Darbe girişimi sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve Kuvvet Komutanlarının en yakınındaki isimlerin bu girişimin içinde yer aldıkları ortaya çıkmıştı. Tutuklanan bu isimlerden Akar’ın yaveri Piyade Yarbay Levent Türkkan, ifadesinde darbe girişimine ilişkin önemli bilgiler verdi, 15 Temmuz gecesini dakika dakika anlattı.
“15-07-2016 günü öğleden sonra Albay Orhan Yıkılkan beni de aldı. Birlikte Tümgeneral Mehmet Dişli’nin odasına gittik. Yukarıda belirttiğim gibi O da cemaatçidir. Mehmet Dişli, Genelkurmay Proje Yönetim Daire Başkanı’dır. Odada sadece üçümüz vardık. Girer girmez darbeye ilişkin mevzuyu konuşmaya başladık. Tümgeneral Mehmet Dişli darbe teşebbüsü başladığında ilk önce Hulusi Akar Paşa’nın odasına kendisinin tek başına gireceğini, ona darbeyi tebliğ edeceğini, onun kabul etmesi halinde darbe faaliyetinin başına geçirileceğini bize söyledi. Bunu söylerken bize, “Genelkurmay Başkanı’na Kenan Evren olacak mısın, olmayacak mısın diye soracağım” şeklinde beyanda bulundu. Ayrıca Genelkurmay Başkanı’na darbeyi tebliğ ederken kendisini sevdiğimizi, saydığımızı, kabul etmesi halinde darbenin başına geçireceklerini söyleyeceğini bize bildirdi. Elinde bir not kağıdı vardı. Oraya Genelkurmay Başkanı’na söyleyeceklerini tek tek yazmıştı. Söylediğine göre Hulusi Akar darbe faaliyetinin başına geçmeyi kabul ederse, Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Akın Öztürk olacaktı. Geceyarısı 03:00’da faaliyet başlayacağı için saat 02:30’da Genelkurmay Başkanının konutunda buluşacağımızı kararlaştırdık.”
Darbe girişimini 14 Temmuz’da öğrendim
Fakir bir ailenin çocuğu olduğunu ve Fetullah Gülen Cemaati’ne mensup olduğunu anlatan Türkkan, darbe girişimini 14 Temmuz günü öğrenmiş.
“Ben darbe yapılacağını 14-07-2016 günü saat 10-11 sıralarında öğrendim. Genelkurmay Başkanı Danışmanı Kurmay Albay Orhan Yıkılkan bana darbe planladıklarını, Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları ve Orgenerallerin tek tek alınacağını, sessiz sedasız işin biteceğini, bu işin 15-07-2016’yı 16-07-2016’ya bağlayan gece saat 03:00’te yapılacağını söyledi.”
Türkkan’a darbe gecesi Genelkurmay Başkanı’nı etkisiz hale getirme görevi verilmiş.
“Bana darbenin yapılacağı gün görevimin Hulusi Akar Paşa’yı etkisiz hale getirip işi kolaylaştırmak olduğunu söyledi. Yine söylediğine göre Hulusi Akar Paşa’yı etkisiz hale getirdikten sonra Özel Kuvvetler gelip alacaktı. Ben Orhan Yıkılkan’ın bana verdiği görevi sorgulamadan kabul ettim.”
Levent Türkkan’ın ifadesinde Fetullah gülen Cemaati içindeki “abiler” yapısına da vurgu dikkat çekiyor. Türkkan bazı askerlerden “abi” olarak söz ediyor. Bunlardan biri kendisinden sorumlu olduğunu belirttiği, “Murat abi”. İfadesinde “Benden sorumlu olan Murat abimin Konya yolu OPet’in arkasındaki evine gittim. Orada önceden tanıdığım Adil ve Selahattin abiler de vardı.” diyen Türkkan, burada kendisine darbe girişiminden hiç kimseye söz etmemesi yolunda telkin yapıldığını da anlattı. Kendisiyle birlikte hareket eden ve cemaatçi olduğunu bildiği askerlerin isimlerini de tek tek veren.
Akar: Yanlış yapıyorsunuz
Fakat bu planlama tümüyle alt üst oldu. Çünkü onlar adım atmadan kısa bir süre önce de olsa darbe istihbaratı alındı.
