Narin Davası’ndaki HTS daraltılmış baz raporu, davanın dört sanığı olan Narin’in annesi Yüksel Güran, ağabeyi Enes Güran, amcası Salim Güran ve Narin’in cansız bedenini çuval içerisinde gömdüğünü itiraf eden Nevzat Bahtiyar’ın, Narin’in ailesinin evi ve civarında olduklarının tespitiyle dava iddianamesinin en önemli bölümlerinden birini oluşturmuştu.
Ancak davanın 7-9 Kasım tarihleri arasındaki ilk duruşmasında sanık avukatları, rapordaki tespitler ile yine dosyaya giren bazı kamera kayıtları arasındaki çelişkilere dikkat çekmişti. Narin Davası’na bakan Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi, ara kararında HTS daraltılmış baz raporunun hazırlayıcılarından “hangi yöntem ile hangi baz verilerini kullanarak hangi cihazlar ile ve yine hangi kriterlere uyularak ve dayandıkları bilimsel tekniklerin neler olduğunu gösterir ve sapma payının olup olmama ihtimalini de belirtir ayrıntılı ek rapor alınmasına” karar vermişti.
Mahkeme’nin ara kararı sonrası adli bilişim uzmanı Av. Levent Mazılıgüney, HTS daraltılmış baz raporunu Serbestiyet’e verdiği röportajda değerlendirmişti.
Duruşma savcısı, geçen hafta Mahkeme’ye sunduğu ve sanıkların dördü için de “İştirak Halinde Çocuğa Karşı Kasten Öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep ettiği esas hakkındaki mütalaanın da en önemli dayanağı HTS daraltılmış baz verileri oldu.
Türkiye’nin önde gelen adli bilişim uzmanlarından ve bilgi teknolojileri mühendisi Koray Peksayar ve adli bilişim uzmanı Av. Levent Mazılıgüney ile daraltılmış baz çalışması ve Mahkeme’ye gönderilen ek rapor üzerine konuştuk.
Koray Peksayar Levent Mazılıgüney
“Üçgenleme için gereken ikinci ve üçüncü baz istasyonları neye göre tespit edildi?”
İddianamenin en önemli bölümünü oluşturan daraltılmış HTS kaydıyla ilgili Mahkeme’nin talep ettiği ek rapor dosyaya girdi. Ek raporun, daraltılmış baz çalışması sonucu elde edilen tespitlerle ilgili soru işaretlerini giderdiğini düşünüyor musunuz?
Levent Mazılıgüney: Gideremedi. Neden gideremediğini, ne eksikler olduğunu anlatalım.
Ek rapor çıkmadan önce, aynı bilirkişiler tarafından hazırlanan esas raporla ilgili sizinle yaptığımız mülakatta da belirttiğim gibi bir cihaz için teknik takip başlatılır ve anlık olarak teknik takip yapılırsa, baz istasyonlarına bir komut veriliyor ve mobil cihazın belirli bir zaman aralığındaki konumunu tespit edecek şekilde bir sinyal alışverişi yapılabiliyor. Bunu da en az üç istasyondan yapınca yani bu çalışmada da yapıldığı belirtilen “üçgenleme” adlı metot uygulanınca, sinyal alışverişi olan üç baz istasyonu arasında bir üçgen oluşturarak noktasala yakın bir tespit yapılabiliyor.
Ancak burada anlık bir teknik takip yapılmadı. Raporda, 21 Ağustos günü işlenen cinayet için üçgenleme yönteminin uygulandığı belirtiliyor ancak bu işlem 21 Ağustos’ta değil, cinayetten günler sonra yapıldı. Ek raporda da üçgenlemenin geriye dönük nasıl yapıldığıyla ilgili bir açıklama yok.
Ayrıca, teknik takip anlık yapıldığında bile hata payı vardır ve hata payı bu ek raporda geriye dönük yaptıkları çalışma için dendiği gibi 1-2 metre değil bazen 10 metrelerce olabilir.
