Ana SayfaGÜNÜN YAZILARINarin cinayetindeki yeni veriler ‘müebbet’ kararını da davadaki gazeteciliği de tuşa getirmiş...

Narin cinayetindeki yeni veriler ‘müebbet’ kararını da davadaki gazeteciliği de tuşa getirmiş görünüyor

Onur Erkan, Serbestiyet’te yayımlanan haber ve söyleşileriyle ilk derece mahkemesinin Narin cinayetinde verdiği müebbet kararlarını ve o dava boyunca neredeyse savcı rolü oynayan gazetecileri epeyce hırpalamıştı; şimdi, adli bilişim uzmanı Tuncay Beşikçi’yle yaptığı söyleşide ortaya serilen somut veriler bu iki müessesenin (yargı ve basın) sahiplerini çok zor bir pozisyonda bırakıyor. Beşikçi’nin hazırladığı uzman raporu istinaf mahkemesine sunuldu. Bu vesileyle: Narin cinayeti davasında ‘katil aile’ hükmüne mahkemeden önce varan gazetecileri bu noktaya sürükleyen âmiller hakkında neler söyleyebiliriz?

Kamuoyu ilgisinin yoğunlaştığı, üzerinde hassas tartışmaların yapıldığı haberler söz konusu olduğunda gazetecilerin -aslında her haber için geçerli olan- kamuoyunu dürüst bir biçimde bilgilendirme sorumluluğu hayati bir önem arz eder. Böyle durumlarda gazeteciler her zamankinden fazla peşin hükümlerden ve önyargılardan uzak olmak; olgulardan hareket edip onların sınırları içinde kalmak; kendi siyasi görüşlerinin haberlerini esir almaması için azami gayret göstermek zorundadır. Bu kriterleri takmayan bir gazeteci, kâh farkında olarak kâh olmayarak takip ettiği haberin kimi boyutlarını ya atlar ya işine gelen yanlarını abartır ve sonuçta haber şu ya da bu derecede sakatlanır. Böyle bir gazeteci, haberinin yayımlanmasından sonra kendisini birçok tatsız sonuca karşı hazırlamalıdır.

Narin cinayeti davasında Türkiye’nin önde gelen adli bilişim uzmanlarından Tuncay Beşikçi’nin birinci derece mahkeme kararının temel dayanağı olan dijital delilleri değerlendirdiği rapor, yalnız birinci derece mahkemesinin yargıçlarını değil dava boyunca gazeteciden çok savcı gibi davranan gazetecileri de zora sokacak somut veriler içeriyor.

Hatırlayalım: Diyarbakır’da 8 yaşındaki Narin Güran’ın öldürülmesiyle ilgili davada Narin’in annesi Yüksel Güran, ağabeyi Enes Güran ve amcası Salim Güran “İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme” suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet, komşuları Nevzat Bahtiyar ise “Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” suçlamasıyla 4 yıl 6 ay hapis cezası almıştı.

Narin’in ağabeyi Enes Güran’ın avukatı Mustafa Demir ile annesi Yüksel Güran’ın avukatı Yılmaz Demiroğlu’nun talebiyle hazırlanan rapor, birinci derece mahkeme kararını değerlendirecek olan istinaf mahkemesine sunuldu.

Bu yazıda önce Tuncay Beşikçi’nin, aile üyelerinden üçüne müebbet kararı verilmesinde dayanak noktası olan dijital deliller hakkındaki tespitlerinden en çarpıcı olan ikisini özetleyecek (tamamını Serbestiyet TV’deki videodan izleyebilirsiniz), ikinci bölümde de Narin davasında ve başka pek çok örnekte gözlediğimiz problemli gazeteciliğin kaynakları üzerinde duracağım.

Tuncay Beşikçi, Onur Erkan’ın sorularına, savunduğu şeye gerçekten inanan insanların rahatlığı ve huzuruyla cevap veriyor. Fakat bu belalı davada sanık avukatlarından gelen teklifi kabul etmeden önce epeyce düşünmüş:

“[Sanık avukatları] araştırıp beni bulmuşlar. Ben da sadece basından okuduğum için çekindim açıkçası. Çünkü sanıklara karşı herkes cephe almış vaziyetteydi. Açıkçası ben avukatımı aradım, alayım mı davayı diye. Çünkü ben uzun zamandır yapay zekâ güvenliğiyle ilgili olarak yurt dışına çalışıyorum, biraz uzak kalmak istiyorum, kara düzenin içinde kedimi heba etmeyeyim diye. O yüzden ancak tanıdığım, kıramayacağım avukat arkadaşlarım davalarını getirdiğinde mütalaa sunuyordum.

