlığı'ndaki komisyonda Türk medyasını temsil edecek hiçbir kurum ve ismin olmadığına dikkat çekerek, "Uydurma cemiyet ve sendika temsilcileri var orda. Bir de Anadolu basınını temsil eden bir isim koymuşlar. Ama o komisyondakilerin hiçbiri Türk medyasını temsil etmiyor. Komisyonun oluşum şekli de, yapısı da arızalı" dedi.
Kanlı, Türkiye'de kimin gazeteci olduğuna cumhurbaşkanlığı karar verirken Batı Avrupa ülkelerinin neredeyse tamamında sendikal örgütlerin ve medya kuruluşlarının kart vermeye yetkisi olduğunu vurguladı.
"Gazeteciliğe darbe"
CHP'nin gazeteci kökenli milletvekili Utku Çakırözer de konuyu yakından takip ediyor. Çakırözer de DW Türkçe'ye yaptığı açıklamada, basın kartı iptallerinin sadece Evrensel Gazetesi'yle sınırlı olmadığına dikkat çekti. Çakırözer, "Yüzlerce gazetecinin basın kartı iptal edildi. Bir yıldır kartlarının yenilenmesini bekleyen gazeteciler, sarı basın kartını alamadıkları için halkın haber alma hakkı için mesleklerini yapamama durumuyla karşı karşıyalar. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı derhal bu iptal kararından vazgeçmelidir" çağrısı yaptı.
Çakırözer, daha önce özellikle Evrensel gazetesi çalışanları için gündeme gelen "kart ambargosu" iddialarını da hatırlatarak, "Daha önce kimi gazete ve gazetecilere basın kartı verilmemesi yönünde bir liste oluşturulduğu iddia edilmişti. Bugün kartları iptal edilen yüzlerce gazeteci derhal kart sahibi olamazsa sözkonusu ambargo iddiaları da doğru olacak" çıkışında bulundu. Çakırözer, gazetecilerin kartlarının yine gazeteciler tarafından hazırlanması ve çalışma koşullarının da gazetecilerce belirlenmesi gerektiğinin altını çizdi.
Kaynak: Deutsche Welle Türkçe