PKK Kurucu Kadrolarından Duran Kalkan, Medya Haber TV’de soruları yanıtladı.
Çözüm sürecinin gidişatına ilişkin değerlendirmeler yapan Kalkan, şunları söyledi:
“Meclis başkanlarının konuşmaları en önemli şeylerdendi”
“Bazı önemli tartışmalar oldu ama giderek meselenin özüne girmeyen, adını koymayan, neyle uğraştığı belli olmayan bir duruma geldi. Adı Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu ama demokratikleşme üzerinde durmuyor, ‘demokrasi var’ diyor. Kardeşlik, ‘zaten kardeşlik de var, bu Kürtler terslik yapmasalar, bize teslim olsalar, ne güzel kardeşlik daha da perçinlenir, o zaman milli dayanışma da güçlenmiş olur’ diyorlar. Böyle olmaz, bunun için bir komisyon kurmaya gerek yoktu. Bu işin özünü, içini boşaltmak oluyor, süreci boşlamak oluyor. Böyle olmaz, en önemli şeylerden bir tanesi neydi? Eski meclis başkanlarının tutumuydu, konuşmalarıydı. Yeni meclis başkanı başkanlık ediyor, Numan Kurtulmuş, onları dikkate almalı. Ya bu meclisi yönettiler. Bir kişi değil, iki kişi değil, sayısı da çoktu. Ve neredeyse ortak görüş belirttiler. Komisyon meselenin adını koysun dediler, kendi tanımını iyi yapsın, hızlı çalışsın, Kürt sorununun ve demokratikleşmenin komisyonu olduğunu ifade etsin. Bunu alenen ortaya koydular ve Türkiye için bir fırsat olduğunu belirttiler. Fakat sanki bundan rahatsızlık duyulmuş gibi iktidar çevrelerinden tepki geldi. Gerçekten niyetleri varsa, düşünceleri süreçten yanaysa, bunları birer vesile yapmalıydılar, topluma yansıtmalıydılar. Toplumun sürece katılımı için vesile yapmalıydılar. O insanlar bu durumları göze aldı, ifade ettiler. Gerçekten de önemliydi. Biz oldukça değerli bulduk. Türkiye kamuoyuna fazla yansıtılmadı, yeterince yansıtmak gerekli. Fakat yine öyle olmuyor, giderek basitleştiriliyor.”
“Meclis komisyonu Apo ile neden görüşmüyor”
“Görüşülüp görüşülemeyeceği de belli değil. Bunu birçok parti istedi, DEVA Partisi istedi, Gelecek Partisi istedi, MHP istedi. Ama komisyon karar alamıyor. Besbelli her şey AKP’ye bağlı. Bütün bu durumların hepsi CHP’nin üzerine yıkmaya çalışıyor AKP ama hayır kimseyi kandıramaz. AKP’nin üzerinde kalıyor. AKP hiç kimsenin üzerine yıkamaz bu durumu. Hala Önder Apo’yu dinlememesi, dinlenecek mi, dinlenmeyecek mi? Bunun hala tartışmalı olması, birkaç üyenin gitmesi gibi şeyler olması, gayriciddi sözlerin söylenmesi akıl alır gibi değil. Hani Devlet Bahçeli ya meclise gelsin, siyaset yapsın, DEM Parti grubunda konuşsun, başkan olsun demişti. Hala da söylüyor. MHP Genel Başkanı olarak ben bunun arkasındayım dedi. Cumhurbaşkanı olarak Tayyip Erdoğan da bunun bir devlet politikası olduğunu söyleyerek sahip çıktı. Fakat hani uygulandı mı? Uygulanıyor mu Devlet Bahçeli’nin sözleri? Bir de İmralı’ya gidip gitmemeyi tartışıyorlar. Niye herkes komisyona gidiyor, komisyonda konuşuyor da Önder Apo niye gidemiyor? Neden Önder Apo hala bir komisyona gidip konuşma yapacak duruma getirilmiyor? Bunun uzağında tutuluyor. Biz şunları söyleyelim, 27 Şubat’ta Önder Apo çağrı yaptı, PKK 2 ay 7 gün sonra çağrıya cevap verdi. PKK’nin örgütsel varlığını sona erdiren, silahlı mücadele stratejisini durduran kararlar alan kongre yaptı ve bunu anında bütün kamuoyuna duyurdu. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bu devlet projesini 22 Ekim 2024’te açıkladı. Neredeyse 11’inci ay doluyor. Hiçbirisi yerine getirilmedi” diye belirtti.
“Demokratikleşme adımlarının atılması gerekiyor”
“Devlet Bahçeli kendisi çağrıda yapıyor, birlikte hareket ediyoruz deniliyor ama sözlerinin hiçbirisi gerçekleşmiyor. Bu bakımdan durumu ciddi değerlendirmek gerekli. Bu iş böyle olmaz, doğru yaklaşmak lazım. Tersinden ele alınınca işin içinden çıkılamaz. Önder Apo bu yaklaşımların düzeltilmesini, tutumun net olarak herkesçe açık konmasını istedi. Biz de o görüşteyiz ve tutumdayız. Oyalama, hileler varsa yeter artık, bitmeli. Herkes gerçekten ne düşünüyor, ne yapmak istiyorsa, alenen tutumunu ortaya koysun. Yeni bir evreye süreç taşınsın. Müzakere evresi deniliyor, buraya kadar geldi. Biz yapacaklarımızı yaptık. Aslında 2013’te de biz yapacaklarımızı yapmıştık. Bir takvime bağlamıştık, güçleri çekiyorduk, ilk grupları sınıra getirdik, çıkardık. Diğerleri hareket ediyordu. Karşı taraf hiçbir şey yapmayınca süreç durdu. Şimdi de PKK tarafı olarak, biz Kürt tarafı olarak yapılması gerekenleri en erkenden, en hızlı bir biçimde yaptık. Ama şimdi sürecin ilerlemesi, demokratikleşmenin, kardeşliğin gelişmesi için, Kürt sorununun çözümü için devletin adımlar atması gerekiyor, demokratikleşme adımlarının atılması gerekiyor. Kürtlere şu verilsin, bu verilsin demiyoruz. Türkiye’nin demokrasisi gelişsin, Türkiye kardeş olsun, bütün olsun. Yoksa siyasi tehlike ortada. İsrail’in neler yaptığı, Ortadoğu’da 3. Dünya Savaşı’nın nereye geldiği ortada. Bunu öncesinden de değerlendirdik. Tekrar etmeye de gerek yok. Artık biraz düşünebilen herkes gerçekleri anlayabiliyor, görebiliyor, böyle bir ortamda hala böyle oyalayıcı, adım atamaz pozisyonunda kalmak, ondan sonra da PKK adım atmıyor diye böyle basın üzerinden töhmet altında bırakıcı, insanların algılarını değiştirici, düşüncelerini saptırıcı, zehir diliyle konuşmalar yapmak, propaganda etmek hiç kimseye fayda getirmez.”