Cumhurbaşkanı Erdoğan, 26 Kasım’da yaptığı konuşmada “Geniş bant internet abone sayısı 77 milyonu, sabit geniş bant abone sayısı 14 milyonu, fiber abone sayısı 3,5 milyonu, makineler arası iletişim abone sayısı 6 milyonu geride bıraktı” ifadelerini kullanmıştı. Bu rakamlar doğru mu? Geniş bant internet abone sayısı tam olarak nedir? Türkiye’de kaç kişi geniş bant internet hizmetine ulaşabiliyor?
FCC, 2015’ten bu yana ADSL’yi geniş bant olarak kabul etmiyor. Sabit geniş bant 25 Mbps ve üzeri hızlar için kullanılan bir terim. Bizim ADSL hatlarımız 25 Mbps hızlarına zaten ulaşamıyor. Türkiye’de şu anda yaklaşık 3,5 milyon sabit geniş bant abonesi var. Bunlar fiber abonelikler. Kablo fiber aboneliklerini de eklersek bu sayı yaklaşık 4 milyona çıkıyor.
Türkiye, dünyanın en yavaş ve en pahalı internet kullanan ülkelerinden biri. Bunun sebebi sizce ne? Altyapı eksikliği mi, yoksa yönetsel eksiklikler mi?
Her ikisi de diyebiliriz. Aslında fiberde Mb başına maliyet, ADSL’ye göre daha ucuz.
Türk Telekom’un zamanında döşediği bakır kablolar kullanılıyor, şu anda ADSL hatlarda. Bunlar çok eski ve şimdiye kadar çoğunun fiber kablolarla değişmesi lazımdı. Bu altyapı yatırımı çok uzun yıllardır yönetimin aksiyon almamasından dolayı yapılmıyor. Bunun yanında FTTB diye tabir edilen, bina dışı kutuya kadar gelen fiber hatlar var. Ancak bina yönetimlerinin anlaşması bakır kablo üzerinden hizmet veren firmalarla yapıldığı için o fiber kutular kullanılamıyor.
Türkiye aynı zamanda dünyada internetin en çok kısıtlamaya uğradığı ülkelerden biri. Türkiye’nin internet özgürlükleri karnesindeki notları nasıl?
Çok zayıf. Bunu hepimiz biliyoruz. Ama bu zayıf karnenin nelere mal olduğuna bakalım; daha doğrusu, kuvvetli bir karneyle neler olabilir ona bakalım.
Dünyanın nereye gittiğini ve oradaki mevzuat boşluklarını anlarsanız, vakumlu arabaları, trenleri, bio-hacking denen mühendislik konularını bile ülkenize taşırsınız. Bugün devletin teknolojide ve eğitimde dünyanın nereye gittiğini anlamak için bir günlük bir gecikmeye bile tahammülü olmaması gerekirken, biz internet kısıtlamalarıyla uğraşıyoruz.
Ne oluyor? Her konuda fersah fersah geriden geliyoruz. Dünyayı yakalamanın ve onun önüne geçmenin, daha da önemlisi ilerlemenin bir tek koşulu var. Hızlı, ucuz ve özgür bir internet. Nokta.
Türkiye’de mevcut internet sansürlerinin yanı sıra, kamuoyunda “sosyal medyaya sansür yasası” olarak bilinen kanun Eylül ayında uygulamaya girdi. Sosyal medya devleri, YouTube istisnası dışında Türkiye’ye temsilcilik atamayı ve Türkiye’de ofis açmayı reddediyor. Uzun süre Silikon Vadisi’nde çalışmış biri olarak bu süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?
Geniş perspektiften bakarsanız, sosyal medya sansürü dediğimiz şey aslında kişinin kendi hür düşüncesini dile getirmesinin yasaklanması. Kimse kimseyi eleştiremez duruma geldi. Bu eleştirilere karşı devlet bir sorumlu bulamadığı zaman medya şirketinin temsilcisine “gel bakalım, sen sorumlusun” diyebilecek. Bunun için de temsilci atamasını istediler.
Asıl sorun ise üçüncü ceza sonrası baş gösterecek. İkinci cezayı ödemezlerse Türk vergi mükelleflerinin bu platformlara reklam vermesi yasaklanacak. Sonu yine ekonomiye, kobiye dokunacak.
Pandemi günlerinde dükkânına kepenk vuran esnaf, bir hevesle dijital pazar yerlerinde dükkân açarak, sosyal medya reklamı yaparak ürün satmaya çalışıyor. Bir sonraki yaptırımda kobi reklam veremezse ve ciro yapamazsa bu yasak dolaylı olarak işverene , o işyerlerinde çalışan işçiye dokunacak. Bu cezalara karar verirken daha geniş kapsamlı bir bakış açısıyla bakmak lazım.
Metroda internet talebiniz Türkiye’de çok geniş bir yankı uyandırdı. Size gelen olumlu ve olumsuz tepkiler nasıldı? Sizce ne zaman metrolarda özgürce internet kullanabileceğiz?
Çok yakın. Girişimlerimiz her kesim tarafında pozitif olarak karşılandı. İBB meclis başkan vekili, konuşmam sonrası AK Partili genç meclis üyelerinin de el kaldırdığını dile getirmişti. Toplumu birleştirici bir unsur olduğunu zaten biliyorduk. Bu şekilde kanıtlanmış oldu. Hava, su, elektrik kadar gerekli bir ihtiyaç olan internete her yerden hızlı, ucuz ve özgürce erişilmesine kimsenin olumsuz bakacağını düşünmüyorum.