MHP lideri Devlet Bahçeli, CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu hakkında “Mahkeme ivedilikle karara bağlanmalı; suçsuzsa beraatı, değilse tecziyesi temin edilmeli” ifadelerine yer verdiği bir çağrı yapmıştı.
MHP’nin gazetesi Türkgün’ün başyazarı Yıldıray Çiçek, bugünkü (17 Nisan) yazısını Bahçeli’nin çokça yorumlara konu olan çağrısına ayırdı.
Çiçek’in yazısı şöyle:
“MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, geçtiğimiz günlerde İBB’ye yapılan ‘Yolsuzluk, rüşvet, terör’ odaklı operasyonla alakalı ‘İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni saran hırsızlık, rüşvet ve yolsuzluk iddialarından dolayı Silivri Cezaevi’nde bulunan zanlı Ekrem İmamoğlu’yla ilgili mahkeme süreçlerinin ivedilikle görüşülüp karara bağlanması gerekmektedir. Tanık ifadeleri, sarih ve sahici delillerle birlikte diğer sair bilgi, belge ve bulguların dava dosyasına eksiksiz ilavesinin yapılması suretiyle kovuşturma etapları tamamlanmalı, şayet zanlı Ekrem İmamoğlu suçsuzsa beratı, değilse tecziyesi maşeri vicdana muvafık halde mutlaka ve olabilecek en kısa sürede temin edilmelidir. Televizyon ekranlarından, gazete sayfalarından ve sosyal medya platformlarından sabah akşam kerameti kendinden menkul bir yolsuzluk failiyle ilgili abuk sabuk görüş, düşünce ve paylaşımları aziz milletimiz dinlemeye ve izlemeye mecbur değildir’ çağrısında ve değerlendirmesinde bulunmuştu.
Herkes bu açıklamaları kendi bakış açısına ve duruşuna göre değerlendirdi. Oysa burada duruş noktasına ya da yakınlığına bağlı olarak farklı yorumlanacak bir durum söz konusu değil.
CHP’nin bu durumu açıkça toplumsal bir çatışmaya dönüştürme çabası içinde olduğu görülmektedir. Sokak çağrılarının üniversitelilerden liselilere kadar indirgenmeye çalışıldığı da oldukça nettir.
‘Yolsuzluk, rüşvet, terör’ odaklı suçlamalar, televizyon ekranlarında sabahtan akşama kadar magazinsel bir boyuta getirilmekte… Gerek hükümet yanlısı gerekse muhalefet yanlısı yorumcular, bu duruma sürekli bir katkı sağlamaktadır.
MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, ortada bir sorun olduğunun ve bunun daha fazla kokuşmadan çözülmesi gerektiğinin altını çizmektedir. Açıklaması, yoruma ihtiyaç duymayacak kadar nettir.
Sayın Bahçeli, yargılama sürecinin sulandırılmadan, gölgelenmeden, istismar edilmeden ve toplumsal çatışmalara araç yapılmadan, hukuki çerçevede hızla sonuçlandırılmasını vurgulamaktadır.
Ruşen Çakır’ın ‘Bahçeli burada bir beraat ihtimalinden bahsediyor’ şeklindeki algı yaratma çabası, açıkça olayı kendine yontma girişimidir. Ne Ekrem İmamoğlu’nu destekleyenlerin anladığı gibi ‘İmamoğlu suçsuzdur’ demiştir, ne de bazı yorumcuların iddia ettiği gibi ‘Dosyayı hemen kapatın’ çağrısında bulunmuştur.
İBB’ye yönelik ‘yolsuzluk, rüşvet, terör’ odaklı suçlamalar, oldukça ciddi iddialardır. Ancak kamuoyu vicdanının tatmin edilmesi ve hukuki zeminin sağlam bir şekilde oluşturulması için bu iddiaların somut delillerle ispatlanması şarttır.
Şahsen bana ‘Ekrem İmamoğlu ve ekibi bu suçları işledi mi?’ diye sorulsaydı, kanaat ve hissiyatım doğrultusunda tereddütsüz ‘Evet, işlediler’ derdim.
İmamoğlu’nun bugüne kadar yaptıkları ya da yapmadıkları, İBB bütçesinin nerelere harcandığı incelendiğinde, bu kanaatin temelsiz olmadığı görülecektir.
Ancak böylesi yargılamalar, hissiyat ve kanaat üzerinden değil, hukuki dayanaklara bağlanmalıdır.
Kimsenin şeref, onur ve haysiyetiyle oynanmadan, iftira atılmadan, yalan karıştırılmadan ve hiç kimsenin siyasi menfaatleri için istismar alanı yaratılmadan bu tür davalar adaletle sonuçlandırılmalıdır.
Sayın Bahçeli’nin açıklamasının ana omurgası budur ve sorumlu bir siyaset anlayışına dayanmaktadır.
Hiç kimse bu açıklamaları kendi menfaatine ya da saplantılarına göre çarpıtmamalıdır.”