Ekrem İmamoğlu, CHP seçmeninin ötesine gidebildiği, farklı siyasi eğilimlere seslenebildiği için kazandı. Aslında siyasette başarı, "öteki"nin de gönlünü kazanabilmek, onun oyunu alabilmekten geçiyor.
Bu bir siyasi tercih meselesi aynı zamanda. Bazı siyasi liderler kutuplaştırıcı bir yaklaşımla kendi seçmenini katılaştırmaya çalışarak kazanmak yolunu seçerler.
Bazıları da, kendi seçmeninin ötesine ulaşarak, kutuplaşma yerine, uzlaşma hattını benimseyerek başarı kazanırlar.
İmamoğlu, yalnızca CHP'li seçmenin oylarıyla İstanbul'u kazanamayacağını biliyordu. Bu nedenle seçim stratejisini, karşı taraftan oy kazanmak üzerine kurdu. Hedefine de ulaştı. Bu çizgi yalnızca oy almaktan ibaret değil.
Aynı zamanda farklı olanla, değişik siyasi eğilim içindekiyle birlikte çalışabilme niyetini de içeriyor. Zaten İmamoğlu, Beylikdüzü Belediye Başkanlığını kazandıktan sonra, önceki AK Partili belediye başkanının ekibinden isimlerle çalıştığını vurgulamıştı. "Önce liyakat" demişti.
Nitekim İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde de belli ki, bu uygulamayı sürdürmek istiyor. Belediyenin geçen dönemdeki bazı isimleriyle birlikte çalışmaya devam edeceği görülüyor.
Başarının yollarından birisi de; kurumun hafızasını korumak, yanlışlarını ve doğrularını bizzat o pratiğin içindekilerden öğrenmek, onlarla çalışmak ve tecrübeyi onlardan devralmak olduğu bir gerçek. İmamoğlu da, geçmiş deneyimi de devralarak işe devam eğilimini benimsemek niyetinde.
Uzlaşma ve liyakatı öne çıkarma
Bahaddin Yetkin'in İSBAK'ın başına getirilmesi ve ona yönelik tepkinin arka planına bakalım. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, bu olayı "ufak bir yol kazası” olarak değerlendiriyor. İmamoğlu'nun danışmanı Murat Ongun ise, “siyaset" yerine "liyakat" tercihini sürdüreceklerini tekrarlıyor:
“Sayın İmamoğlu 'Arkadaşlarımız işe alırken incelemelerini liyakat ve tecrübe üzerine yaptı. Baktığımız pencere buydu' değerlendirmesinde bulundu. Ayrıca, İSBAK A.Ş. Genel Müdürlüğü’ne atanmadan evvel, Bahaddin Yetkin'in AK Parti'den milletvekili aday adayı olduğu tarafımızca biliniyordu.
Lakin, hem kamuoyuna yansıyan sosyal medya paylaşımları, hem de bu akşam sona eren incelemede görüldü ki, asla yönetim ve hayata bakış açımızla örtüşmeyecek başka paylaşımlar da yapılmıştır." İmamoğlu’nun bu çizgisine, kutuplaştırmaya karşı yeni arayışları ifade eden bir uzlaşma eğilimi olarak şans tanımalıyız.