Lise çağlarında Houston’da yaşarken Yates Lisesi’nde Amerikan futbolu oynamış, lise takımı 1992 yılında Texas şampiyonasında ikinci olmuştu.
Hayatının inişe geçtiği en kötü anlardan biri ise 2007 yılında hırsızlıktan tutuklanıp 5 yıl hapis yatmasıydı.
Fakat 25 Mayıs günü 46 yaşında Minneapolis’te yaşama veda eden Floyd genel olarak sıradan bir Amerikalı gibi yaşamış, önüne çıkan kişisel ve toplumsal engelleri aşmaya, daha iyi bir hayat kurmaya çalışmıştı.
100 binden fazla Amerikalının hayatına mal olan ve 40 milyon kişiyi işsiz bırakan büyük bir kamu sağlığı krizinin ve ekonomik darboğazın orta yerinde ölümü, ABD’nin 2020 yılında yaşadığı sıkıntılar sıralamasında yerini aldı.
George Floyd’un resmi ve ‘Nefes Alamıyorum’ şeklindeki son sözleri Berlin’de bir duvarda
Texas eyaletinde Houstonlı bir ailenin çocuğu olan Floyd, kent merkezinin hemen güneyinde, siyahların yoğun yaşadığı Üçüncü Bölge’nin göbeğinde büyüdü.
Ünlü Amerikalı şarkıcı Beyonce’nin de doğup büyüdüğü bu mahalle aynı zamanda Blues müziğinin önemli isimlerini de yetiştirmişti. Floyd’un da 1990’larda bir süre Houston’lı hip-hop tarzının efsanevi yaratıcısı DJ Screw ile çalıştığı ortaya çıktı.
Fakat her Amerikan kenti gibi Houston’un aynı zamanda yoksulluk, ırk ayrımcılığı ve eşitsizliklerle örülü bir tarihi de var.
20. yüzyıl boyunca devam eden ırk ayrımcılığının damgasını taşıyan Üçüncü Bölge son yıllarda çete savaşlarına ve konut sıkıntısının yol açtığı gerginliklere sahne oluyordu.
Floyd’un, aynı mahallede yaşayan ve Reconcile adıyla rap müziği yapan arkadaşı Ronnie Lillard BBC’ye “Ne zaman buralı olmayan birini mahalleye götürsem, ‘Aman Allahım böyle yoksulluk görmedim’ demiştir. İnsanlar hala 1920’lerde yapılmış gecekondularda yaşıyor. Yoksulluk çok derin ve orada yaşayan biri olarak söylüyorum, kaçınması çok zor” diyor.
Lillard, belediye konut projesi Cuney Evleri’nin bulunduğu bölgede Floyd’un iyi tanındığını söylüyor ve ekliyor:
“Cuney Evleri’ne diğerlerinden farklı oldukları için ‘Tuğlalar’ denirdi. Orada yaşıyorsan ‘Tuğla Oğlan’ oluyordun. Floyd da bunlardan biriydi” diye anlatıyor.
‘Nazik dev’
2 metreyi aşan boyuyla, genç yaşlarında spora yetenekli çıktı. Onu o sırada George Floyd’u tanıyanlar onun için “Nazik dev” ifadesini kullanıyor. Floyd özellikle basketbol ve Amerikan futbolunda çok başarılıydı.
Çocukluk arkadaşı ve eski bir takım arkadaşı olan Jonathan Veal, Amerikan medyasına onu anlatırken “Aklım uçmuştu, düşünün 12 yaşında bir çocuğun boyu 2 metreye yakındı. Hayatımda o zamana kadar hiç o kadar uzun birini görmemiştim” diyor.
John Yates Lisesi’nin Amerikan futbolu takımında 88 numaralı formayı giydi. Daha sonra Florida’daki Güney Florida Devlet Koleji takımına basketbol oyuncusu olarak alındığı için bu okula geçti. CNN’e göre 1993 ile 1995 yılları arasında bu okulda okudu.
Daha sonra Texas’a dönüp üniversiteye kaydolduysa da eğitimini tamamlamadı.
Bundan sonra hayatının yönü değişti ve 2007 yılında tutuklanıp 5 yıl hapis cezası alana kadar geçen sürede birkaç kez hırsızlık ve uyuşturucu madde taşımak gibi suçlardan gözaltına alındı.
Yeni bir sayfa açma çabası
Cezaevinden çıktıktan sonra mahallesindeki Resurrection Houston adlı kiliseyle ilişkisini geliştirdi.
Arkadaşı Ronnie Lillard, Floyd’un bu dönemde hayatını ve çevresini değiştirmeye çalıştığını söylüyor.
Floyd’un sosyal medyada yaygınlaşan, silahlı şiddet olaylarını kınadığı ve gençleri “eve dönmeye” çağırdığı video kaydının 2017’de kaydedildiği düşünülüyor.
Ailesi, Houston Chronicle gazetesine, Floyd’un, arkadaşlarının teşvikiyle 2018 yılında bir Hristiyan örgütlenme üzerinden Minnesota’ya taşındığını anlattı.
Eski arkadaşı ve aynı sınıfta okuduğu Christopher Harris medyaya Floyd’un “Yeni bir başlangıç yapmaya çalıştığını” söyledi ve “Kaydettiği mesafeden mutluydu” diye konuştu.
Salvation Army Vakfı’nda güvenlik görevlisi olarak iş bulan Floyd, daha sonra kamyon şoförlüğü de yaptı. Kendisine “Koca Floyd” deniyordu.
Salgınla birlikte işsiz kaldı
Ne var ki Covid-19 krizi başlayıp işyerleri topluca kapanınca bir çok Amerikalı gibi Floyd da işsiz kaldı.
Gözaltına alındığı gün sahte bir 20 dolarlık banknotla sigara almaya çalıştığı söyleniyor.
Floyd’un ölümü ABD’nin dört bir yanında kimisi isyana dönüşen öfkeli protestolara yol açtı.
20’den fazla şehirde 1600’den fazla kişi gözaltına alınırken, 15 eyalette Ulusal Muhafız birlikleri konuşlandırıldı.
Arkadaşı Floyd’u “barışçıl bir insan” diye tarif eden rapçi Ronnie Lillard, “Affetmeye meyyal bir kalbi vardı, ama aynı zamanda toplumunun sorunlarının farkında olan biriydi” diyor ve protestolar hakkında şu yorumu yapıyor:
“Bence bu olay artık George Floyd’u aşan bir boyuta geldi. Bence Amerika’nın Amerika’yla ilgili düş kırıklığını ve öfkesini izliyorsunuz.”
Kaynak: BBC Türkçe