“15-07-2016 Cuma günü saat 20-21 arasında Genelkurmay Başkanı makamındaydı. Doğal olarak ben de oradaydım. En son MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile görüştü. 1 saatten fazla görüştü. Bu görüşmede olağanüstü bir buluşma hissetmedim. Hakan Fidan makamından ayrıldıktan çok kısa süre sonra özel kuvvetlerden 20 civarında tam teçhizatlı asker karargâha girdi. Orhan Yıkılkan da Tümgeneral Mehmet Dişli de oradaydı. Tümgeneral Mehmet Dişli komutanın kapısını çalıp içeriye girdi. Dişli Paşa içeride 5 dakika civarında kaldı, aralarında ne konuştuklarını duymadık. Dışarı çıktığında, “ortada, girin” dedi. İçeriye ben, Yüzbaşı Serdar Tekin, Başçavuş Abdullah, Özel Kalem Müdürü Albay Ramazan Gözen, Orhan Yıkılkan birlikte girdik. Dişli Paşa da oradaydı. Hulusi Akar Paşa, Dişli Paşa ve bizlere hitaben “yanlış yapıyorsunuz bu böyle olmaz” dedi. Benim elimde tabanca vardı. Tabanca elimdeyken Hulusi Paşa’ya “Komutanım sizi koltuklara alalım” dedim. O da herkes içeri girince kendisi panik yaptı, bana su getirin dedi. Ben abdest alıp namaz kılacağım, üzerimi değiştireceğim dedi. Arka taraftaki odasına Serdar Yüzbaşı ve Abdullah Başçavuşla birlikte girdiler. Orada üzerini değiştirdi, namazını kıldı. Arada bir kendisi bizlere hitaben, “Yanlış yapıyorsunuz” diyordu. Özel Kuvvetler’den gelenler koluna girip alıp götürdüler. “
Akar’ın eşinin gözyaşları
Akar, Akıncılar Üssü’ne götürüldükten sonra Türkkan, karargâhta kalmış. “Makamı emniyete aldığını belirten” Türkkan, Dişli’nin telefonu üzerine Hulusi Akar’ın eşini aramış.
“Komutanı götürdükten sonra Dişli Paşa beni telefonla aradı. Komutanın eşini aramam konusunda isteği olduğunu söyledi. Ben de bunun üzerine hanımefendiyi askeri hattan aradım. Komutanımız iyi, hiç problem yok gibi rahatlatmak adına şeyler söyledim. Konuşurken ağlıyordu.”
Başarısız olduklarını 09:00’da anladılar
Türkkan’ın ifadesine göre karargâhta hareketliliğin merkezi Albay Orhan Yıkılkan’ın kullandığı özel kalem müdürü odasıydı. Darbe faaliyetinin buradan organize edildiğini söyleyen Türkkan, kendisinin bulunduğu bölümde arbede ya da çatışma yaşanmadığını ancak Genelkurmay’ın etrafında vatandaşların toplandığını anlattı.
Türkkan, vatandaşlara ateş açıldığını gördüğünde yaptığından pişman olduğunu da söyledi.
“Bombaların patladığını, sivil halkın zarar gördüğünü ilerleyen zamanlarda öğrendikçe ben de pişman olmaya başladım. Yapılanlar katliam gibiydi. Benim Allah rızası için çalıştığını düşündüğüm cemaatin girişimiyle bunlar yapılıyordu. Sabaha karşı saat 09:00 sıralarında karargâhtaki koridor darbeye iştirak edenlerle doldu, taştı. Herkes aralarında başarısız olduk, teslim oluyoruz diye konuşuyorlardı. Tuğgeneral Mehmet Partigöç olayı yönlendiriyordu. Teslim olmak için askeri savcı ve Merkez Komitanlığından personel istedi. Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı Paşa’yı cep telefonumdan aradım. Ona komutanım gelin makamı size teslim edeyim dedim. O da kabul etmedi. Sen de diğerleriyle birlikte teslim ol dedi. Samimi olarak pişmanım. Sadece darbeye iştirak etmekten değil, Fethullah Gülen Cemaati mensubu olmaktan dolayı da çok pişmanım.”
“Subayların yüzde 60-70’i cemaatçi”
Fakir bir ailenin çocuğu olduğunu, Cemaat’in abileriyle Ortaokul’da tanıştığını belirten Türkkan 1989’da Işıklar Askeri Lisesi Sınavı’na girerken soruların kendisine verildiğini söyledi. 1990’lı yıllardan bu yana sınavla okullardan gelen ve orduya alınan subayların yüzde 60-70’inin cemaatçi olduğunu söyleyen Türkkan’a göre, genelde cemaatçi olan Subaylar, Kurmay Subayları.
Genelkurmay Eski Başkanı Necdet Özel’in emir Subay yardımcılığı görevini yürüttüğü dönemde Özel’in odasına “Murat abi’nin verdiği dinleme cihazını” yerleştirdiğini söyledi.
“Necdet Özel Paşa döneminde iki yıl Hulusi Akar Paşa, iki yıl da Yaşar Güler Paşa, Genelkurmay 2. Başkanlığı görevini yürütmüşlerdi. Her ikisinin de emir subayı arkadaşım olan Binbaşı Mehmet Akkurt’tu. Mehmet Akkurt da Fethullah Gülen Cemaatinin bir mensubudur. Ses kayıtlarını onunla birlikte yaptık. O da isimlerini belirttiğim Genelkurmay 2. Başkanlarının odasına dinleme cihazı yerleştiriyordu. O’nun cemaat abisinin kim olduğunu bilmiyorum. Tahminen Türk Silahlı Kuvvetlerde ne olup bittiğini dinlemek için cemaat bu paşaları dinliyordu. Bize söylenen Yaşar Paşa cemaatçi değildi, fakat Hulusi Paşa için cemaati seven, sempatizan, zarar vermeyen kişi diyorlardı.”
Kaynak: Hürriyet