Bu verileri günler sonra nereden aldılar? HTS kayıtlarından… Bilirkişi raporunda HTS’den başka bir şey kullanmadıklarını belirtmelerine dayanarak bunu söylüyorum. Sanıkların 21 Ağustos günkü HTS kayıtlarından bağlandıkları bazlara dayanarak üçgenleme işlemindeki birinci baz istasyonlarını belirlediklerini varsayarsak üçgenleme işlemi için yapılması gereken ikinci ve üçüncü baz istasyonlarını neye göre tespit ettiler? HTS kayıtlarında ikinci baz istasyonu, üçüncü baz istasyonu diye bir şey göstermiyor çünkü. Bilirkişiler ikinci ve üçüncü baz istasyonunu neye göre belirleyip, bu üçgeni nasıl oluşturdu?
Raporda Tavşantepe köyüne sinyal verdiği belirtilen 22 baz istasyonu bu cihazlarla alakalı kayıt mı tutuyor? Tutuyorsa bu kayıtlar ne kadar saklanıyor? Böyle kayıtlar varsa bunların güvenilirliği nedir? Değişmezlikleri nasıl sağlanıyor? Eğer bizim bilmediğimiz bir şekilde kayıtlar istihbari olarak tutuluyorsa da ceza yargılamasında nasıl denetlenecek?
HTS kayıtları ister santralde tutulsun ister baz istasyonunda tutulsun veya buralardan veri aktarımıyla operatörün bir sunucusunda tutulsun. Neticede bunlar sayısal verilerdir ve sayısal verilere birçok aşamada müdahale mümkündür.
Öncelikle bu verinin bilgi niteliği var mı? Bu verinin güvenliği nasıl sağlandı? Bunlar tartışılmalı. Ve bu raporda da dosyaya giren ek raporda da bunlarla ilgili bir açıklama yok. Güvenliği sağlanmamış bir sayısal veriyle yargılama yapılmaması gerekir. Bunun sorgulanması gerekir.
“Daraltılmış bazla ilgili ‘kesin delil’ algısı oluşursa ileride haksız cezalandırmalara kapı açabilir”
Üçüncü bir mesele, HTS kayıtlarıyla yargımız ilk defa karşılaşmıyor. HTS kayıtlarıyla ilgili Yargıtay’ın çok ciddi bir içtihat birikimi var. Bir hukukçu meslektaşım saymıştı, 1100’ün üzerinde Yargıtay kararında içeriği belirsiz HTS’nin delil olamayacağı yazılı. Neden? Çünkü içerik yok. Sadece iki numara arasında bir iletişim kaydı oluşuyor. İletişimin olup olmadığı bile kesin değil. Gerçekten bir konuşma veya yazışma olup olmadığı bile çoğu zaman kesinleştirilemiyor.
Dolayısıyla biz HTS’ye genel olarak güvenmiyoruz. Bu sayısal verinin güvenliğinin sağlanmadığını, değişmezliğinin sağlanmadığını çok sayıda dosyada gördük. Değişmezliğinin sağlandığıyla alakalı sunulmuş herhangi bir delil yok.
Delilin taşıması gereken özellik denetlenebilir olmasıdır. Denetlenemeyen herhangi bir veriye delil gözüyle bakılamaz. Narin dosyası özelinde de konuşmuyorum. Burada başka bir tehlike sezinliyorum. Daraltılmış bazla ilgili böyle “tartışılamaz, kesin delil” algısı oluşursa ilerleyen zamanlarda çok haksız cezalandırmalara kapı açabilir.
Esas raporda çok iddialı ifadeler vardı. Şu boş odaya girdi falan gibi. Oda oda bu tespitleri nasıl sağlanmış, bunları açıklasınlar ki anlaşılsın.
“Görüşme sırasında baz istasyonu değişirse HTS kaydında bunu göremiyoruz”
“Üçgenleme” işlemi yapılırken birinci baz istasyonu olarak, bağlantı kurulduğu tespit edilen ve HTS kaydında belirtilen baz istasyonu değerlendiriliyor dediniz. Peki ikinci ve üçüncü baz istasyonları neye göre belirlenir? Sağlıklı bir sonuç alınması için yapılması gereken nedir?
Koray Peksayar: Çalışmayı HTS kayıtlarına dayanarak yapmışlar. Yine HTS kayıtlarıyla bunu kıyaslamaları gerekir.
