Devlet Bahçeli, geçen haftaki grup toplantısında Abdullah Öcalan’a yaptığı, “örgüte silah bırakma talimatı verip terörün bittiğini ilan etsin” çağrısını, bu haftaki grup toplantısında bir ileri aşamaya taşıdı. Bahçeli, “Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa, gelsin TBMM’de DEM Grup Toplantısı’nda konuşsun. Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın” dedi.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel:
“Kan akmaması, anaların gözyaşının durması için her söz ve söyleyen her aktör kıymetlidir. Kim ne söylüyorsa, geçmişte yaşadıklarımıza rağmen kıymet veriyoruz. Terörün bitmesine, annelerin gözyaşının dinmesine tam destek vereceğiz”
Serbestiyet’e konuşan DEM Parti Milletvekili Sırrı Sakık:
“Umut hakkı kavgada bile umuttur. AİHM de ‘kimse cezaevinden hiç çıkmayacak gibi cezalandırılamaz’ diyor.”
MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız:
“Türk siyasetinde 22 Ekim bir milattır. Bugünden sonra siyasi değerlendirmeler 22 Ekim’den önce, 22 Ekim’den sonra diye yapılacaktır.”
DEVA Partisi İstanbul Milletvekili Mustafa Yeneroğlu, X hesabından konuyla ilgili bir açıklama paylaştı:
“Sayın Devlet Bahçeli’nin bugün meclis grup toplantısında söylediklerinin çeyreğini bir başkası söyleseydi, başta kendisi ve MHP’liler tarafından terörist ve vatan haini ilan edilirdi. Bu sebepten dolayı da MHP Genel Başkanı olarak ortaya koyduğu cesur ve barıştan yana çıkışı sebebiyle tebrik ediyorum.
Evet, ülkemizde sorunlar maalesef hukuk devleti çerçevesinde ve demokratik teamüller işletilerek değil kişisel çıkışlar ve ani siyasi değişimlerle çözülmeye çalışıyor ve bu yöntem memleketin faydasına sonuçlar doğurmaya elverişli olmuyor. Çünkü tartışmalar çok yüzeysel, genelde sorunların temel sebepleriyle yüzleşmeden sonuçlarını ortadan kaldırmaya odaklı oluyor.
“Bahçeli’nin söylediğinin binde birini söyleyenlere terörist muamelesi yapıldı”
Evet, Türkiye hiç olmadığı kadar aşırı milliyetçi ve güvenlikçi, otoriter bir iklime savruldu. Böyle bir iklimde Sayın Bahçeli’nin bugün söylediğinin binde birini söylemiş olanlara bu ülkede terörist muamelesi yapıldı, her türlü hakaret ve tehdit bizzat MHP’liler tarafından ve son yıllarda ayrıca Sayın Cumhurbaşkanı tarafından da edildi. İnsanlar hukuki dayanaktan yoksun içi boş davalarda yok yere yıllarca hapis yattı ve hâlâ yatıyor.
Ama barış umudunu, evlatlarımızın dağlarda birbirini boğazladığı on yılların sona ermesi umudunu, ülkemizin tüm enerjisini tüketen bu lanet terör belasının son bulması umudunu yaşatmak ve ülkemizde iç barışı tesis etmek ve çoğulcu demokratik Türkiye idealini canlı tutmak hepimizin asli sorumluluklarının başında geliyor, gelmeli.
Unutmamak gerekir ki terör yoktan doğmadı. Maalesef pek çok insanın on yıllardır anlatmaya çalıştığı ama bugün Öcalan’ı TBMM’ye davet edenlerin ısrarla reddettiği tarihi, sosyal, hukuki ve siyasi zemini görmezden gelemeyiz.
Asıl yapılması gereken terör örgütü liderini baş tacı ederek meclise davet etmek veya illegal metotları masumlaştırmak değil, kişilerden bağımsız bir biçimde başta Kürt meselesi olmak üzere, Türkiye’nin temel sorunları ile ilgili ısrarla sürdürülen yanlışlarımızla yüzleşerek çoğulcu demokratik hukuk devleti bilinci içinde tüm bu sorunlara eğilmektir.
İnsanların sosyal medyada paylaşım dahi yapmaya korktuğu, ağzını açana terörist damgasının vurulduğu, yüz binlerce insanın terör örgütü soruşturmalarında perişan edildiği bir ortamda; ifade hürriyetinin, basın hürriyetinin, toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hürriyetinin hiç olmadığı kadar kısıtlanmış olduğu; insan haklarının, hukuk devletinin, hukukun üstünlüğü ilkesinin askıya alındığı bir ortamda siz kalkıp PKK terör örgütü liderini TBMM’ye davet ediyor ve “Umut Hakkı”ndan yani Öcalan’a af getirilmesinden bahsediyorsunuz.
‘Kürt sorununun’ çözülmesi ve çoğunlukçu tek kimlik dayatmanın terk edilmesi, Türkiye için hayati bir konudur. Bunun için önce korkularımızla samimi olarak yüzleşmemiz gerekir. Bu konuda atılmış her türlü samimi adım ve söylenmiş her hakkaniyetli söz değerlidir. Ama bunun yolu çoğulcu bir demokratik kültür ve anayasal düzen inşa etme sorumluluğunu da ortaya koymaktır. Vatanseverliğin gereği de budur.
Farklılıkları tek bir kimlikte eritme çabası on yıllarca netice vermemiş, büyük kötülüklere ve acılara yol açmıştır. Hedef sadece anlık siyasi pozisyonlarla asıl meseleyi sümen altı edip günü kurtarmak değil, demokratik hukuk devletini mümkün kılıp, devleti tüm vatandaşlarının yurdu haline getirmek olmalıdır.
