Ayda birkaç kez annemin cinayetini soruşturan kişiyle aynı odada oturmam gerekiyor. Ailemiz onu ilk defa 6 yıl önce annemi tutuklamaya geldiğinde görmüştü.
Annem başbakan adaylarından biriyle ilgili mizahi bir yazı yazmıştı ve destekçilerinden biri annemi polise şikayet etti.
Bu yüzden gecenin bir yarısı evimize elinde gözaltı emri olan bir polis gönderildi.
Ben o sırada dünyanın diğer ucunda çalışıyordum ve insanlar bana annemin gece 01:30'da, babamın gömleğini giymiş halde karakoldan çıkışını gösteren videoları gönderiyordu.
Birkaç saat sonra annem yeniden kendi internet sitesinde gözaltına alınması, yeni başbakanın kendine güvensizliği ve gözaltına alındığı sıradaki görüntüsü hakkında alaycı yazılar kaleme alıyordu.
"Gecenin bir vakti cinayet büro polisi evime beni tutuklamak için geldiğindeki dağınık görüntüm için özür dilerim. Böyle durumlarda saçınızı taramak, pudra ve allık sürmek ya da güzel giysiler seçmek aklınıza gelen en son şey" diyordu annem.
Şimdi o gece annemi gözaltına alan dedektif, annemin cinayet soruşturmasını yürütüyor.
Öldürüldüğü gün annem Daphne Caruana Galizia hükümetten bir bakanın emriyle dondurulan hesabını geri almak için bankaya gitmek üzere arabasına binmişti.
53 yaşına yeni girmişti ve 30 yıllık gazetecilik kariyerinin zirvesindeydi.
Sürücü koltuğunun altına yerleştirilen yarım kiloluk TNT uzaktan kumandayla infilak ettirildi.
Hükümet yanlıları annemi hedef alan suikastı göstere gösterilerle kutladı.
Bu bana Türkiye'de Ermeni gazeteci Hrant Dink'in öldürülmesini kutlayanları hatırlattı.
Diğerleri ise cinayeti benim planladığımı ya da annemin isteyerek kendi hayatını tehlikeye attığını söyledi. Buna benzer bir iftira Suriye'de yakalanan ve kafası kesilen Amerikalı muhabir James Foley için de atılmıştı.