O gün veya o saatlerde bağlantı kurduğu tespit edilen başka baz istasyonları gibi mi?
Koray Peksayar: Tabii. Baz istasyonun ne kadar kullanıcı kaldırabileceğine ya da ne kadar bant genişliği dağıtabileceğine göre konfigürasyonları var. Ama bir ikinciye, üçüncüye bağlantı kurabildikleri gibi bu baz istasyonları birbirlerine de linklenebiliyorlar. Linklendikleri takdirde de o baz istasyonu ilk bağlanılan baz istasyonu olarak mı görünüyor yoksa ikinci bağlanılan baz istasyonu olarak mı gözüküyor? O da tamamen konfigürasyona bağlı.
Üçgenleme işlemindeki birinci baz istasyonu olarak seçilen, HTS kayıtlarında görülen baz istasyonuyla ilgili de şöyle bir durum var. Bir baz istasyonundan bağlantı kuruldu ve görüşme başladı. Arada bağlantı kopar ve aynı görüşme sırasında başka bir baz istasyonundan sinyal almaya başlarsa bunun bilgisini göremiyoruz HTS kayıtlarından. Ancak bu rapordan bunu da anlayamıyoruz.
“HTS’ye dayalı yer tespitleri başka fiziksel delillerle doğrulanmalı”
HTS kayıtlarında, bütün konuşma için yalnızca görüşmenin başladığı baz istasyonu mu görünüyor? Örneğin bir kişi araçla hareket halinde ve telefonla görüşerek yarım saat yolculuk yapıyor. Defalarca baz istasyonu değişmiştir. HTS kayıtlarında, tüm görüşme boyunca konuşmanın başladığı yerde olduğu şeklinde mi işaretlenir?
Koray Peksayar: Görüşme boyunca cihazın sinyal aldığı baz istasyonu isterse 20 kere değişmiş olsun görüşmenin başında olan baz istasyonu kaydediliyor. Şimdiye kadar gördüğümüz, incelediğimiz bütün HTS kayıtlarındaki durum böyle.
Levent Mazılıgüney: Bu raporu hazırlayanlar, bu baz değişimleriyle alakalı bir çalışma yapabilmiş mi? Yaptılarsa bu veriyi nereden almışlar? Raporda bunun bilgisi de yok.
Bir telefon görüşmesinde birden fazla baz istasyonu sadece şu şekilde kaydedilebiliyor. Bilirkişilerin bahsettiği iki çeşit HTS kaydı var. Birisi mesaj atma, mesaj alma üzerinden oluşturulan. Diğeri de GPRS denen data bölümü.
Operatörler, GPRS bölümü için 3600 saniyede bir veya 7200 saniyede bir kayıt yenileme yapıyor, operatöre göre değişiyor bu. Yani saatte bir ya da iki saatte bir kayıt yenileme yapılıyor. Görüşme 1 saatten veya 2 saatten uzun olursa ikinci, üçüncü baz istasyonu kaydı GPRS tarafında olmuş oluyor bu şekilde ama aradaki geçişler yine yok. İkisini de çakıştırsanız netice itibariyle elde kayda değer bir veri olmuyor.
Koray Peksayar: Ayrıca bunları doğrulamak, denetlemek olanaklı değil. HTS verilerine dayanarak yapılan yer tespitleri; bir kamera kaydından, kartla yapılmış bir alışverişin kaydından vs. başka fiziksel delillerle doğrulanması gerekir.
Operatörlerin depoladığı verileri “kutsal delil”, “kutsal veri” kabul etmek çok sakat. Operatörlerin insafına kalmış bir konu bu.
