Beyaz Saray’ın iki Körfez ülkesine ilişkin bu kararı, Trump yönetiminin yakın ilişkiler geliştirdiği Sünni Arap ülkeleriyle teması ‘yeniden ayarlama’ adımları olarak değerlendirildi.
Askıya alınan anlaşmalar arasında ABD’nin BAE ile yaptığı 23 milyar dolarlık yüksek teknoloji silah satışları ve Suudi Arabistan’a yapılan mühimmat satış sözleşmesi de yer alıyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı, Beyaz Saray’a yeni gelen yönetimler için, anlaşmaları gözden geçirme ve geçici olarak askıya alma sürecinin ‘stratejik amaçların belirlenmesi için rutin bir prosedür’ olduğunu söyledi.
ABD’nin BAE ile sonbaharda yaptığı anlaşmanın büyük bir kısmını 50 adet Lockheed Martin F-35 savaş uçağının satışı oluşturuyor. Anlaşmaya dahil olan diğer şirketler, General Atomics ve Raytheon.
Anlaşma uyarınca BAE, İsrail’i tanıma kararı sonra ABD ile yaptığı anlaşma uyarınca F-35 savaş uçaklarına sahip olan ilk Arap ülkesi olacaktı.
BAE’nin Washington Büyükelçisi Yusuf el Otaiba Twitter hesabından, anlaşmaların gözden geçirilmesini beklediklerini söyledi ve satış programını “İran’a karşı güçlü bir caydırıcı” sözleriyle savundu.
Reuters’ın haberine göre Raytheon yönetini, gelirleriyle ilgili yatırımcılarla Salı günü düzenlediği konferansta, “yönetimdeki değişiklikle, Orta Doğu’daki bir müşteriye yaklaşık 500 milyon dolarlık doğrudan satış yapmak için ruhsat almamız da zorlaştı” dedi.
Habere göre Raytheon müşterinin adını vermedi.
Suudi Arabistan ile ilişkiler
Diğer yandan Biden, ABD’nin Suudi Arabistan’ın Yemen’deki savaşına desteğini çekmesi için de çağrıları yapıyordu.
Görevindeki ilk gününde de ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, bakanlıkta ‘ahlak ve güvenin yeniden inşa edileceği’ sözünü verdi.
Blinken ayrıca, Suudi Arabistan’ın İran destekli Husilere yönelik bombardımanını sürdürdüğü Yemen’de sivillerin yaşadığı felaketleri gündemin önceliklerinden yapacağını söyledi.
Basın toplantısında Blinken şu açıklamayı yaptı: “Suudi Arabistan öncülüğünde bir kampanya yürütüldüğünü gördük. Bu kampanya, günümüz dünyasının en kötü insanlık krizi olarak durumuna katkı sağladı. Bu bir anlama geliyor. Krizin ortasında acil insani yardım ihtiyacında olan Yemen halkına ulaşabilmek için elimizden gelen her şeyi yapmamız çok önemli.”
Blinken, 29 milyon nüfuslu Yemen’de halkın yüzde 80’inin yardımlara bağımlı olduğunu ifade etti.
AFP’ye konuşan Washington merkezli düşünce kuruluşu Quincy Enstitüsü’nden araştırma görevlisi Annelle Sheline, yalnızca Suudi Arabistan ile değil, BAE ile yapılanların da gözden geçirilmesinin ‘hem şaşırtıcı hem de cesaret verici’ olduğunu söyledi ve şu yorumu yaptı:
“Her ne kadar BAE ustalıkla bir halkla ilişkiler kampanyası yürütmüş olsa da, Yemen’deki sefalette onların da eşit oranda sorumluluğu var, ayrıca Libya’da olduğu gibi aslında Suudilerden çok daha saldırgan bir dış politika izlediler. Biden hükümetinin de bunun farkında olduğu görülüyor.”
Wall Street Journal gazetesi, anlaşmaların gözden geçirme süresinin ne kadar süreceğine dair bir bilgi olmadığını yazdı.
Kaynak: BBC Türkçe