“Fakat bu daraltılmış baz raporunu görünce…”

“Fakat bu daraltılmış baz raporunu görünce, dedim bu olmaz, olamaz, böyle bir şey olamaz, inanamadım gözlerime… Avukatımı aradım, o da ‘evet, orada bir şeyler oluyor, kimse de çıkıp konuşmuyor, bilimsel bir şey yok ortada, arka planda dönen başka şeyler duyuyoruz’ dedi. Normalde aman sakın bulaşma, bir de senle uğraşmayalım diyen avukatım ‘bak o davaya’ deyince [kararımı verdim].”

Dosyadaki, sanıkları müebbet hapse götüren en önemli dijital delil olan daraltılmış baz raporu için Tuncay Beşikçi’ye “böyle bir şey olmaz, olamaz” dedirten şey neydi peki? Şuydu: Böyle bir terimi ilk kez duyuyordu. Yıllarını verdiği dijital delil değerlendirme faaliyeti sırasında okuduğu yüzlerce vaka örneğinin hiçbirinde böyle bir şeye rastlamamıştı. Bunun üzerine, davayı almaya karar verdiği o akşam ilk iş olarak böyle bir teknolojinin var olup olmadığını, akademide ya da somut davalarda bundan söz edilip edilmediğini anlamak için ilgili literatür içine gömülüp araştırmaya başladı:

“Yurtdışında bu işin tepesinde olan profesörüme sordum, bir GSM şirketinin başında olan bir arkadaşım var Portekiz’de ona sordum, ikisi de yok böyle bir şey, saçmalık bu falan deyince akademik çalışmalara bakmaya başladım. Yok.

“Bunun gidişatına da baktım. Narin davasından sonra da kullanılmış, hem de 12 yıllık bir cinayetin çözülmesinde kullanılmış. Aynı bilirkişiler. Sonra dedim bu tehlikeli bir yere gidiyor, çünkü çok insanın başını yakabilir bu olay, birinin ya da birilerinin buna dur demesi lazım. Bilimsellikle hiçbir alakası olmayan hayal ürünü bir şey bu. Hatta böyle bir şey ancak bir hikâyede olabileceği için ‘Daraltılmış baz hikâyesi’ başlığıyla bir yazı bile yazdım. İşte böyle başladım. Bütün imajlar, raporlar ve kamera görüntüleri bana teslim edildi, [çalışmaya başladım].”

Tuncay Beşikçi’nin ‘imajlar’ dediği şey, davada mahkûm olan dört kişinin telefon kayıtları… Bunları biraz sonra ele alacağız, şimdilik daraltılmış baz ‘hikâyesi’nde kalalım. (Daha önce söylediğim gibi Beşikçi’nin üçlü iştigal alanından biri olan kamera kayıtları hakkındaki değerlendirmelerine burada yer vermeyeceğim. Çok uzun ve çok teknik olan bu değerlendirmeler için Serbestiyet TV’deki videoya bakabilirsiniz.)

“Dünyada kimsenin bilmediği daraltılmış baz yöntemini 15 Temmuz darbe girişimine, Doğukan Büyükışık cinayetine uygulayın, onlar da çözülüversin”

Gazetecilerin ve toplumun eski davalardan çok iyi bildiği, hatta ezber ettiği baz incelemesi, bir kişinin cep telefonunun verdiği sinyallere bakarak o kişinin belli bir anda nerede olduğunu birkaç yüz metrelik yanılma payıyla tespit edilmesinde kullanılan bir sistem. Türkiye’yle birlikte dünyanın da ilk kez duyduğu daraltılmış baz ise bunu bir-iki metrelik yanılma payıyla becerebilen ‘aşkın’ bir sistem. Daraltılmış baz raporu, Narin cinayeti davasının en önemli dijital delili; çünkü davada mahkûm olan dört kişinin cinayetin işlendiği kısa zaman aralığında aynı evde ve bitişiğindeki ahırda olduğu bu sayede ‘ispatlanmıştı…’

Tuncay Beşikçi, bu kadar marifetli bir yöntemin Türkiye’yi sarsan birçok olayda ve cinayette neden kullanılmadığını soruyor haklı olarak:

“Türkiye’de 93 milyon abonelik var. Bu demektir ki bu telefonları kullanan kişilerin yer tespitleri geçmişe dönük olarak net bir biçimde yapılabilir. E, bu yapılabiliyorsa hiçbir suç cezasız kalmaz. Ne bileyim, 15 Temmuz çözülür. Yollarsın Akıncı Hava Üssü’ne, o gece kim neredeymiş, ne yapmış belli olur. (…) Doğukan Büyükışık cinayeti mesela. Narlıdere’ye gönder bu bilirkişi arkadaşı, kim o cinayete intihar süsü vermeye çalışmış, etrafında kim varmış, oda oda buluyor ya, orada da bulur herhalde. Bunları beklemek hakkımız, değil mi? Madem devletin elinde böyle bir imkân var… Ve bir kanalın dediğine göre bunu Türkiye’de sadece tek bir polis yapabiliyormuş. Kırşehir Emniyet Müdürlüğü’ndeki bu arkadaşmış.”

