Ana SayfaANALİZLERANALİZ | Can Holding operasyonunda iktidar içi hesaplaşmalar: Sabah, “Birileri...

ANALİZ | Can Holding operasyonunda iktidar içi hesaplaşmalar: Sabah, “Birileri Kenan Tekdağ’ı kurtarmaya” çalışıyor” dedi, Uçum danışmanlık iddiasına kızdı

Habertürk ve Show TV’nin sahibi Can Holding’e yapılan operasyonda gözaltına alınan Kenan Tekdağ adli kontrolle serbest bırakıldı. “Suç örgütü kurmak”, “kara para”, “kaçakçılık”la suçlanan holding patronları ise aranıyor. Sabah yazarı Dilek Güngör: “Turgay Ciner'den medya grubunu aldılar. Başına da birilerinin bugünlerde 'ağabey' diyerek kurtarmaya çalıştığı, Can'larla aile bağları olan Kenan Tekdağ'ı geçirdiler.” Mehmet Uçum ise “Cumhurbaşkanı başdanışmanlarından birinin yakını Can Holding bünyesindeki şirketten danışmanlık adı her ay 2 milyon TL alıyor” iddiasına tepki göstermişti: “Kafa karıştırmaya yönelik…”

Geçen hafta başlayan Can Holding soruşturmasında 10 kişi hakkında gözaltı kararı verilmiş, Holding bünyesindeki 121 şirketin idaresi TMSF’ye devredilmişti.

Gözaltı kararı verilen 10 kişiden, Can Holding bünyesinde bulunan Habertürk ve Show TV’nin yöneticilerinden Kenan Tekdağ ile Cemal Can, Devran Can, Devran Çimen ve Kemal Çimen olmak üzere 5’i operasyonun başladığı 11 Eylül Perşembe günü gözaltına alınmıştı.

4 günlük gözaltı süresi dolan ve Jandarma KOM Şube ekiplerince ifadeleri alınan 5 isim, Maslak Jandarma’dan bu sabah (15 Eylül) Küçükçekmece Adliyesi’ne sevk edildi.

Kenan Tekdağ, adli kontrolle serbest bırakıldı.

Hakkında gözaltı kararı verilen diğer 5 isimden Mehmet Kaya ise dün gözaltına alınmıştı. Ağrı’da gözaltına alınan Mehmet Kaya’nın İstanbul’a götürüldüğü öğrenildi.

Kemal Can ile Mehmet Şakir Can aranıyor

Soruşturmada gözaltı kararı verilen diğer 4 isim Kemal Can, Mehmet Şakir Can, Rumert Onur Can ve Murat Can ise halen aranıyor.

Ağrı Doğubeyazıtlı olan Can ailesine ait holdingin 52 yaşındaki patronu Kemal Can ile kardeşi Mehmet Şakir Can, “suç örgütü lideri” olmakla suçlanıyor. Kemal Can ile Mehmet Şakir Can, holdingin ilk kurucusu olan Zamanhan Can’ın oğulları.

Kenan Tekdağ’ın tansiyonu yükseldi, hastaneye götürüldü

Sabah’ın haberine göre; Kenan Tekdağ, Maslak Jandarma’da, savcılıkta ifade vereceğini belirterek susma hakkını kullandı.

Tekdağ, bugün sevk edildiği Küçükçekmece Adliyesi’ndeki savcılık ifadesini vermek üzere beklerken tansiyonunun yükseldiğini söylemesi üzerine ambulansla Bakırköy Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Tekdağ, operasyonun başladığı 11 Eylül Perşembe günü de tedavi için gittiği hastanede gözaltına alınmıştı.

Ciner döneminde de grubun başındaydı, Can’ların hemşerisi

Habertürk, Show TV, Bloomberg HT’nin dahil olduğu medya grubunun Aralık 2024’te Can ailesi tarafından satın alınmasından önceki sahibi Turgay Ciner döneminde de medya grubunu başında olan Tekdağ da Can ailesi gibi Doğubeyazıtlı.