“Çalışmada kullanılan uygulamalar baz verilerinin bir veritabanının kayıtlarından alındığı şüphesi doğuruyor”
Ek raporda çalışma yapılırken kullanılan programlarla ilgili şu ifade yer alıyor: “Daralan baz tespit çalışması yapılırken Tavşantepe Köyü’nde ve tüm dünyadaki bazlar, OpenSignal, Network Cell InfoLight, NetMonsters gibi programlar başta olmak üzere HTS analizi üzerine yazılımı yapılmış çeşitli lisanslı programlar üzerinden alınan veriler ışığında köyde bulunan bütün bazların tek tek tespiti yapılıp…” Çalışmada kullanılan programlardan üçü sayılmış. Bir de raporda çalışmadan örnek olarak konmuş zaten toplam üç tane olan ekran görüntülerinden bir tanesinde de başka bir programdan olduğu anlaşılan bir görsel var. Çalışmada bu programların kullanılmasının bir anlamı var mı?
Koray Peksayar: Open Signal Map’i kullandıklarını belirtmelerinden ve “tüm dünyadaki bazlar” vurgusu yapılmasından, bu çalışma yapılırken, yakınlardaki baz istasyonlarına ait verilerin daha önceden tutulan kayıtlı bir veritabanından aldıkları şüphesi ortaya çıkıyor.
Yani rapordaki tespitlere ulaşılmasını sağlayan ölçümler için kullanılan cep telefonu veya başka cihazların baz istasyonlarına bağlanarak, doğrudan havadan veri alıp almadığıyla ilgili kesin bir bilgi de yok bu raporda. Yani bu cep telefonu uygulamalarının ne kadar kesin veri oluşturabileceği de tartışmalı.
“Tavşantepe’de yapılan ölçümler tutanak altına alınmalıydı”
Levent Mazılıgüney: Üç tane program saymış. Aşağıda ekran görüntüsü de dördüncü bir programdan. Ama anlatması gereken bu değil, kendisinin ne yaptığını anlatması gerekiyor.
Tavşantepe köyünde ne tür ölçümler yaptın? Neler sağladın? Bunu nasıl tutanak altına aldın? Bu ölçümlerin de tutanakları olmalıydı. Şu kadar yere gittik, şu saatte ölçüme başladık, ölçüme başlamadan önce şunları yaptık. Hangi ağ cihazını kullandık? Ağ cihazı tablet mi, telefon mu? Bu tablet ya da telefona yüklü olan örneğin kullandıklarını söyledikleri NetMonsters programıyla şunları yaptık, şu ölçümleri kaydettik. Sonra da HTS kayıtlarından da bu ölçümleri kullanarak, şu hesapları yaparak şu sonuçlara ulaştık diye bunları da tutanağa bağlamaları gerekiyordu.
Ek raporda sizin söylediğiniz kısım şöyle devam ediyor:
“Sinyal gücü değerleri, görsellerde göründüğü gibi sinyal hücre bilgileri tek tek değerlendirilerek, alınan hücre bilgileri Microsoft Excel’de oluşturulan çalışma sayfası ve programında sistemsel çakıştırma ve ayrıştırma algoritması kullanılarak tek tek analizi yapılmış olup, olayda adı geçen şahısların kullandıkları telefonların bulunabilecekleri yerlerin değerlendirilmesi yapılmıştır.”
Koray Peksayar: Nerede bu analiz? Raporda yok.
Levent Mazılıgüney: Yok, o da yok.
“’Hataya yer verilmeden işlem yaptık’ ne demek; kendi kendisine onay vermiş”
Ek raporun bir sonraki paragrafında şu bölüm var: “Farklı programlarla, en az iki tane Türkcell, Vodafone ve Türk Telekom hatları kullanılarak, Arif Güran, Salim Güran ve Nevzat Bahtiyar’ın evi ve müştemilatında, ara yollar da adım adım çalışma yapılarak ana baz, yan baz GPRS bazları hataya yer verilmeden yüzlerce işlem yapıldıktan sonra titizlikle ve net bir şekilde tespiti yapılmış.” Bu bölümle ilgili yorumlarınız ne olur?
Levent Mazılıgüney: “Hataya yer verilmeden” ne demek? Sen analizi koyacaksın, hatan var mı yok mu başkası denetleyecek, karar verecek. Bir bilirkişi, “hata yapmadım zaten dolayısıyla beni denetlemenize gerek yok” diyemez.
Koray Peksayar: Kendi kendisine onay vermiş.
