Plana göre, “Gaza International Transitional Authority (GITA)” adıyla geçici bir yapı kurulacak. Bu yapı, başlangıçta Mısır’ın El-Arish kentinde faaliyet gösterecek, güvenlik ve insani koşullar uygun hale geldiğinde ise Gazze’ye taşınacak. GITA’nın en üstte bir yönetim kurulu olacak, karar alma mekanizmaları burada toplanacak.
Yabancıların hakimiyeti, Filistinlilerin alt kademe rolü
Plan, bölgenin yönetimini “varlıklı yabancıların” üstlenmesini, Filistinlilere ise yalnızca alt kademelerde yönetici pozisyonlarının verilmesini öngörüyor. Böylece karar süreçlerinin büyük ölçüde dış aktörler tarafından belirleneceği, Filistinlilerin ise sınırlı temsil hakkına sahip olacağı anlaşılıyor.
Komisyonlar ve icra otoritesi
GITA, insani işler, yeniden inşa, güvenlik, hukuk ve Filistin Otoritesi ile koordinasyondan sorumlu beş ayrı komisyonla desteklenecek. Altında ise Filistinli teknokratların yöneteceği bir “İcra Otoritesi” bulunacak. Yerel belediyeler hizmetleri sağlayacak ve bu otoriteye rapor verecek. Adalet sistemi ise bağımsız bir yargı kurulu tarafından denetlenecek.
Güvenlik ve barış gücü
Blair’in planı, İsrail’in askeri varlığının Gazze’den çekilmesini, yerine çok uluslu, Arap komutası altında bir barış gücünün konuşlandırılmasını öngörüyor. Ayrıca, tarafsız ve profesyonel yerel polis güçleri oluşturulması planlanıyor.
Mülkiyet ve göç hakları
Plan, Gazze’de yaşayanların mülkiyet haklarını korumak için özel bir birim kurulmasını öngörüyor. Bu yaklaşım, kitlesel zorunlu göç ve sürgün senaryolarına dair korkuları gidermeyi amaçlıyor.
Nihai hedef: Filistin otoritesine geçiş
Blair’in taslağı, nihai aşamada Gazze ile Batı Şeria’nın birleşik bir yönetim altında Filistin Otoritesi’ne devredilmesini hedefliyor. Ancak, başlangıçta PA’nın rolünün sınırlı tutulması dikkat çekiyor.
Plan, “uzaktan yönetim” ve “yabancı hakimiyet” unsurları nedeniyle Filistinlilerin egemenlik ve meşruiyet taleplerini karşılamaktan uzak bulunuyor. Blair’in geçmişte Irak işgalindeki rolü de Filistinliler ve bölgedeki bazı aktörler arasında güven sorunları yaratıyor. Diplomatik çevreler ise belgenin henüz bir taslak olduğuna ve nihai halinin değişebileceğine işaret ediyor.