Tekdağ’ın Can ailesiyle akrabalık ilişkisi olduğu iddia ediliyor.

“Sahte bir itibar ve güç elde etmeye çalıştıkları…”

Can Holding’le ilgili soruşturmanın 2022’deki başlatıldığını ve 2020-2021 arasındaki 88 milyar TL’lik kara para girişi tespit edildiği iddia ediliyor.

Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan operasyonla ilgili yapılan açıklamada, “Can Holding bünyesinde faaliyet gösteren şirketler üzerinden suç işlemek amacıyla örgüt kurulduğu, bu örgüt aracılığıyla nitelikli dolandırıcılık, vergi kaçakçılığı ve kaynağı belirsiz gelirlerin şirket hesaplarına sokulması, suçtan elde edilen gelirlerin aklanmasına yönelik çok yönlü eylemler gerçekleştirildiği belirlenmiştir” ifadeleri yer almıştı.

Açıklamada, Can Holding’in dikkat çeken çeşitli sektörlerdeki şirket alımlarının suç gelirleriyle finanse ettiğinin tespit edildiği belirtilerek şu ifadelere yer verilmişti:

“Bu yolla örgütün hem ekonomik gücünü artırmayı hem de kamuoyu nezdinde meşruiyet kazanmayı hedeflediği anlaşılmıştır. Şüphelilerin yasa dışı yollarla elde ettikleri kazançları farklı sektörlere yönlendirerek hem akladıkları hem de ekonomik hayatta sahte bir itibar ve güç elde etmeye çalıştıkları ortaya çıkarılmıştır.”

Sabah yazarı: “Birilerinin kurtarmaya çalıştığı Kenan Tekdağ’ı grubun başına geçirdiler”

Sabah yazarı Dilek Güngör, dünkü “Bir kaçakçının anatomisi” başlıklı yazısında hem Can ailesi mensuplarının merkezinde olduğu geçmişteki sigara kaçakçılığı soruşturmalarıyla ilgili bilgiler paylaştı hem de yeni başlayan operasyonla ilgili iddialara yer verdi.

Güngör, şunları yazdı:

“2002’deki Duman Operasyonu, Can Ailesi’nin erken dönem faaliyetlerini açığa çıkardı. O dönemde 8 trilyon TL değerinde kaçakçılık ağı ve 4 milyon paket sigara ele geçirildi. Zamanhan Can ile oğulları Kemal ve Mehmet Şakir Can hem Türkiye’de hem uluslararası operasyonlarda sigara kaçakçılığı suçlamalarıyla gözaltına alındı.

2016’da 11 ülkede yürütülen operasyonlarda ‘küresel baronlar’ arasında anıldılar. 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu kapsamında hapis cezası aldılar, milyonlarca liralık adli para cezası ödediler.

Bu gelirleri daha sonra kara para aklama mekanizmalarıyla sisteme soktular. Savcılığın MASAK raporlarına dayandırdığı rakam 88 milyar TL. Bugünkü kurla 2 milyar dolar…

Parayı iştirakler üzerinden sisteme aktardılar. Örneğin, Enerji Petrol ile akaryakıt istasyonları kurdular. Awox, Seikon, Telefox, Energia markalarıyla dayanıklı tüketim grubunda Çerkezköy, Lüleburgaz ve Mersin’de fabrikalar açtılar. Arkasından itibar edinimi için eğitim sektörüne girdiler. 2019’da Amerika’da halka açık olan Laureate International’dan Bilgi Üniversitesi’ni, 2022’de Doğa Koleji’ni aldılar. Bu satın almalar, prestij kazanımı sağlarken aynı zamanda kaçakçılıkla edinilen servetin ‘yasal’ zemine taşınmasını kolaylaştırdı.