“Yüzlerce işlem yaptık deme kaç ölçüm yaptın tam sayı ver”
Levent Mazılıgüney: Yine aynı cümlede “yüzlerce işlem” yaptıklarını söylüyor. “Yüzlerce işlem” ifadesi bir anlama gelmiyor tam sayı olarak kaç tane ölçüm yaptıkları belirtilmeliydi. Misalen söylüyorum, “855 tane ölçüm yaptık” diyecek.
Ne yapıldığını görülsün, kontrol edilsin ve başka bir bilirkişi Tavşantepe’ye gidip aynı işlemi yaptığında aynı sonuca ulaşabilecek mi görülsün.
“Ek rapor 5 sayfa değil belki 1000 sayfa çıkmalıydı”
Bu dediklerinize göre yapılmış olsaydı zaten 5 sayfa değil yüzlerce sayfa belki bin sayfa rapor çıkması gerekirdi öyle değil mi?
Koray Peksayar: Tabii ki aynen öyle.
Levent Mazılıgüney: Herhangi bir bilirkişi raporunu değerlendirirken şuna bakılmalı. O konuyla ilgili başka bir uzman tarafından aynı yöntemler kullanılarak aynı sonuçlara ulaşılabilir mi ya da sonuçlar kontrol edilmeye elverişli mi? Örneğin Koray üstadım Tavşantepe’ye gidip aynı işlemleri yapsa aynı sonuçlara ulaşabilir mi?
Koray Peksayar: Ama biz daha gidip bu raporu oluşturanların hangi işlemleri yaptığını anlayamıyoruz halen.
Levent Mazılıgüney: Evet biz anlayamıyoruz. Mahkeme heyeti de rapora bakınca hangi işlemlerin yapıldığını anlayabilmeli. Mahkeme bunu nasıl denetleyecek? Hem iddia makamı hem savunma hem de hüküm verecek heyet nasıl denetleyecek? Denetleyemediği bir rapora dayalı olarak nasıl hüküm tesis edecek?
Koray Peksayar: Bu veriyle hüküm tesis etmemeleri gerekir.
“Bir dakikada bir insan 100 metre yürüyebilir”
HTS daraltılmış baz çalışması sonucunda varılan tespitler iddianamenin en önemli bölümünü oluşturmuştu. Geçen hafta savcının esas hakkındaki mütalaasının da temelini oluşturuyor denebilir. Çünkü davanın dört sanığının da Narin’in ailesinin evi ve civarında bulunmasına, HTS daraltılmış baz raporundaki tespitlere dayanarak varılıyor. Buradan da cinayetin işlendiği yer olarak Narin’in ailesinin evi ve ahırı işaret ediliyor. Bu raporla ilgili ortaya koyduğunuz soru işaretleri, raporun davaya etkisini belirleyen bu esas kısmıyla ilgili ne kadar şüpheye yol açabilir? Yani sizin altını çizdiğiniz nedenlerden kaynaklı olabilecek sapmalar, iddianamedeki ve mütalaadaki kanaati değiştirebilecek veya şüpheye düşürebilecek düzeyde mi?
Levent Mazılıgüney: Ek raporda zaten çalışmayı yapanlar kendileri 2 metre ve 1 dakikalık sapmalar olabilir demiş. Bu arada bu 2 metre ve 1 dakikayı nereden çıkarttığını da bilmiyoruz, o da açıklanmıyor. Ama kendi belirttikleri sapma payını kabul ettiğimizi varsayalım.
1 dakikalık bir sapma varsa, bir kişi 1 dakikada 100 metre yürüyebilir. Bu durumda sorduğunuz sorudaki kanaat yeterince şüpheli hale düşmüş olur. Dolayısıyla ben buna dayanarak bir sonuca ulaşılamayacağı kanaatindeyim.
“Hukukçular ‘böyle bir şey olamaz’ diyor ama Narin Davası’nın hassasiyeti nedeniyle konuşmuyor”
Koray Peksayar: Bence de ulaşılamaz. Çünkü baz istasyonunun üzerinde bir kimsenin cep telefonu algılayıp da ona doğru dönecek çanakları yok. O sadece belli bir mesafede, belli açılarda antenleri olan bir sistem. Baz istasyonuna öyle sihirli bir şey manası yüklemek doğru bir yaklaşım değil.
