Virüs salgını nedeniyle uygulanan izolasyon sistemine bir itirazımız yok. Ancak 65 yaş üstü insanların eve kapatılıp tecrit edilmesini onaylamıyoruz. Arkadaşım Prof. Dr. Mete Tapan yolladığı e-mail’de buna dikkat çekiyor:
Günler evde, hele bizim gibi faal insanlar için zor geçiyor. 65 yaş üstü kişilerin ev hapsine sokulması dünyada (Sırbistan ve Kolombiya’nın bir bölümü hariç) pek görülmüş bir şey değil. Sokağa çıkmak ya herkes için olmalı veya olmamalı. Dünya, bu meseleyi insanların ihtiyaçlarını karşılamaları için günde bir iki saat sokağa çıkma iznine bağlayarak hallediyor. Sen de lütfen bu işi düşün. Belki bir çare bulunmasına yardımcı olursun.
65 yaş üstünü tecrit etmek, zaten risk altında olan bu grubu hayattan tamamen soyutlamak, insan haklarıyla bağdaşmıyor.
Bu tecritin işe yaradığına dair bir veri de yok. Ölümlerin çoğunluğu, bunca tecrite rağmen yine bu yaş kuşağında gerçekleşiyor. 65 yaş üstüne belli bir hareket imkanı tanınmasını, bu uygulamaya son verilmesini umuyoruz.
Survivor izlenme birincisi
Acun Ilıcalı’nın Survivor adlı eğlence-yarışma programını bilmeyeniniz yoktur. Survivor kelimesi, “bir felaketten, bir kazadan kurtulan, hayatta kalan” anlamına geliyor. Türkiye, salgında hayatta kalmaya çalışırken, TV izleyicilerinin büyük bir çoğunluğu da ilginç şekilde Survivor izliyor.
Dominik Cumhuriyeti toprakları içinde bir grup yakışıklı erkek ve güzel kadın, günlerdir yarışıyorlar. Dün örneğin plaj voleybolu maçı vardı. Milli voleybol takımının maçlarını izleyen seyircinin belki en az on katı genişliğinde bir kitle, bu amatör maçı izledi. İçinde yaşadığımız koşulların tamamen dışında bir dünya var orada.
Toplum, korona bilgilendirmelerinden, ölümlerden bunaldığından, Survivor’da yarışan gençlerin programını izlemeyi tercih ediyor. Onlar hareket etmenin muhteşem güzelliğini hiç değilse hatırlayıp zevk alıyorlar.
Bakımevleri-Huzurevleri
Bakımevlerinde-huzurevlerinde kalanların çoğunluğu 80 yaşın üstünde ve en az birkaç kronik hastalığa sahip. İstanbul’da Adora Bakımevi Müdürü Doç. Dr. Gaye Esmeray, COVID-19 salgınıyla ilgili yaşadıkları temel bir sıkıntıyı ifade ediyor: Virüsle ilgili yapılan tanı testleri için bakımevindeki yaşlıların hastaneye getirilmeleri isteniyormuş.
Hem taşınması zor hem de virüse karşı dayanıklılığı en düşük düzeyde olan bu insanların tanı testi için hastaneye götürülmeleri hayati risk oluşturuyor. Bakımevlerinde kalanların tanı testlerinin ve onların bakımını sağlayan sağlık çalışanlarının testlerinin, bulundukları yerde yapılması hayat kurtarabilir.
Bu talebi dün Sağlık Bakanlığı yetkililerine de ilettim. İlgileneceklerini ve çözüm üreteceklerini ifade ettiler. Bekliyoruz.