200’den fazla sivil ölüm. Kobani’deki kanlı bilanço bu.
IŞİD’in hem bombalı saldırıları ile Kobani’de ölen sivil sayısı, geçtiğimiz yıl şehirde IŞİD ve YPG arasında yaşanan savaşta ölen sivil sayısının neredeyse dört katı.
Biz Türkiye’de bu sivil ölümleri konuşmadık, yas tutamadık.
Zira alınacak siyasi pozisyonlar, görülecek iç hesaplar vardı.
Yaralılar Türkiye’deki hastanelere taşınırken, cenaze evlerine ağır bir matem havası çökmüşken, Türkiye’de başka bir gündem vardı…
#TeroristTürkiye, Twitter’da dünya çapında trending topic oldu, PKK medyasına göre sorumlu belliydi: IŞİD Türkiye’den Kobani’ye girmiş, saldırı Türkiye tarafından organize edilmişti!
Bu temelsiz iddianın dile getirildiği ilk yer Suriye devlet ajansı olması ve PKK medyasının bunu hiç sorgulamadan, hatta bunun üzerine ek yalanlarla servis etmesi moda tabirle manidar oldu.
Bundan önce benzer vakalar karşısında hazırlıksız yakalanan, kendini anlatmak konusunda başarılı olamayan Türkiye tarafı ise bu krizde çok daha profesyonel davrandı. Sınırlara IŞİD ile mücadele kapsamında konulan güvenlik kameralarından olay anını yansıtan görüntüler medyaya derhal sunuldu. Görüntüler IŞİD teröristlerini taşıyan kamyonetin Türkiye’den değil, Carablus’tan yani Kobani’nin batısından girdiğini gösteriyordu. Başbakanlık Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Cemalettin Haşimi ve ekibi kamuoyunu doğru bilgiler ile sürekli bilgilendirdi.
HDP’li yetkililer için ise bunun önemi yoktu. HDP eş başkanı Figen Yüksekdağ önce IŞİD’in Türkiye hükümeti tarafından desteklendiğini söyledi, daha sonra ise eğer Türkiye desteklemiyorsa, desteklemediğini kanıtlasın diyerek ancak felsefe öğrencilerine tez konusu olabilecek bir yokluğun ispatlanmasının imkansızlığı teması sundu.
Peki neden? Amaç nedir?
Eğer Kürt hareketi gerçekten, Türkiye devletinin çoluk çocuğu sahurda katleden bir vahşi terör örgütüne destek verdiğine inanıyorsa, neden bu devletle masaya oturuyor?
Eğer Kürt hareketi gerçekten, AK Parti’nin IŞİD’e zihniyet ve yöntem olarak benzediğine inanıyorsa, neden HDP eş başkanı Selahattin Demirtaş, CHP-AKP koalisyonunu destekleyeceklerini açıklıyor?
Bu saldırıda Türkiye’nin hiçbir payı olmadığı açıkken, neden Kürt tabanını provoke edecek ve hatta sokağa dökecek açıklamalar yapılıyor?
Kürt hareketi neden kendilerine Türkiye tarihinde eşi benzeri görülmemiş bir şekilde barış eli uzatan bir lidere, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a “terörist” deme densizliğine, bu çirkinliğe başvuruyor?
Masum insanların kanı üzerinden bu siyaset neyi hedefliyor?
Türk-Kürt barışını mı? Toplumsal uzlaşmayı mı?
Yoksa bölgesel başka hesapları mı?
Kobani’de ölenler, acısı realpolitike, propagandaya malzeme edilenler bir özrü hak etmiyor mu?
(*) Özür diliyoruz Kobani