İzlemek için:
Günaydın efendim, iyi bir hafta diliyorum. Geçtiğimiz hafta içinde Papa öldü. “Halkın Papası” olarak biliniyordu.
Fakirlere, ezilenlere büyük destek vermiş. Şimdi yeni bir Papa seçilecek. İki yüz küsur kardinal oy verecek.
Tabii, ortada anket yok. Anket olmadığı için kimlerin seçilebileceği belli değil. İki İtalyan, bir Alman, bir Macar, iki Afrikalı ve bir de Filipinli olabileceği söyleniyor.
Gelelim İran ile Amerika arasında nükleer konuda pazarlığa. Şimdi, bu pazarlığın içine bir de Rusya’nın girdiği belirtiliyor. Rusya, zenginleştirilmiş İran uranyumunu depo olarak Rusya’ya verebileceğini ve dolayısıyla bunun güvende olabileceğini söylüyor.
Bu, ne ölçüde Trump’ın kabulüne mazhar olur, belli değil. Bu arada, dışarıdan İsrail de daha kışkırtıcı, daha sert bir tutum içinde ve diyor ki: Mutlaka İran’ın nükleer silah yapma altyapısını yok etmek lazım.
Hindistan ile Pakistan, Keşmir meselesi dolayısıyla yine birbirlerine girdiler.
Allah’tan her iki tarafta da nükleer silah olduğundan büyük bir harp beklenmiyor. Yani, Keşmir sorunu bir türlü çözülemedi üç asırdan beri. Bir kısmı Pakistan’da, bir kısmı Hindistan’da, bir kısmı ise Çin’de.
Acaba Keşmir sorununu çözmek için, üçünün bir araya gelmesiyle ayrı bir Keşmir devleti mi kurmak lazım, bilmiyorum. Kolay bir mesele değil.
Elon Musk hakkında yeni bir rezalet ortaya çıktı.
Daha doğrusu, kendisi beyan etti. Dedi ki: “Ben işimle de uğraşmam lazım.” Yani, hem hükümetin içinde olacak hem de ticaret yapacak.
24 saatte bitiririm.” dediği bir mesele. Ancak Putin, Trump’ı pek dinlemiyor.
Şimdi, Trump evvela dedi ki: “Kiev’in Rusya’ya verilmesini kabul ederim.”
Aslında Kiev, 70’li yıllarda —o zaman Ukrayna, Sovyetler Birliği’nin bir parçasıydı— Ukrayna’ya hediye olarak verilmişti. Şimdi, Sovyetler Birliği çöktüğüne ve tabir caizse evlilik sona erdiğinden, Trump geri isteme hakkını, geri alma hakkını kendinde görüyor.
Diğer taraftan Donetsk ve Luhansk meseleleri var. Yani, Rusların işgal edip “ilhak ettik” dediği yerler. Burada önemli ölçüde Rus da var.
Zaten onların ortaya çıkmasıyla, daha doğrusu rahatsızlıklarını silahlı şekle döndürmeleriyle bu mesele ortaya çıktı. Oradaki Rus azınlığın bazı haklarının ihlal edildiği, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı tarafından belirtilmişti. Yani, Rusya bunu bahane olarak kullanıyor.
Trump, Putin’e kızıyor. Başta Putin’i çok iyi niyetli görüyordu. Şimdi ise o iyi niyetinden ciddi şekilde şüphe duymaya başladı.
Gazze’de, malum, İsrail bombardımanları devam ediyor. Ancak önemli bir gelişme var: Filistin Başkanı Abbas bir yardımcı tayin etti. Aslında Abbas’ın bu işi bırakıp artık Filistin’de yeni bir yönetim kurulması lazım.
Böylece İsrail’in elindeki argüman da alınmış olur. Yani, Hamas’ın bulunmadığı ama Filistinlilerin yönettiği ve belki de uluslararası bir toplumun desteğiyle yürütülen bir Filistin devleti kurulursa, iki devlet sorunu çözülebilir.
Şimdi ilginç bir şey: Trump bir şeyi başardı. Bütün dünyayı Amerika’ya karşı hale getirdi. Bugün bakıyorsunuz, Kanada’da seçimler oluyor. Kim Trump’a daha sert çıkarsa, o oy topluyor.
Yani, bu büyük bir başarı: bütün dünyayı Amerika’ya karşı hale getirmek. Fransa’da bir imam öldürüldü. Şimdi, bu tabii tatsız bir şey.
Yalnız, Gazze’deki olaylar ister istemez dünyanın çeşitli bölgelerinde Müslümanlarla Musevileri karşı karşıya getirecek. Bunlar ferdi cinayetler olmakla beraber, devletlerin pek kolay önleyebileceği şeyler de değil. Bu nedenle Filistin meselesinin çözümü ve iki devletin kurulması, belki de Orta Doğu Barışı’nın anahtarı olacaktır.
Durum bu. Yoğun bir haftaydı. Önümüzdeki haftanın daha az yoğun olacağını söylemek de pek mümkün değil.
Saygılar sunuyorum efendim.