Sonra da Aralık 2024’te Turgay Ciner’den Habertürk, Show TV ile Bloomberg HT medya grubunu aldılar. Başına da birilerinin bugünlerde ‘ağabey’ diyerek kurtarmaya çalıştığı, Can’larla aile bağları olan Kenan Tekdağ’ı geçirdiler. (O dönemi hatırlıyorum. Rekabet Kurulu’ndan uzun zaman Can Holding’in medya satın almasına onay çıkmadı. Can Holding, Ciner Medya Grubu’nun hisselerini 575 milyon dolara satın alacağını kuruma beyan etti. Holding adına satın almayı yapacak Kemal Can ise yıllık gelirini 875 bin TL olarak kayda geçirtti. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu… Öyle ya… 875 bin TL’lik yıllık gelirle 575 milyon dolara devralacaklarını söyledikleri bir gruba talip olmak… Garip değil mi? Öğrendiğime göre, o para da ödenmemiş durumda… Cüzi bir miktarın ödendiği, büyük ödemenin mayısta olacağı iddia ediliyor. Ciner’i ticari hayattan tanıyanlar ‘Bir malın parasını almadan devretmez’ diyor. O zaman medyayı nasıl devretti, muamma tabii!)

Neyse devam edelim… 2025’te ise bu kez Türkiye’nin en köklü inşaat şirketlerinden Tekfen Holding’de ortaya çıktılar. Rekabet Kurulu’ndan izin alamasalar da yüzde 40’ın üstünde bir oy oranıyla genel kurulda tüm yönetim kurulunu ele geçirdiler. Can’ların hikâyesi aslında Türkiye’nin son 30 yılda yeni sermaye gruplarının yükselişinde kaynağı belirsiz para girişlerinin ve gri ekonomi ilişkilerinin nasıl belirleyici olduğunu çarpıcı biçimde gösteriyor.”

“Cumhurbaşkanı başdanışmanı” iddiasına Mehmet Uçum’dan tepki: “Kafa karıştırmaya yönelik…”

Operasyonun ardından gazeteci Barış Pehlivan, Onlar TV Youtube kanalındaki yayında, “Cumhurbaşkanı’nın başdanışmanlarından birisinin yakın ailesinden bir kişinin Can Holding bünyesinde el konan bir şirketten her ay 2 milyon TL danışmanlık ücreti aldığı” iddiasını dile getirmişti.

İddianın dile getirilmesinin ardından Cumhurbaşkanı başdanışmanlarından Mehmet Uçum, X hesabından avukatı Zeynep Yıldırım’ın açıklamasını paylaşmıştı.

Uçum’un paylaştığı açıklama şöyleydi:

“Yine bir savcılık soruşturması üzerinden hakkımda ortaya atılan asılsız iddialara ilişkin avukatım tarafından yapılan açıklamayı kamuoyunun bilgisine sunarım.

Savcılık tarafından başlatılan bir soruşturma kapsamındaki şirketlerle ilgili yapılan bazı haberlerde Müvekkilim Mehmet Uçum dahil tüm Cumhurbaşkanlığı başdanışmanlarını zan altında bırakan ifadeler yer alıyor.

Tüm irtibat ve iltisakları yargı süreçleri ile ortaya çıkacak olan bazı çevrelerce müvekkilim Mehmet Uçum ile ilgili devam eden bir soruşturma üzerinden tamamen algı yaratmaya ve kafa karıştırmaya yönelik iftira içerikli paylaşımlar yapılıyor.

Müvekkilin kamu görevine zarar verme kastıyla yapılan, hukuken ve vicdanen izah edilebilecek hiçbir yönü olmayan, haksız ve gerçeğe aykırı paylaşım ve haberlerle Müvekkilin kişilik haklarına saldırıda bulunuluyor.

Ahlaki ve insani tüm değerlerden yoksun bu paylaşımlar tarafımızdan ciddiyetle takip edilmekte olup, hukuk tarafından korunması mümkün olmayan bu paylaşımları yapanların en ağır şekilde cezalandırılmasına yönelik kanuni işlemler için başvurularımızı yapıyoruz.”

- Advertisment -