Beşikçi’nin hayret ettiği bir nokta daha var:

“GSM operatörlerinde çalışan bir sürü mühendis var. Kaç ay geçti üstünden, biri çıkıp demez mi, bunu nasıl yapıyorsunuz diye… Daraltılmış baz nerede geçiyorsa hepsini okudum, bir kişi bile çıkıp bu nasıl bir çalışma, biz bu işin içindeyiz, böyle bir şey duymadık dememiş.” (Onur Erkan burada Koray Peksayar ve Levent Mazılıgüney’in Serbestiyet’teki itirazlarını hatırlatınca Beşikçi “evet, sadece onlar” diye onaylıyor.)

Cep telefonuna göre cinayet dakikalarında amca Salim Güran

Daraltılmış baz diye bir teknolojinin var olmadığı istinaf duruşmalarında gösterilince mahkeme heyetinin tavrının ne olacağını duruşmalar başlayınca anlayabileceğiz.

Ailenin üç üyesini müebbete götüren kararın iki temel dayanağından biri olan daraltılmış baz meselesi böyle… Şimdi de Tuncay Beşikçi’nin incelediği ikinci dijital delil alanına, dört hükümlünün cep telefonu imajlarına gelelim… Ona göre bu imajlar, özellikle amca Salim Güran’ınki mahkemeye karardan önce sunulabilseydi daraltılmış baz delili de çürütülmüş olacaktı. (Evet, aklınıza geldiği gibi: Mahkeme, kararını bu telefon kayıtlarını görmeden vermişti, gelmesini beklememişti, ki Tuncay Beşikçi böyle bir delilin beklenmemesinin kararın aceleyle alındığının bir başka kanıtı olduğu kanaatinde).  

Savcılık tarafından görevlendirilen bilirkişilerce sanıkların telefon verilerine dayanarak hazırlanan HTS daraltılmış baz raporunda Salim Güran’ın, cinayet günü 15.20’den sonra cinayetin işlendiği belirtilen Narin’in ailesine ait ev ve ahır bölgesinde olduğu tespiti yapılmıştı.

Beşikçi ise Salim Güran’ın o dakikalarda yoğun bir cep telefonu meşguliyeti içinde olduğu tespitini yapıyor:

“Cep telefonunda kullanılan Dijital Denge özelliği sayesinde tüm aktivitelere ulaşılabildiği, 21 Ağustos 2024 tarihinde 15:08’de Sanık NEVZAT BAHTİYAR ile 42 sn’lik görüşmesinin ardından 15:14’de Instagram’da bir hikaye görüntülendiği, 15:21 itibariyle yoğun bir telefon kullanımına başladığı, tamamı raporun ilgili bölümünde sunulan kullanım bilgilerine göre Sanık SALİM GÜRAN’ın altın ve demir çelik fiyatları hakkında haberler okuduğu, Harem adlı altın fiyatı gösteren uygulamaya çok sayıda giriş çıkış yaptığı, ayrıca Instagram, WhatsApp, Tiktok, Hesap Makinesi, Yapı Kredi Mobil, Mesajlar, QNB ve Chrome uygulamaları arasında geçişler yaptığı ve saat 15:59’a kadar yoğun bir şekilde telefon kullandığı…”

Sanıklardan Yüksel Güran’ın avukatı Yılmaz Demiroğlu, X hesabından yaptığı paylaşımda, Beşikçi’nin raporundaki tespitlerin, sanıklardan Nevzat Bahtiyar’ın cinayetle ilgili anlatımını çökerttiğini savundu. Beşikçi de “Bu, faili meçhul bir cinayettir” yorumunu yapıyor.

Beşikçi’nin raporu, birinci derece yargısının bu davada sınıfı geçemediğini gösteriyor. Bakalım istinafta neler olacak.

Sonraki yazıda: Narin cinayetinin altında kalan ikinci enkaz, gazetecilik.

- Advertisment -