Kılıçdaroğlu, Tekirdağ'daki bir otelde düzenlenen "Büyük Buluşma Trakya" toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin geleceğine yönelik bir strateji ortaya koymak istediklerini söyledi.
Türkiye'nin katma değeri yüksek ürünler üreterek saygınlığının artacağını anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
''Biz uygar dünyanın parçası olmak istiyoruz, Ortadoğu'nun değil, üçüncü dünya ülkesinin bir parçası olmak istemiyoruz. Uygar dünyanın, gelişmiş ülkelerin parçası olmak istiyoruz. Yani, çağdaş medeniyeti, çağdaş uygarlığı yakalamak istiyoruz. Yeni bir hareket başlatmak zorundayız, ülkemizden yana, insanımızdan yana. Ama bu hareket, içi bilgi dolu bir hareket olacaktır. Kaba bir hareket değil. Ne söyleyeceksek, bilgiye dayalı olacak, neyi yapacaksak, bilgiye dayalı olacak. Karşıdaki insan size güvenecek, 'bunlar bu konuyu biliyorlar' diyecek. 'Evet biz o konuların tamamını biliyoruz' diyeceğiz. Sivil toplum, meslek kuruluşları, sanayi odası, ticaret odası, çevre dernekleri, hayvansever dernekler, Ergene'yi kurtarmak için mücadele edenler, eğer sizin ülkenizde demokrasi yoksa, bunların hiçbirisi olmaz arkadaşlar. İnsana değer vermeyen, insanın hakkına değer vermeyen bir hareketin dünyada büyüme şansı kocaman bir sıfırdır, yoktur zaten.''
"Adalet yoksa ortada hiçbir şey yoktur"
CHP lideri, güçlü bir demokrasi için yargı bağımsızlığının önemine işaret ederek, ''Ne diyor bir bilge; 'Adalet kutup yıldızı gibidir. Yerinde sabit durur, bütün kainat onun etrafında döner' adalet budur. Eğer bir insanda adalet duygusu zedelenirse, orada toplum yoktur ve devlet de yoktur. Çünkü adalet mülkün temelidir. Oradaki mülk kavramı devlet demektir. Adalet devletin temelidir" dedi.
Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yargının tarafsız ve bağımsız olması lazım. Ben rahatlıkla diyebileceğim. Evet Ankara'da hakimler var, Berlin'de hakimler var dendiği gibi. Adaletin olmadığı bir yerde, bunların hiçbirisi olmaz arkadaşlar. Peki bugün Türkiye'de yargı bağımsız mı? Hayır. Tarafsız mı? Kocaman bir hayır. Yargıçlara bakın şimdi, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu, efendim 4 kişi bilmem milliyetçi, 4 kişi sosyal demokrat, 4 kişi cemaatten, 4 kişi de AKP'li. Böyle yargı mı olur, böyle yargıç mı olur? Cübbeyi hakim niye giyer? Neden önünde düğme yoktur? Yargının kendine özgü koşulları vardır. Kimsenin önünde hakim eğilmez. Kimsenin önünde önünü iliklemez. Yargı budur. Çünkü o adalet dağıtıyor. Onun dağıttığı adalete hepimiz güveneceğiz. Ama siyasal endeksli bir adalet, adalet değildir. Sosyal demokrat bir partinin genel başkanı olarak söylüyorum. 'Şu hakim sosyal demokrat' dendiği zaman benim ağırıma gider. O hakim, dünya görüşü ne olursa olsun ben onu hakim olarak görmek isterim, yargıç olarak görmek isterim. Adalet dağıtan birisi olarak görmek isterim.''
Kılıçdaroğlu, şu anda Türkiye'de ciddi bir medya özgürlüğü sorunu bulduğunu savunarak, "Bakın ben hiçbir ayrım yapmıyorum. Bizim de karşımızda olan, bizi de eleştiren gazeteler var. Hiçbir zaman aman şunlar yazdı, bunları derhal kapatalım diye bir düşünce asla aklımdan geçmez, çünkü siyasetin yani ülkeyi yönetenlerin ihtiyaç duyduğu şey alkış değil, ihtiyaç duyduğu şey sağlıklı eleştiridir" diye konuştu.
Gazetecinin, toplum adına bir kamu görevini yerine getirdiğini, toplumu bilgilendirdiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Eğer siz doğru haber yaptı diye gazeteciyi hapse atarsanız, bütün dünya ayağa kalkar, çünkü bu aynı zamanda bir insan hakları ihlalidir" dedi.
"Bir PKK belası vardı şimdi bir de DAEŞ belası çıktı"
Türkiye'nin toplumsal barışının dinamitlendiğini savunan Kılıçdaroğlu, ''Her gün şehitlerimiz geliyor. Vatandaşlarımızın şunu kendisine sormasını isterim; 2002'de iktidar olduklarında sıfır terör vardı. Ne oldu da bugün Türkiye böyle bir batağın içine sürüklendi? Türkiye kan gölüne döndü, neden oldu? Bir PKK belası vardı şimdi bir de DAEŞ belası çıktı. 70 ilden Türkiye'den DAEŞ'e katılan var. Bu ne demektir? Türkiye'de DAEŞ taban buldu demektir'' şeklinde konuştu.
Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
''Kürt sorunu var mı? Var. Nasıl çözülecek? Demokrasi ve özgürlük bağlamında çözülecek. Aksi halde bu sorun devam eder gider arkadaşlar. Eğer Türkiye'de bir sorun varsa, o sorun nasıl çözülür diye soruyorsanız, gidecek tek adres vardır o da CHP. 'Sorun böyle çözülmez' dedik onlara. 'Yanlış yapıyorsunuz. Biz çözeceğiz' dediler. Siz çözerseniz önce ben gelip sizi tebrik edeceğim. Sorun İmralı'da kurulacak masada çözülmez. Nerede çözülür? TBMM'de çözülür. Şimdi yeni uyanmışlar, 'evet mecliste çözülür' diyorlar. Ama bu kadar olaydan sonra… ''
Kaynak: AA