“Bahçeli’nin sözleri konjonktürel bir kandırmacaysa sorunlar başka bir bahara ertelenir”
Evet, bugün Sayın Bahçeli’nin yaptığı cesur ve takdire şayan çıkışın altı demokratik hukuk devletinin inşası için somut adımlarla doldurulamazsa ve konjonktürel bir kandırmaca olursa, yine sorunlar çözümsüz kalıp bir başka bahara ertelenmek zorunda kalır.
Fakat barış ve kardeşliğimizi yeniden tesis edecek, Türkiye’yi tüm farklı kimlikleriyle hepimizin evi yapma niyeti ve iddiası taşıyan her türlü samimi adımı ve sözü kıymetli buluyor ve Sayın Bahçeli’nin bugün yaptığı çıkışı, Öcalan’ın TBMM’de konuşma yapmaya davet edilmesi gibi uçuk bir talep hariç, şayet altı somut adımlar ve doğru hukuki düzenlemelerle doldurulursa, Türkiye’nin demokratik bir hukuk devleti olma yolunda bir fırsat olarak değerlendiriyorum.”
Partisinin grup toplantısında DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları:
“Kürt sorununun çözüm yolu bellidir. Orta Doğu ve Türkiye’de barışın muhatabı İmralı’da ağır tecrit altında bulunan sayın Abdullah Öcalan’dır. Çözümün yolu TBMM’dir. Biz inisiyatif almaya hazırız. Bir başlangıç olarak tecrit kaldırılsın”
Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ:
“Bahçeli, terörist başı Öcalan’ın TBMM’de DEM grubunda konuşmasını istedi. Allah böyle siyaseti kahretsin. Bir bebek katili terörist, İstiklal Harbi vermiş gazi TBMM’de DEM grubunda konuşacak. İnanır gibi değil.”
Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce:
“İki ortak, seçim meydanlarında birbirine ip atıyordu, şimdi Apo ile ip atlıyorlar. Önce idamdan kurtardı, şimdi cezaevinden çıkaracak. İpin ucunu tutan ne derse yapıyorlar. Bir ipi tutanın hesabı olur, bir de Türk Milletinin!”
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu:
“Atatürk’ün kurduğu meclisin kürsüsünden, terörist başları ve yardakçıları değil, ancak ve ancak Mustafa Kemal’in mirasçıları konuşabilir. Ahlak ve vicdanını yitirmiş bu iktidar ve onun akıl ve izanını yitirmiş ortağı ile vatan toprağını gezmek için icazet bekleyen sözde ana muhalefeti artık bizim için yok hükmündedir. Gün; Türkiye Cumhuriyeti’ni, Türk Milletini, Türk Vatanını ve Türk Bayrağını koruyup kollamak günüdür. Muhtaç olduğumuz kudretin kaynağı ise bellidir! Yarını bekleyin! Herkesin maskesini indireceğiz!”
İYİ Parti Adana Milletvekili Dr. Ayyüce Türkeş Taş:
“Kulaklarıma inanamadım. Bebek katili, terörist başını meclise davet edip konuşma yapmasını isteyen ve umut hakkından yararlansın diyen Devlet Bahçeli’yi kınıyorum. Herkes oturduğu koltuğun sorumluluğunu taşımakla mükelleftir. Kimse Başbuğ Alparslan Türkeş’in koltuğunda oturup teröre yandaşlık yapamaz. TBMM’de yeteri kadar terörist varken birde onların ele başını meclise sokmak kimsenin haddi değildir. Nokta.”
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş X hesabından yaptığı paylaşımda:
“Bu ülkede huzurun ve barışın hâkim olması en büyük dileğimizdir. Ama bunun yolu terörist başının Gazi Meclisimiz çatısı altında konuşturulması asla değildir. Millet de tarih de bunu affetmez.”
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın:
“Erdoğan derhal, Devlet Bahçeli’nin açıklamalarına katılıp katılmadığını kamuoyu önünde ifade etmelidir. Bilinmelidir ki, demokrasi ve barış kapalı ve derin odalarda değil; ancak hukuksal zeminde, saydam süreçlerde, TBMM’nin siyasi zemininde ve toplumsal mutabakatla sağlanabilir.”
Katıldığı programda CHP Grup Başkanvekili Murat Emir:
“Açık konuşsunlar. Bunun af olmadan diğer türlüsü imkansızdır. Yani, Devlet Bahçeli, Abdullah Öcalan için af istemiştir.”
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek:
“Devlet Bahçeli’nin konuşması bir pervasızlık, cüretkârlık ve sınır tanımazlıktır. Hangi devlet adına bu konuşma yapılmaktadır? Amerika ve İsrail planlarına ve kararlarına göre mi yapılmaktadır. Bu konuşma PKK’ya cüret kazandırıyor, PKK’yı yasallaştırıyor, PKK’nın önüne tarihi fırsatlar arz ediyor. Bu konuşmanın başka hiçbir anlamı yoktur.”
Özgür Özel Diyarbakır’a vardı
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Diyarbakır, Batman, Mardin, Şırnak, Hakkari ve Van’ı kapsayan Doğu ve Güneydoğu gezisine başladı. Özel’i ziyaretinin ilk durağı olan Diyarbakır’da kalabalık bir grup karşıladı. CHP seçim otobüsünün Kürtçe şarkılar çaldığı karşılamanın ardından Özgür Özel, konvoy eşliğinde kalacağı otele geçti.