ABD’nin görevden ayrılan eski Suriye Özel Temsilcisi ve 2008-2010 arasındaki Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, evinde ağırladığı Al Monitor muhabiri Jared Szuba’ya uzun bir mülakat verdi.
2018-2020 yılları arasında Trump’ın Suriye Özel Temsilcisi olarak sık sık Türkiye’ye gelen Jeffrey, Türkiye – Suriyeli Kürtler – ABD arasında yaşanan krizlerin arka planını anlattı.
Mülakatta Jeffrey, Türkiye ve Erdoğan’la ilgili de ilginç tespitler yaptı:
“Öncelikle Türkiye ile Erdoğan’ı birbirinden ayırmak gerek. Biden için en büyük meydan okumalar Çin, Rusya, Kuzey Kore, İran nükleer anlaşması ve iklim. Bu beşi en büyükleri. Altıncısı da Türkiye. Çünkü Türkiye, ilk beşten ikisini direkt etkiliyor: Rusya ve İran. Ayrıca sekiz ya da dokuzuncu sırada yer alan terörizm konusuna da etkisi bulunuyor. Çok önemli bir NATO ülkesi. İran’a karşı anti-balistik füze sistemi savunmasının merkezi Türkiye’de. Muazzam bir askeri varlığımız var burada. Ortadoğu, Kafkaslar ve Karadeniz’de Türkiye’siz bir şey yapamayız. Türkiye, İran ve Rusya ile de doğal olarak karşıt.
“Erdoğan, güç merkezli düşünmede çok iyidir. Nerede bir boşluk görürse, oraya doğru hareket eder. Erdoğan hakkında bir diğer şey; çıldırtıcı derecede kibirli, tahmin edilemez ve kazan-kazan çözümlerine yanaşmaz oluşu. Ancak zorlandığında, onunla pazarlık yaptım, mantıklı bir aktör olur.
“Yani Biden, dünyayı şu anda çoğumuz gibi görürse, Türkiye son derece önemli hale geliyor. Bakın Erdoğan sekiz ayda İdlib, Libya ve Dağlık Karabağ’da neler yaptı. Rusya ya da Rus müttefikleri her üçünde de kaybedenler oldu.”
“Rusya Türkiye’nin bir taburunu katletti”
Jeffrey, “Biden yönetiminin Erdoğan’a yaklaşımı nasıl olmalı” sorusuna da şöyle yanıt verdi:
“Erdoğan dişinizi gösterene kadar geri çekilmez. Ekim 2019’da ateşkesi müzakere ederken biz bunu yaptık. Ekonomilerini yok etmeye hazırdık. Rus jetinin düşürülmesinden sonra Putin’in yaptığı da buydu. Ruslar İdlib’te Türkiye’ye iki sert mesaj gönderdi. Türklerin bir taburunu katlettiler. Ancak işler Rusya’nın istediği gibi gitmedi.
“Erdoğan çok ileri gittiğinde onu gerçekten sıkıştırmaya istekli olmalısın ve bunu önceden anlamasını sağlamalısın. Türkiye’nin pozisyonu hiçbir zaman yüzde 100 doğru değil, ancak onların da kendi mantıkları ve argümanları var. Onlara Rusya ve İran’a karşı önemli müttefik ve siper rolünü geri verip, en azından argümanlarını dinlememiz ve uzlaşmacı çözümler bulmaya çalışmamız gerekir.”