Bu raporu önde gelen hukukçulara da gösterdim, hepsi nasıl böyle bir rapor hazırlanabilinmiş olduğuna şaşırdı. Hiçbir teknik tarafı yok.
Levent Mazılıgüney: Benim konuştuğum ceza avukatları da “böyle bir şey olmaz” diyor. Fakat Narin dosyasının hassasiyeti nedeniyle bir değerlendirmede bulunmak istemiyorlar.
Ama bu oluşan ortam sonrası açısından çok tehlikeli. Dediğim gibi, eğer biz burada “daraltılmış baz kesin sonuç verir” diye bir algıya izin verirsek sonrasında birçok insanın mağdur olabileceğinden kaygılanıyorum.
“Geriye dönük daraltılmış baz verileriyle herkes terörist, hırsız, namussuz ilan edilebilir”
Koray Peksayar: Aynen öyle daha sonra yapılacak yargılamalar için dikkatli olmak gerekiyor. Yani bu şekilde geriye dönük daraltılmış baz verileriyle herkes terörist, hırsız, katil, namussuz ilan edilebilir.
Ayrıca şunu belirteyim. Ben bir kız babasıyım. Narin Davası özelinde kişisel kanaatim bütün mezranın cezalandırılması gerektiği yönünde.
Levent Mazılıgüney: Ben de Koray Üstadım ile aynı fikirdeyim. Benim vicdanımda bütün köy mahkûm. Ama benim vicdanımda mahkûm olmuş olması, ceza yargılamasında mahkûm olması için yeterli değildir.
“Romalılar kan görmek istiyor” diye arenadaki oyunları masum gösteremeyiz. Ağır ceza mahkemesi salonlarını da gladyatör arenalarına çeviremeyiz. Türkiye’de maalesef halkın öfkesinin soğumasına yönelik böyle işler çok yapılıyor.
Ama Roma’daki o arenaların en büyük fonksiyonu, halkı oyalayıp politik kusurları örtmek ve bir taraftan da halka korku salmaktı. Yani insanlara şunu düşündürtmek: “Bir gün ben de orada olabilirim?”
Ayrıca diyelim ki buradaki hesapların tamamı önerdiğimiz şekilde denetlendi ve hepsinin de doğru olduğu görüldü. Peki, o kişiler o esnada orada. Ama onun işlediğine dair somut, fiziki deliller ne?
Bu verilerin doğru olduğu kanıtlanmış olsa bile mutlaka başka delillerle desteklenmesi gerekiyor. O yüzden bütün kararlarda HTS yardımcı delil olarak nitelendirilir. HTS bir yardımcı delildir. Mutlaka yanına olaya yönelik başkaca deliller eklenmelidir.
“Dünyanın hiçbir yerinde geriye dönük daraltılmış baz verilerinin kullanıldığını duymadım”
Bu şekilde bir daraltılmış baz çalışması Avrupa’da, ABD’de, başka yerlerde kullanılıyor mu? Eğer bu şekilde geriye dönük olarak insanların nerede bulundukları tespit edilebiliniyorsa sadece Türkiye’de değil dünyada çözülemeyecek cinayet dosyası, suç dosyası kalmaz gibi anlaşılıyor.
Koray Peksayar: Kullanılsaydı biliyor olurduk büyük ihtimalle. Avrupa’da, ABD’de veya dünyanın hiçbir yerinde, Narin Davası’ndaki gibi geriye dönük daraltılmış baz verilerinin kullanıldığını duymadım.
Levent Mazılıgüney: Ben bilmiyorum. Anlık olarak yapıldığını biliyoruz ve belirttiğim gibi anlık olarak yapılırsa makule yakın bir hata payı ile dikkate değer bir veri olur. Ancak geriye dönük olarak bunun uygulandığı bir örnek bilmiyorum.
Türkiye’de açık kaynaklarda iki davada kullanıldığından bahsediliyor ama onlarda da zaten başlıca delillerin olduğu, daraltılmış baz verilerinin yan delil olarak kullanıldığı söyleniyor.